Şimdi Ara

KULAKLIKLAR VE İŞİTME KAYIPLARI

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
61
Cevap
3
Favori
13.120
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Taşınabilir müzik çalarların ve hatta artık video izleyebildiğimiz tekno-oyuncakların çoğaldığı günümüzde, kulaklık kullanımı da son derece yaygınlaştı. Yerli-yabancı birçok web sitesi ve forumlarda kulaklıkların sebep olduğu işitme bozuklukları konusunda birçok tartışma ve görüşler söz konusu. Aşağıda konuyla ilgili olarak yaptığım bir derlemeyi bulacaksınız. Zaman zaman bilimsel ayrıntılara girilse ve bu nedenle sıkıcı olsa da, sonuna kadar okumanızı tavsiye ederim. Daha zevkli bir dinleme deneyimini daha güvenli bir şekilde yaşamanızı sağlayacak bilgiler bulacaksınız.

    KULAKLIK KULLANIMININ NEDEN OLABİLECEĞİ İŞİTME KAYIPLARI

    Kulaklıkların neden olduğu işitme kayıpları, muhtemelen hoparlör sistemlerine kıyasla daha yaygındır. Zira kulaklıkların sağladığı ses izolasyonu sayesinde, ister müzik olsun ister bir DVD film veya bilgisayar oyunu, yüksek ses seviyelerinde dinlemeye eğilimli oluruz. Kulaklıkla müzik dinlemenin avantajı, müzikal detayların çok daha iyi algılanmasını sağlamasıdır. Ancak işitme duyumuzda meydana gelebilecek bir bozukluk, bu deneyimi olumsuz bir şekilde etkileyecektir.

    Her şeyden önce işitmenin nasıl gerçekleştiği konusundaki bilgilerimizi bir tazeleyelim. Kulağımıza ulaşan sesler kulak kanalından geçerek kulak zarını titreştirir. Orta kulakta kulak zarına bağlı bir kemik zarla birlikte titreşerek ses dalgalarını orta kulakta aynı zamanda sesin şiddetini de arttıran iki kemik üzerinden iletir. Üçüncü kemik titreşimleri iç kulakta kulak salyangozu olarak da bilinen kokleaya ulaştırır. Salyangoz bir sıvı ile doludur ve titreşimleri beyne giden elektrik sinyallerine dönüştüren frekans duyarlı kılsal hücrelerle kaplıdır. Yüksek frekanslara duyarlı hücreler dış salyangozda, alçak frekanslara duyarlı olanlarsa arka taraflarda bulunur.

    Tablo 1: İş Sağlığı ve Güvenlik Ajansı (OSHA) 1910.95 – Mesleki gürültüye maruz kalma

    ________________________________
    90 dbA---- 8 saat
    92 dbA---- 6 saat
    95 dbA---- 4 saat
    97 dbA---- 3 saat
    100 dbA--- 2 saat
    102 dbA--- 1.5 saat
    105 dbA--- 1 saat
    110 dbA--- 0.5 saat
    115 dbA--- 0.25 saat veya daha az
    ________________________________

    Not: Bir gün içinde gürültüye iki veya daha fazla aralıklarda maruz kalınması halinde, bunların etkisi ayrı ayrı değil, birleşik olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Darbe gürültü olarak da nitelendirilen kısa süreli tekrarlanan gürültülere maruz kalma, 140 db ses basınç düzeyini aşmamalıdır.

    İş Sağlığı ve Güvenlik Ajansı OSHA’nın gürültüye maruz kalma sürelerini gösteren tablosunda da görüleceği gibi, sesin şiddeti ne kadar yüksek olursa, işitme kaybının oluşması için gerekli maruz kalma süresi de o oranda kısalmaktadır. OSHA 8 saatlik bir süre için çalışma ortamındaki gürültüye maruz kalma düzeyini yaklaşık 90 dB ile sınırlıyor, ancak daha kısa süreli olmak koşuluyla daha yüksek düzeylere de izin veriyor. Birçok uzman OSHA’nın öngördüğü rakamların işitme güvenliği için çok yüksek olduğunu savunsa da, AB ülkeleri gürültüye maruz kalma konusunda son derece katı kanunlara sahip. Örneğin İngiltere’de işverenler işyerinde gürültünün 85 dB’li aşması halinde çalışanlarına özel koruyucular temin etmek zorunda.

