Şimdi Ara

INSANLIGIN COGALISI (Yaratılışı) İlk İnsan Hz Adem ve Havva (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
269
Cevap
0
Favori
22.503
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Relusion


    Araştırma sonuçlarına göre ilk erkek fosilinin Afrika' da bulunduğu belirtiliyor. Modern insan olarak bilinen homo sapiens ilk Afrika' da ortaya çıkmıştır. Farklı sebeplerden ötürü Afrika' dan farklı coğrafyalara dağılmıştır. Bana evrimi destekler nitelikte bir araştırma gibi geliyor. Bahsi geçen kanal hemen her belgeselinde evrim olgusuna işaret edeyor. Evrimi destekleyen binlerce kanıtı, araştırmayı görmezden gelip objektifliği bile tartışılabilecek olan tek araştırmaya güvenmek ne kadar doğru? Bu araştırmayı hangi kesimler destekliyor, herhangi bir dergide veya bilimsel kaynakta yayınlanmış bir araştırma mı?


    Yukarıdaki arastırmadan bahsediyorsanız, konuda buyuk bir yanlıs anlasılma var sanırım.. Bu arastırmaya gore iki insanın arasında yaklasık 50 ile 100.000 yıl arasında fark var.. Yani bu iki insan kesinlikle Adem ile Havva degil.. Carpıcı olması amacıyla bu isimler konmus cunku ikisi de soylarını devam ettirebilmisler..

    Yani evrimi yalanlayan herhangi birsey yok.. Turk kaynakların coguna kasıtlı olarak yanlıs aktarılmıs bir arastırma.. caglarında tek degildi bu insanlar.. Ki ilk soyunu devam ettirebilme sansı yakalmıs olan kadın erkekden binyıllar once dunyada yasamıs birbirlerini gormeleri bile mumkun degil.. yani herhangi bir peygamberle iliskileri yok en azından dinde anlatılan kadarıyla Adem ve Havva ile..




    Arkadaslar körükörüne inanmaktan vazgecin.. Bende bir yaratıcı olduguna inananlardanım.. Ama yaratıcı bile birkonuyu körükörüne saplanıp kalmamızı istemezdi heralde.. Dünyanın başına gelen en büyük derttir bu.. Araştırmadan kabullenmek.. Abisinin herzaman doğruyu yaptığını sanıp onu takip eden kardeş kılığına girmek.. Lütfen biraz daha gözden geçirelim kararlarımızı, ki insanlığı bugüne getiren tek şey sorgulamaktır..




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Relusion


    quote:

    İnsan dünyaya başıboşmu gönderilmiş ki?


    @Kardelen; Mantıksız konuşmayalım lütfen! Dünyada başıboş olup/olmamanın din ve tanrı ile ne ilgisi var? İnançsız bir insanın başıboş, amaçsız olduğuna inanarak kendinizi avutursunuz.

    Ben Kuranı kerime göre hareket ediyorum.Benim kitabımda bu yazıyor kardeş

    Evrendeki Kusursuzluk

    "O,biri diğeriyle 'tam bir uyum' içinde yedi gök yaratmış olandır.Rahman'ın yaratmasında hiç bir 'çelişki ve uygunsuzluk' göremezsin.İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozuklukve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir;o göz umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir." (MülkSuresi, 3-4)

    Evrendekimilyarlarca yıldız ve galaksi mükemmel bir uyum içinde kendileri içintesbit edilmiş yörüngelerinde hareket eder. Yıldızlar,gezegenler ve uydular hem kendi etraflarında, hem de bağlıoldukları sistemlerle birlikte dönerler. Hatta bazen içinde 200 -300milyar yıldız bulunan galaksiler birbirinin içinden geçip giderler.Bu geçişte, evrendeki büyük düzeni bozacak herhangi bir çarpışmaolmaz.

    Evrendehız kavramı dünya ölçüleriyle karşılaştırıldığındaakıl durduracak boyutlardadır. Milyarlarca, trilyonlarca ton ağırlığındakiyıldızlar, gezegenler ve sayısal değerleri ancak matematikçilerinanlayabileceği büyüklükteki galaksiler ve galaksi kümeleri uzay içindekorkunç bir süratle hareket ederler.

    Örneğin,dünya saatte 1670 km. hızla kendi ekseni çevresinde döner. Bugün en hızlımerminin saatte ortalama 1.800 km.lik bir sürate sahip olduğu düşünülürsedünyanın dev boyutlarına rağmen süratinin ne denli büyük olduğuanlaşılır.

    Dünyanıngüneş etrafındaki hızı ise merminin yaklaşık 60katıdır: saatte 108.000 km. (Böylesine büyük bir süratle yolalabilen bir araç yapılabilseydi dünyanın çevresini 22 dakikadadolaşacaktı.)

    Verdiğimizbu sayılar sadece dünya içindir. Güneşsistemi ise daha da ilginçtir. Bu sistemin sürati mantık sınırlarınızorlayacak derecededir. Evrendesistemler büyüdükçe sürat artar. İşte güneş sisteminingalaksi merkezi etrafındaki dönüş sürati: -Saatte tam 720.000 km.,200 milyar yıldızı bünyesinde bulunduran "SamanyoluGalaksisi"nin uzay içindeki hızı ise saatte 950.000 km. dir

    Bubaşdöndürücü hız, aslında dünya üzerindeki yaşamımızınpamuk ipliğine bağlı olduğunu gösterir. Böylesine karmaşıkve hızlı bir sistem içinde dev kazaların oluşmasınormalde oldukça mümkündür. Ancak, ayette dendiği gibi, tüm bu sistemiçinde hiç bir 'çelişki ve uygunsuzluk' yoktur. Çünkü evren de, herşey gibi, "başıboş"değildir ve Allah'ınkoyduğu dengeye göre işlemektedir.


    nsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder KIYAMEH 36
    Yönetici kardeş Kuranı kerimden alıntı yaptım,bunun neresi hata acaba?


    Kainatı benmi yarattım?Dünyanın dönme hızını benmi ayarlıyorum?Yıldızları ve diğer gezegenleri benmi yerleştirdim oraya? Bunlar benim eserim mi?Bunlar bile bir nimaz içinde iken ben NASIL BAŞIBOŞ olabilirim?




  • İman Nedir..?
    İnsan Aklının Bu Muhteşem Varlık Aleminin Karşısında Hayrete Düşmemesi İmkan Haricidir.

    Sahi Nedir Bu Varlığın , Bu Varoluşun Sırrı.? [Bu Soruya En Güzel Cevabı, Dinde,İslamiyet'te, Kuran-ı Kerim'de Son Kutlu Peygamberin Hayatında Buluyoruz.]

    Her İnsan İçin Zamanın Bir Başlangıcı Vardır.Ve Bu O'nun Doğum Tarihidir.Hepimiz Şu Kadar Yıl Önce Varlık Aleminde Yoktuk.Bize Ait Hiçbir İz Yoktu.İsmimiz Bile Anılmıyordu.Derken Varlık Alemine İnsan OIarak Ayak Bastık. Bizim İçin Belirlenmiş Olan Ömür Süresinden Sonra da Bu Hayattan Ayrılacağız...

    “Rahmân’ın Yaratışında Hiçbir Uyumsuzluk Göremezsin. Bir Kere Daha Bak! Hiçbir Çatlak [Ve Düzensizlik] Görüyor musun?
    “Sonra Tekrar Tekrar Bak; Bakışların [Aradığı Çatlak Ve Düzensizliği Bulamayıp] Âciz Ve Bitkin Hâlde Sana Dönecektir. [Kuranı Kerim]

    Etrafımızdaki Varlıklarda Gördüğümüz, İntizam,Düzen,Değerlilik,Fonksiyonellik, Bir Amaca Yönelik Varolma Gibi Özelliklerin Hepsi Tasarımı ,Bilinçli Müdahaleyi ,Mükemmel Bir Aklı,Bilgiyi Gerektiren Özelliklerdir.Yine Şunu Çok İyi Biliyoruz ki, Kendi Bedenimiz Dahil Varlık Alemindeki Hiç Bir Şeyi Biz Kendimiz Yapmadık.Aynı Durum Diğer Varlıklar İçinde Geçerlidir.Diğer Hiç Bir Canlı da Kendisini Var Etmedi.Sahip Olduğu Özellikleri Kendisi Belirlemedi.Hayatta Hiçbir Şeyin Kendi Kendine Olmadığını Gelişmediğini,Gelişemeyeceğini de Çok İyi Biliyor Ve Görüyoruz.
    Varlığa Evrensel Kümeden Başlarsak, Dünyanın Güneş'e Olan Konumunu da Biz Belirlemedik.Bütün Bunlar Bizim Müdahalemiz Dışında ve Bizi Aşan Varlık Olayları.
    Bütün Bunlar Bize Şunu Açıkca Gösteriyor ki,Bizim Dışımızda, Görünmeyen ,Sonsuz Güç Sahibi Biri Bunları Düzenliyor,Güneşi Yörüngesine Oturtan Sonsuz Güç Sahibi,Aynı Zamanda Göz Bebeğini de Düzenliyor.Küçükten Büyüğe Hiç Bir İş,Varoluş Onun Müdahalesi Dışında Kalmıyor.Zaten Hali Hazırda Gördüğümüz O Mükemmel Düzen O'nun Mükemmel Yaratması Ve Sürekli Olarak Gözetip Korumasının Eseridir.

    » ["Sizi Biz Yarattık. Hâlâ Tasdik Etmeyecek misiniz?" "Attığınız O Meniye Ne Dersiniz?!" "Onu Siz mi [Bebeğin Yaratılışı] Yaratıyorsunuz, Yoksa Yaratan Biz miyiz?" Kuranı Kerim]

    ["Gece de Onlar İçin Bir Delildir. Gündüzü Ondan Çıkarırız, Bir De Bakarsın Karanlık İçinde Kalmışlardır.Güneş de Kendi Yörüngesinde Akıp Gitmektedir. Bu, Mutlak Güç Sahibi, Hakkıyla Bilen Allah’ın Takdiri (Düzenlemesi)dir.Ayın Dolaşımı İçin De Konak Yerleri (Evreler) Belirledik. Nihayet O, Eğrilmiş Kuru Hurma Dalı Gibi Olur.Ne Güneş Aya Yetişebilir, Ne De Gece Gündüzü Geçebilir. Her Biri Bir Yörüngede Yüzmektedir. Kuranı Kerim]

    Ayetlerinden de Anlaşılacağı Üzere Allah Kâinatı Yaratıp Köşesine Çekilmemiştir.Her An Herşey Onun Kontrolü Altındadır.Hepsini O Yönetmektedir.
    Şimdi Düşenelim, Herşeyi Belirli Bir Düzen Dahilinde Bir Amaca Yönelik Yaratan Allah'ın Kendisini Bildirmeme , Tanıtmama Gibi İhtimali Varmı?
    Elbetteki Hayır.Aksine;

    O ; Ben Bir Bilinmeyendim, Bilinmek İstedim [Bu Yüzden Varlık Alemini Yarattım] Buyurmuştur.