    Tablo 2: Bazı yaygın ses kaynaklarının desibel düzeyleri.
    __________________________________________________________________
    60 dB----- Günlük konuşmalar, telefonun çalması.
    70 dB----- Restoran.
    80 dB----- Yoğun trafik, yarım metre mesafede çalan alarmlı saat, fabrika gürültüsü, elektrikli süpürge, çöp kamyonu.
    90 dB----- Metro, motosiklet, atölye aletleri, çim biçme makinesi.
    100 dB---- Elektrikli testere, pnömatik matkap.
    110 dB---- Disko.
    120 dB---- Rock konserinde hoparlörlerden gelen ses, kumlama makinesi, gök gürültüsü.
    130 dB---- Bir jetin havalanması, silah sesi.
    __________________________________________________________________

    Tablo 2’den de görülebileceği gibi, birçoğumuz hemen her gün tehlikeli gürültü seviyelerine maruz kalırız, ancak bu gürültü seviyelerine maruz kalma süresi çoğunlukla işitme duyusunda bir hasar oluşması için gerekenden çok daha kısadır. Tehlikeli etkiler kümülatif olabilir. Bu yüzden kısa süreli gürültülere birçok kez maruz kalınması, yıllar sonra işitme kayıplarına neden olabilir.

    Tablo 3: Müzikal seslerin desibel düzeyleri
    _____________________________________________________
    60-70 dB----- Normal piyano sesi
    70 dB--------- 1 m mesafede şarkı söyleyen biri (fortissimo)
    75-85 dB----- Küçük bir konser salonunda oda müziği
    84-103 dB----Keman
    85-111 dB----Flüt
    85-114 dB----Trombon
    106 dB--------Davul tremolaları
    120 - 137 dB-Senfonik müzikte pik bölümler
    150 dB--------Rock müzikte pik bölümler
    _____________________________________________________

    Tablo 3’te de görülebileceği gibi, müzik enstrümanları da en az pnömatik delme makineleri ve elektrikli testereler kadar işitme kaybına neden olma potansiyeline sahiptir. İşitsel koruma kullanmayan müzisyenler ve konser dinleyicileri düzenli olarak akustik travmaya uğrarlar. İlginçtir ki, dinleyicilerin bir sesi gürültüden ziyade “hoş bir müzik” olarak algılaması halinde, işitme kaybının boyutu çok ciddi düzeylerde olmayabilir. Bununla birlikte ister müzik ister gürültü olsun, yüksek ses düzeylerindeki seslere uzun süre maruz kalınmasının işitme kaybına yol açtığı bir gerçektir.

    GÜRÜLTÜYE BAĞLI İŞİTME KAYBI

    Yüksek gürültü düzeylerine maruz kalınmasının sonucu olarak sensorinöral işitme kaybı ve tinnitus (kulak çınlaması) olmak üzere iki tip işitme kaybı meydana gelebilir. Sensorinöral işitme kaybı, kulak sıvısını dalgalandıran yüksek enerjiye sahip ses dalgalarının kılsal hücreleri aşırı uyarması ve sonuçta ölmelerine sebep olmasının bir sonucudur. Belirli bir frekans aralığına ait kılsal hücreler tamamen yok olduğunda, bu frekanslar artık işitilemez. Yüksek frekanslara duyarlı olan kılsal hücreler, kulak salyangozu içinde algılayıcı dizisinin ön kısımlarında yer alır ve son derece hassastırlar. Gürültüye bağlı işitme kaybının genel olarak 3 kHz – 6 kHz arasındaki yüksek frekanslardan başlamasının sebebi de budur. Bu gibi durumlarda işitsel ses hücrelerinin (kılsal hücrelere bağlanan) henüz sağlam olduğu kulak salyangozuna yapılan implantasyonlar işitme fonksiyonunu iyileştirebilir.