    [İnsan, Kendisinin Başıboş Bırakılacağını mı Zanneder. Kuranı Kerim]

    Kendisini Ve Emirlerini İnsanların En Seçkinleri Olan,Peygamberlere Bildirmiştir.İnsanların Varlığı Tanıma Zamanları Muhtelif Olduğu Ve Yaşayış Biçimleri Sürekli Gelişme Gösterdiği İçin Peygamberlerin Gönderildikleri Toplumlar- Zaman Ve Kutsal Kitaplar Farklılık Göstermiştir.

    » Gökleri Ve Yeri Yaratan Allah’ın, Onların Benzerini Yaratmaya Gücü Yetmez mi? Evet Yeter. O, Herşeyi Bilen Yaratıcıdır.[Kuranı Kerim]

    İnsan Aklı, Hali Hazırda Görününen Varlıkların Mevcut Konumlarından Daha İyisini, Daha Güzelini , Daha İşlevselini Düşünemiyor.Bu Gerçek, Varlık Aleminin Bilinçli,Sonsuz İlim Ve Bilgi Sahibi Bir Yaratıcı Tarafından Yaratılıp Yönetildiğini Açıkca Gösteriyor.

    Tabiatte Bu Nicelik Prensibini Pitagoras Şöyle İfade Ediyor: " Sayı Bütün Nesnelerin Özüdür; Kâinatın Teşkilatı İse Sayıların Ve Aralarındaki Münasebetlerin Ahenkli Bir Sistemidir."

    "Biz İse, Herşeyi Bir Kitapta [Levh-i Mahfuz’da- Her şeyin Kayıtlı Olduğu İlahi Bir Kayıt Yeri] Tamamiyle Sayıp Tespit Ettik." [Kuranı Kerim]

    Varoluş, Düzen ,Güzellik Ancak Sayıyla Olabilir -Ortaya Çıkabilir-.Varlık Aleminde Görülen Altın Oran Hep Bu ,Sayıya Dayalı Planlı Tasarımı Göstermektedir.




  • Kopyala , yapıştır cevaplar yazmayın şuraya.Eminim tamamını siz bile okumuyorsunuz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Wristcutter -- 20 Ağustos 2008; 11:45:15 >
  • @mutu07; Açıklamanızdan dolayı teşekkür ediyorum. Konu şimdi anlaşılmıştır...

    @Kardelen; Kardeş değil, biraz daha saygı çerçevesinde yazmanızı öneriyorum. Herhangi bir kutsal kitaptan hareketle konuşmuyorum. Bu tür konulara psikolojik ve sosyolojik açıdan yaklaşmak gerektiğini düşünüyorum. Zira inançlı/inançsız hiçbir insanın başıboş ve amaçsız olduğunu iddia etmek sadece kutsal metinlere dayanılarak yapılamaz. İnançsız olan bir insan da pekala herhangi bir değere bağlanabilir, amaçlarına yönelik yaşayabilir. Bu durum da bir nevi sahiplenme ve yalnız olmadığı duygusuna işarettir.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mutu07

    Bircok bilimkurgu filmi ya da dizisinde bile insanlıgın geleceginde en cok sorgulanan olgu din kavramı oluyor.. Sanırım marsta koloni kurdugumuzda bile yuzyıllar gecse bile bu inanç ve din kavramlarını sorgulamaya bu konuda tartısmalar yapmaya devam edicez..

    İnsanlık tarihinin en bilinmeyen ve en çok tartısılan konusu.. Hayatımızın buyuk bir kısmını kapsayan ve etikileyen bir olgu.. Keske peygamberler cok daha yakın bir tarihte gelseydi de en azından daha cok yazılı kaynaga sahip olabilseydik..

    Bu durumda tereddutlerimiz de azalır sadece inanmakla kalmaz kanıtlayabilirdik de..



    Bukadar tartısma cıkması cok normal aslında..


    Kanıtlarını sunuyoruz,diyoruz ''BAKIN ALLAH AND İÇİMİŞ HADİ YAPIN TERSİNİ'' kimse yapamıyor.Bundan daha güzel kanıt olabilirmi.
    Kuran-ı Kerim diyorki son peygamber Hz Muhammed (s.a.s)'dir bundan sonra peygamber gelmeyecektir,lakin sahte peygamberler türeyecektir.Ki gerçektende bir çok şahıs kendini peygamber diye yutturmaya çalışıyor ama olmuyor.Bundan daha güzel kanıt olabilirmi.
    ALLAH insanı topraktan yarattım diyor ki bakılıyor insan vücuduna topraktaki minarallerin ,maddelerin bir çoğu mevcut,bundan daha güzel kanıt olabilirmi.
    ALLAH spermden yumurtadan bahsediyor ki tıp bilimi bunu doğruluyor bundan daha güzel kanıt olabilirmi.
    Suyun az olduğu bir yere inen Kuran sel baskınlarının,felekatlerin,masum insan ölümlerinin,salgın hastalıkların,vebaların,savaşların artacağını dile getiriyor ve bakıyoruzki günümüze bunların hepsi mevcut,bundan daha güzel kanıt olabilirmi.


    Peygamber efendimiz ayı ikiye ayırıyor ALLAH'ın sayesinde ancak bir kısım ona inanırken bir kısım bu büyüydü diyor.Sence değil bir peygamber 11111 peygamber dahi gelse onlar inanacaklarmı,tabiki hayır.
    Hz İsa beşikte konuşmaya başlıyor ve O babasız dünya ya geliyor.Bir ksım ona inanırken bir ksım sözüm ona çarmağa geriyor.Sence 11111111 peygamber dahi gelse onlar inanacaklarmı,TABİKİ HAYIR.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Wristcutter

    Kopyala , yapıştır cevaplar yazmayın şuraya.Eminim tamamını siz bile okumuyorsunuz.

    Diğer kardeşlerimizde hayatlarındaki konuları bir bütün haline getirip Kopyala-yapıştır yapıyor buna ne demeli?

    Merak etme kopyala yapıştır yaptığımız şeyleri biliyoruz.Birde siz okuyunuz...
  • Araştırmayı okuma gereği duymuyorum. Objektif bir araştırma yapıp bunu tüm dünya kamuoyuna sunacak bilimsel çevreler asla makalelerine ''evrimciler'' gibi bir yargı ile başlamaz ve sonunda bazı kesimlere laf dokundurmaz. Evrimi destekleyen çalışmalara bakarsanız hiçbir araştırmanın sonunda işine gönül vermiş bilimadamları ''Bu kanıt da yaratılışı yıkıyor!'' gibi yargılarda bulunmaz. Bu ayrıma dikkat edin, tamamen araştırmanın amacı hakkında ipucu veren küçük detaylardır.
  • Daha önce de dediğim gibi arada sırada yanlış tespitler yanlış yorumlamalar, yeterince olgunlaşmadan yayımlanan fikirler teorinin temelinde yanlışlığını ispatlamaz..

    Sadece ispat için yanlış bir yol seçildiğinin kabulu gerekir..

    Bu arada tüysüzlük ile ilgili "bence" şöyle:

    ilk insanlar aslında doğa ile başetmek için oldukça yokolmaya aday bedensel yapıda oldukları halde "beyin kıvrımlarını" kullanarak kendilerini doğaya uydurmak yerin doğayı kendilerine uydurmanın yollarını bularak varlıklarını korudular..Bunu yaparken zamanın birisinde kendi kürkleri yerine hayvan kürklerini kullanmaya başladılar..Gerek artık vucud tüy iretmek zorunda kalmadığı için gerekse kıyafet dediğimiz şeyler tüy köklerini zayıflattıkları iiçin vucutta tüyden arınmış bölgeler oluştu..

    Bakınız ilk insandan bu güne hareket etmekte en çok kullandığımız bacaklarımız çok geç pantolon denen kıyafetle yüzleştikleri için hala vucutta en çok kıl olan yerlerden birisidir..
    Ayrıca insanların WC'den haberdar olmadıkları ve ayıp kavramı henüz oluşmadığı zamanların ayıptan sonraki zamana göre çok daha uzun olması yüzünden erojen bölgelerdeki kıllanma da hala mevcuttur..

    Kadın vucuduna baktığınızda göğüsler vucuttan daha çıkıntılı oldukları için oradaki kıyafet sürtünmesi erkek göğsüne göre farklı miktarda olduğu için kadn göğsü daha kılsızdır..

    diye devam eebilirim..
    neyse..
    yeter bu kadar..

    "nokta" konusunun neden "nokta" konusu olduğunu şimdi daha iyi anladım..Dönüp dolaşıp aynı yerden tekrar başlanıyor...

    Ama asıl mesele insanlara alternatif bakışların olduğunu göstermek ve "hurafe" temelli anlayışların eksikliklerini ve bakış açısı darlıklarını göstermek olmalı..

    Saygılar (hakedenlere)


    quote:

    Orjinalden alıntı: _KARDELEN_


    quote:

    Orjinalden alıntı: Relusion


    Araştırma sonuçlarına göre ilk erkek fosilinin Afrika' da bulunduğu belirtiliyor. Modern insan olarak bilinen homo sapiens ilk Afrika' da ortaya çıkmıştır. Farklı sebeplerden ötürü Afrika' dan farklı coğrafyalara dağılmıştır. Bana evrimi destekler nitelikte bir araştırma gibi geliyor. Bahsi geçen kanal hemen her belgeselinde evrim olgusuna işaret edeyor. Evrimi destekleyen binlerce kanıtı, araştırmayı görmezden gelip objektifliği bile tartışılabilecek olan tek araştırmaya güvenmek ne kadar doğru? Bu araştırmayı hangi kesimler destekliyor, herhangi bir dergide veya bilimsel kaynakta yayınlanmış bir araştırma mı?

    ntvmsnbc.com'da geçtiğimiz hafta içinde yayınlanan iki haberde, evrimci önyargılardan kaynaklanan bazı spekülasyon ve yorumlara yer verildi.

    "Nasıl Çıplak Olduk?" (9 Haziran 2003) başlıklı yazıda, Oxford Üniversitesi'nden Prof. Sir Walter Bodmer ve Reading Üniversitesi'nden Prof. Mark Pagel, insanın, şempanze ve diğer birçok memelinin aksine, tüylerle kaplı bir deriye sahip olmamasına dair yeni bir evrimci varsayım ortaya koyuyorlardı. Araştırmacılar, tüylerden yoksun bir derinin, parazit ve bitleri daha az barındıracağı için daha hijyenik olacağını belirtiyor, insanın çıplaklığının altında bu avantajın yattığını iddia ediyorlardı. Bu iddiaya göre sözde maymunadamlar birbirlerini bitlerden arındırmak üzere kaşıyarak tüylerin dökülmesine neden olmuş olabilirdi.

    NTVMSNBC'nin yer verdiği bu evrimci iddia hiç bir bilimsel dayanağı olmayan bir hikayeden ibarettir.

    Aslında, evrimcilerin insanın sözde evrimi senaryolarında sıklıkla başvurduğu bu tür hikayeler hep aynı düşünce sisteminin ürünüdür.

    Bu düşünce sisteminin dayandığı üç aşamayı ele almak, bunların ardındaki hayalgücüne de ışık tutar: İlk aşamada zaten mevcut bir özellik ele alınır(bu örnekte, kürkten mahrum deri). İkinci aşamada bunun avantajlı yönleri araştırılır (hijyen). Üçüncü ve son aşamada ise, avantajları belirlenen özelliğin, belli bir süreçle seçildiği (maymun adamların birbirlerini kaşıması sonucu çıplaklık oluştuğu) önerilir.

    Bu evrim hikayelerinin bilimsel bir değerleri yoktur. Çünkü zaman içinde geriye giderek bunları test etme imkanı bulunmamaktadır. Dahası, bu hikayelerin doğru olabileceğine dair gösterebilecek maddi kanıt da yoktur. Hikaye, adı üstünde, hikayeden ibarettir.

    Bu hikayelerin belirgin bir özelliği de, bir tür "varsayıma dayalı varsayım" sorunu ortaya çıkarmalarıdır. İnsanın evrimi senaryoları temelde, insanla şempanzenin ortak bir atadan ayrılarak evrimleştikleri "varsayımı"na dayanır. (Bu varsayımın geçersizliği için bakınız Harun Yahya, Hayatın Gerçek Kökeni, İstanbul: Global Yayıncılık) NTVMSNBC'de ortaya konan tüylerin dökülmesi hikayesi ise bu varsayıma göre oluşturulmuş bir başka varsayımdır. Böylece NTVMSNBC'nin bu haberinin aslında bilimsel değer açısından "hikaye içinde hikaye" olduğu ortaya çıkmaktadır.

    Diğer yandan, bu hikaye kendi içinde de tutarsızdır. Araştırmacılar, insan vücudunun neden hala kısmen tüylere sahip olduğu hakkında mantıklı bir açıklama getirememektedirler. Diğer bir tutarsızlık, tüysüzlük gibi bir avantajın şempanze veya diğer birçok memelide neden seçilmemiş olduğudur. Londra'daki Doğa Tarihi Müzesi'nde insanın kökeni konusunda araştırmalar yapan Christophe Soligo bu soruna dikkat çekmekte ve şu ifadelere yer vermektedir: "Özgün insan özelliklerini açıklamada hep karşılaştığımız bir soru şudur: Eğer bunlar bu kadar avantajlıysa, bunları neden diğer hayvanlar da geliştirmemiştir?" ("Early humans lost hair to beat bugs", New Scientist Haber Servisi, 8 Haziran 2003)

    Görüldüğü gibi NTVMSNBC bu haberiyle hiçbir bilimsel kanıta dayanmayan, önyargılara dayalı ve tutarsız bir iddiayı duyurmaktadır sadece.

    NTVMSNBC'nin ikinci haberi ise 12 Haziran 2003 tarihinde duyurduğu "En Eski İnsan Kafatasları Bulundu" başlıklı haberdir. Nature dergisindeki bir araştırma raporunu (White, T. D. et al. Pleistocene Homo sapiens from Middle Awash, Ethiopia. Nature, 423, 742 - 747, (2003) / Clark, J. D et al. Stratigraphic, chronological and behavioural contexts of Pleistocene Homo sapiens from Middle Awash, Ethiopia. Nature, 423, 747 - 751, (2003)) haber veren yazıda, Etiyopya'da ortaya çıkarılan ve 10 kişiye ait oldukları sanılan fosilleşmiş kemikler haber verilmektedir. Yaşları 160.000 yıl olarak belirlenen fosiller arasında bir yetişkin ile bir çocuğa ait iki tam kafatası ile üçüncü bir kişiye ait eksik bir kafatası da bulunmaktadır. Fosilleri bulan araştırmacı ekip bu örnekleri Homo sapiens idaltu olarak isimlendirmişlerdir. İdaltu, yerli Afar dilinde "daha yaşlı" anlamına gelmektedir. Bu isimlendirmenin tek nedeni ise bu örneklerin, Afrika'da bulunan en eski Homo sapiens örnekleri olmasıdır. Kafatasları büyüktür, küresel bir kafatası boşluğuna ve düz bir surata sahiptirler ve günümüz insanlarından farksızdırlar. Araştırmanın duyurulduğu Nature dergisinin haber servisine açıklama yapan ABD'deki Harvard Universitesi antropologlarından Daniel Lieberman bu konuda şunları söylemektedir: "Kemikler modern insanın tüm özelliklerine sahip-eksik olan hiçbir şey yok?" (Skulls reveal dawn of mankind?, Michael Hopkin, 11 June 2003)

    Rekonstrüksiyon resimler potansiyel olarak aldatıcı olmakla birlikte, evrimcilerin bir kafatası hakkındaki düşüncelerini yansıtmalarıyla ele alınabilirler. Yanda, ilgili kafatasını ve Nature dergisinde kapaktan verilen rekonstrüksiyon resmini görüyorsunuz.

    Görüldüğü gibi kafatası hakkındaki anatomi ve yaş bilgileri bunların modern insandan farksız olduğunu; aşağıdaki resim de bu durumun evrimcilerce de kabul edildiğini göstermektedir.

    Peki tüm bunlar objektif bir açıdan nasıl yorumlanabilir, bunu düşünelim.

    160.000 yıllık günümüz insanından farksız bir insan kafatası bulgusu, ilk değerlendirme aşamasında bir insana ne ifade edebilir?... Sadece 160.000 yıl önce bu bölgede, günümüzdeki gibi insanlar yaşadığını elbette.

    NTVMSNBC ise bu kafatasının vereceği bilgilerle varılması mümkün olmayan, sadece Darwinist önyargılara dayalı şu yorumu yapmaktadır:

    "... Kafataslarının, insanoğlunun, maymundan insana geçiş sürecinde, yüz hatlarının yeni yeni oluşmaya başladığı döneme ait olduğu belirlendi. Etiyopya'nın fosil zengini Afar bölgesinde Herto köyünde yapılan kazılarda çıkan kafatasları oldukça modern yüz hatları ile dikkat çekti".

    NTVMSNBC'nin evrimle ilgili bu yorumları sadece önyargılarından kaynaklanmaktadır. Az önce gösterdiğimiz gibi, bu kafatası günümüz insanından farksızdır. Bu durumda evrimcilerin, üzerinde spekülasyon yapabilecekleri bir fark, yani evrimin savunduğu "değişim"den eser yoktur. Bu durumun tarifi tam anlamıyla bir "evrimsizlik"tir. Evrimsizliği evrim kanıtı sanmak, anlaşılması zor bir hatadır. Ayrıca NTVMSNBC'nin bu önyargılı yorumlarını çürüten birçok bulgu vardır. NTVMSNBC, kullandığı haber başlığıyla bu kafataslarının en eski insan kafatasları olduğuna inanmış görünmektedir. Oysa bugüne kadar, Homo erectus, Homo heidelbergensis ve Homo sapiens neanderthalensis gibi çok daha eski dönemlerde yaşamış insanlara ait çok sayıda kafatası ele geçirilmiştir. (Detaylı bilgi için bakınız: Hayatın Gerçek Kökeni)

    Homo sapiens idaltu'nun en eski insan olduğu yargısı sadece günümüz insanının ortalama özelliklerini yansıtmasından kaynaklanmaktadır. Az önce saydığımız Homo erectus, Homo heidelbergensis gibi sınıflamalar da günümüz insan ırklarında görülen varyasyonlara sahip gerçek insanlardır. Gerçek insan ırkı oldukları evrimcilerce de kabul edilen Neandertaller ise soyu tükenmiş bir Avrupa ırkıdır. Kısacası Homo sapiens idaltu, en eski insan olarak alınamaz.

    Benzer Bir Yanılgıyı New York Times da Ortaya Koyuyor

    Bilim yazarı John Noble Wilford imzasıyla, The New York Times gazetesinde "Fossil Skulls Offer First Glimpse of Early Human Faces" (11 Haziran 2003) ve International Herald Tribune gazetesinde "Skulls Lend Credibility to "Out of Africa" Theory" (12 Haziran 2003) başlıklarıyla yayınlanan birer yazıda, Homo sapiens idaltu hakkında benzer evrimci yanılgılar ortaya kondu.

    Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Homo sapiens idaltu'dan önce yaşamış birçok insan ırkı vardır. Wilford ise fosillerin, insan öncesi canlılardan insana geçilen döneme ait olduğunu yazmakta ve bu konuda NTVMSNBC ile aynı yanılgıyı ortaya koymaktadır. Gerçekte insanların tarihi çok daha gerilere gider ve Homo sapiens idaltu'dan önceki insanları sözde insanöncesi canlı (prehuman) olarak nitelemek sadece evrimci önyargılarla ilgilidir.

    Diğer yandan, Wilford'ın yazısında genetik analizlerle elde edilen sonuçlarla bu fosil bulgusunun birbirini desteklediği belirtilmekte, böylece modern insanın Afrika'da evrimleşip dünyaya yayıldığı teorisinin büyük destek sağladığı iddia edilmektedir. Ancak bu iddia ikiye ayrılıp incelenecek olursa, evrimle ilgili kısmının önyargıya dayalı olduğu görülür. Genetik analizler insanların göç yolları hakkında fikirler verebilir ancak insanın Afrika'dan dünyaya yayılmış olduğu teorisinin doğrulanması, Afrika'da "evrimle" ortaya çıktığı iddiasına bir kanıt sağlamaz. İnsanların belirli bir coğrafyada çoğalıp sonra da dünyaya yayılmaları, yaratılış gerçeğiyle çelişen bir tez olmadığı gibi evrime bir delil de değildir.

    Homo sapiens idaltu evrim izi olduğu iddia edilebilecek herhangi bir iz taşımayan, insanın genetik havuzundaki varyasyonlardan biridir sadece. Bunun ötesinde yapılan tüm yorumlar evrimcilerin kendi düşünce sistemleri içinde ortaya koydukları, kanıttan yola çıkmayan önyargılardır.


    Sonuç:

    NTVMSNBC'nin bilimsel bulgular ışığında değerlendirdiğimiz haberlerinde son derece hatalı bir tutum sergilediği ortaya çıkmaktadır. Haberlerde yer verilen spekülasyon ve yorumların ortak özelliği, insanın maymunlardan evrimleşerek geldiğine körükörüne "inanan" ve her bulguyu bu inanç doğrultusunda değerlendiren kaynaklar tarafından üretilmiş olmalarıdır. Tamamen "subjektif" olan bu yargıları aktaran NTVMSNBC ise, bir medya kuruluşunun göstermesi gereken "objektiflikten" son derece uzak görünmektedir. Bu yanlış tutuma son vermesi için NTVMSNBC'ye hatırlatıyoruz:

    NTVMSNBC, her ne kadar görmezlikten geliyor olsa da insanın kökeni konusunda bilim dünyasında bir değil iki görüş vardır. Birisi NTVMSNBC'nin her fırsatta körükörüne destek verdiği Darwinizm, diğeri yaratılış. Modern bilim yaratılışı doğrularken Darwinizm'i geçersiz kılmıştır. Canlılardaki kompleksliği açıklamada Darwinizm'in mekanizmaları (doğal seleksiyon-mutasyon) çürütülmüştür. Canlılardaki kompleks yapılar sadece bilinçli tasarım yani yaratılışla açıklanabilmektedir. İnsan da maymunlardan evrimleşerek değil, yaratılışla ortaya çıkmış bir canlıdır. Yüce Allah bir Kuran ayetinde bu yaratılışı şöyle bildirmektedir:

    "Andolsun, insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık." (Hicr Suresi, 26)



    Ama Evrimci kardeşler bunu bile yalanlayacaktır eminim







  • quote:

    Orjinalden alıntı: _KARDELEN_


    quote:

    Orjinalden alıntı: Wristcutter

    Kopyala , yapıştır cevaplar yazmayın şuraya.Eminim tamamını siz bile okumuyorsunuz.

    Diğer kardeşlerimizde hayatlarındaki konuları bir bütün haline getirip Kopyala-yapıştır yapıyor buna ne demeli?

    Merak etme kopyala yapıştır yaptığımız şeyleri biliyoruz.Birde siz okuyunuz...





    Okumuyorsunuz çünkü içlerinde yanlış bilgiler mevcut.

    EXCELANCEE28 dogmatik kanıtlarla tartışmayı bırakın.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Wristcutter



    EXCELANCEE28 dogmatik kanıtlarla tartışmayı bırakın.

    Dogmatikmi,güldürme beni.
  • quote:

    ALLAH insanı topraktan yarattım diyor ki bakılıyor insan vücuduna topraktaki minarallerin ,maddelerin bir çoğu mevcut,bundan daha güzel kanıt olabilirmi.


    İnsan ve diğer tüm canlıların vücutlarında sizce doğada bulunan maddelerden başka herhangi bir şeyin olması mümkün müdür? Elbette doğanın sonucu olan canlıların vücut anatomilerinde yine doğadan maddeler olacaktır. Bizi farklı kılan tek yanımız bu maddelerin özel olarak biraraya gelmesinden ve devasa zamanlar sonucunda oluşmamızdır.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Wristcutter


    quote:

    Orjinalden alıntı: _KARDELEN_


    quote:

    Orjinalden alıntı: Wristcutter

    Kopyala , yapıştır cevaplar yazmayın şuraya.Eminim tamamını siz bile okumuyorsunuz.

    Diğer kardeşlerimizde hayatlarındaki konuları bir bütün haline getirip Kopyala-yapıştır yapıyor buna ne demeli?

    Merak etme kopyala yapıştır yaptığımız şeyleri biliyoruz.Birde siz okuyunuz...





    Okumuyorsunuz çünkü içlerinde yanlış bilgiler mevcut.

    EXCELANCEE28 dogmatik kanıtlarla tartışmayı bırakın.
    quote:


    Bu evrim hikayelerinin bilimsel bir değerleri yoktur. Çünkü zaman içinde geriye giderek bunları test etme imkanı bulunmamaktadır. Dahası, bu hikayelerin doğru olabileceğine dair gösterebilecek maddi kanıt da yoktur. Hikaye, adı üstünde, hikayeden ibarettir
    Haklısın yanlış bilgiler var.Mesela öncelikle burası dimi?

    İster inanın ister inanmayın.O evrimci bilim adamları bile sonuç alamayınca büyük bir çıkmaza girdiler




  • quote:

    Orjinalden alıntı: EXCELANCEE28


    quote:

    Orjinalden alıntı: Wristcutter



    EXCELANCEE28 dogmatik kanıtlarla tartışmayı bırakın.

    Dogmatikmi,güldürme beni.


    "Kanıtlarını sunuyoruz,diyoruz ''BAKIN ALLAH AND İÇİMİŞ HADİ YAPIN TERSİNİ'' kimse yapamıyor.Bundan daha güzel kanıt olabilirmi."

    Düzgün mesajlar atarsanız kimse gülünecek mesajlar yazmaz.


    _KARDELEN_; tamamen tahrik unsurları içeren mesjalar atıyorsun.Benim ne savunduğumu bile bilmeden bu tarz mesajlar.Konu dışından sonra kaliteyi düşürme sırası kültür ve bilime geldi sanırım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Wristcutter -- 20 Ağustos 2008; 11:58:42 >




  • Bazı arkadaşlar kendilerini boşa yoruyorlar. Zira evrimin işleyişini, mekanizmalarını ve bu konuda yapılan hokkabazlıkları az çok bilen araştırmacı bir insan makalenin hangi amaçla yazıldığını hemen anlayacaktır. Objektif hiçbir kaynakta ''Evrimci iddia'' gibi bir yargı geçmez. Bu bilim ahlakına aykırıdır. Bilim adamı sadece işini yapar, araştırma sonuçlarında bazı kesimleri yerecek, kategorize edecek sözler kullanmaz.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Relusion

    quote:

    ALLAH insanı topraktan yarattım diyor ki bakılıyor insan vücuduna topraktaki minarallerin ,maddelerin bir çoğu mevcut,bundan daha güzel kanıt olabilirmi.


    İnsan ve diğer tüm canlıların vücutlarında sizce doğada bulunan maddelerden başka herhangi bir şeyin olması mümkün müdür? Elbette doğanın sonucu olan canlıların vücut anatomilerinde yine doğadan maddeler olacaktır. Bizi farklı kılan tek yanımız bu maddelerin özel olarak biraraya gelmesinden ve devasa zamanlar sonucunda oluşmamızdır.

    Allah cc diyorki ben sizi memelerden ve odunlardan besliyorum.

    Ağacı örnek alalım;Ağaç okula gitmedi,kursa gitmedi,bizi sevmez saymaz bilmez bizi tanımaz.Yediği çamur içtiği zehir,ama bir elma veriyor tatı ağzımın hoşuna gidiyor kokusu burnumun hoşuna gidiyor.

    Midesi olmayan aklı olmayan bir odun bunları nasıl yapabiliyor?
    Neden benim isteklerime ihtiyaç veriyor?
    Ben kendim beslenemem mi?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Wristcutter

    quote:

    Orjinalden alıntı: EXCELANCEE28


    quote:

    Orjinalden alıntı: Wristcutter



    EXCELANCEE28 dogmatik kanıtlarla tartışmayı bırakın.

    Dogmatikmi,güldürme beni.


    "Kanıtlarını sunuyoruz,diyoruz ''BAKIN ALLAH AND İÇİMİŞ HADİ YAPIN TERSİNİ'' kimse yapamıyor.Bundan daha güzel kanıt olabilirmi."

    Düzgün mesajlar atarsanız kimse gülünecek mesajlar yazmaz.


    _KARDELEN_; tamamen tahrik unsurları içeren mesjalar atıyorsun.Benim ne savunduğumu bile bilmeden bu tarz mesajlar.Konu dışından sonra kaliteyi düşürme sırası kültür ve bilime geldi sanırım.

    Sen olmazsan kalite düşmez kardeş merak etme...
    Bilgilerini paylaşıp yorum yapacaksanız hoşgeldiniz




  • @_KARDELEN_; Peki yaratıcı ''Zakkum'' adı verilen zehirli bitkiyi neden yaratmış? Onu da insanın ve diğer canlıların damak zevkine hitap etsin diye yaratmamıştır sanırım? Doğada yaşayan tüm canlılar birbirleri ile etkileşim içerisindedirler, bir ağacın veya bir ekinin verdiği besinlerle yaşamımızı sürdürürüz. Ağaç veya ekin ürün vermese idi ekosistem çökerdi. Tüm canlıların nesli tükenirdi. Bence sizin yanılgınız insanı referans alarak açıklama yapmanız, doğa referans alınarak açıklamalar yapılmalı. Her şeyin birbiri ile uyumlu olması doğanın sadece uyum sağlayanı içinde barındırmasıdır. Bu uyum sırasında elbette mutualist ilişkiler olacaktır. Konu hakkında oldukça uzun yazılar yazılıp düşünceler ortaya atılabilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Relusion -- 20 Ağustos 2008; 12:08:06 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: _KARDELEN_


    quote:

    Orjinalden alıntı: Wristcutter

    quote:

    Orjinalden alıntı: EXCELANCEE28


    quote:

    Orjinalden alıntı: Wristcutter



    EXCELANCEE28 dogmatik kanıtlarla tartışmayı bırakın.

    Dogmatikmi,güldürme beni.


    "Kanıtlarını sunuyoruz,diyoruz ''BAKIN ALLAH AND İÇİMİŞ HADİ YAPIN TERSİNİ'' kimse yapamıyor.Bundan daha güzel kanıt olabilirmi."

    Düzgün mesajlar atarsanız kimse gülünecek mesajlar yazmaz.


    _KARDELEN_; tamamen tahrik unsurları içeren mesjalar atıyorsun.Benim ne savunduğumu bile bilmeden bu tarz mesajlar.Konu dışından sonra kaliteyi düşürme sırası kültür ve bilime geldi sanırım.

    Sen olmazsan kalite düşmez kardeş merak etme...
    Bilgilerini paylaşıp yorum yapacaksanız hoşgeldiniz




    Ne diyebilirim ki...Hayatta allah kolaylık versin size.Kafa olarak (Dini konular hakkında değil) doğru yolda değilsiniz.

    Kaliteyi düşürecek mesajlarımı bulursan kültür ve bilimde çok mutlu olurum.Bazı başlıklarda kanıt kanıt diye tutturuyorsun.Kendi yazdıklarına kanıt bul önce.




  • Biz ayetine hadisine kadar veriyoruz ama siz bunu görmeye tenezzül etmiyorsunuz
    Suç kimin?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _KARDELEN_ -- 20 Ağustos 2008; 12:13:56 >
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.