    Eğer yüksek gürültü düzeyleri kılsal hücrelere tamamen iyileşme kabiliyetlerinin ötesinde zarar verirse, belirli frekansları işitme kabiliyeti kaybolur ve/veya zarar görmüş hücreler gerçek bir ses olmadığı halde sürekli olarak sinyal vermeye devam ederler. Tinnitus, yani kulak çınlaması, genel olarak işitme kaybının meydana geldiği frekansta olmak üzere, güçlü bir vınlama veya çınlamanın sürekli olarak duyulması şeklinde tanımlanabilir. Kulak çınlamasından muzdarip bazı kişiler için aslında var olmayan bu ses çok güçlü bir şekilde duyulur (90 db veya üzeri) ve müzik dinleme zevki bir yana hayat kalitesini de büyük oranda düşürür. İşitme duyusunda meydana gelen azalmalar bir dereceye kadar işitme cihazlarıyla giderilebilir. Kulak çınlaması (tinnitus) ise halen tedavi edilebilir bir bozukluk değilse de, etkisinin azaltılmasına yönelik tedavi ve cihazlar mevcuttur.

    KULAKLIK VE HOPARLÖR SİSTEMLERİNDE SES ALGISI

    Hoparlör sistemlerinde sesin dinleyicinin kulağına ulaşmadan önce birkaç metrelik bir mesafeyi kat etmesi gerekir. Ulaştıkları esnada ise yüksek frekansların bir kısmı hava tarafından emilir. Alçak frekanslar çok fazla emilmez, ancak bunlar işitilmekten ziyade, kemiklerin iletimi sayesinde “hissedilir”. Kulaklık söz konusu olduğunda kulaklarımız tüm frekansları herhangi bir zayıflama söz konusu olmaksızın duyabilir. Bu nedenle kulaklıklar hoparlörlerle aynı etkin ses seviyesinde dinlenirken, işitme kayıplarına daha çok sebep olabilen bu yüksek frekansları daha yüksek bir ses seviyesinde ileteceklerdir.

    Daha çok kulaklıklarla ilişkilendirilebilecek diğer bir işitme fenomeni de, kulağın yüksek ses seviyelerine alışması nedeniyle zaman içinde ses seviyelerine olan hassasiyetinin azalmasıdır. Ses ayarı değiştirilmemiş olsa dahi, dinleyici ses seviyesinin yavaş yavaş azaldığını hisseder. Kulaklıkların akustik izolasyonu bu etkiyi daha belirgin bir hale getirir. Kulaklık kullanan kişilerin ses seviyesini, işitme duyusunu tehlikeye sokabilecek düzeylere çıkarması son derece basittir. İlginçtir ki, birçok insan 85 db ile 100 db arasındaki ses basınç seviyeleri arasındaki farkı anlayamaz bile. Halbuki 100 dB’lik bir seviye işitme duyusuna çok daha zararlı bir seviyedir. Bütün bu nedenlerden dolayı uzun süre kulaklık kullandıktan sonra dinlemeden kaynaklanan yorgunluğu önlemek için kulaklarınızı sessizlik içinde dinlendirmeniz ve o karşı konulmaz ses düzeyini arttırma dürtüsünü bastırmanız büyük önem taşımaktadır.

    Taşınabilir müzik çalarlarla birlikte gelen açık tip, hafif kulaklıkları kullandığımızda, gürültülü ortamlarda müziğin detaylarını duyabilmek için ses ayarını yükseltme ihtiyacı duyarız. Taşınabilir müzik çalarlardan kaynaklanan gürültüye maruz kalma konusunda yakın zamanlarda yapılan bir araştırmada deneklerin sessiz bir laboratuar ortamında kulaklıkla dinleme esnasında ses seviyesini ortalama 69 dB civarında tuttukları, daha sonra ortalama gürültü düzeyinin 65 dB olduğu bir ortama çıkarıldıklarında ses seviyesini 82 dB, hatta bazılarının 95 dB’e çıkardıkları görülmüş. Araştırmanın sonucunda uzmanlar, taşınabilir müzik çalarların işte veya trafikte ya da benzer gürültülü ortamlarda kullanılması halinde işitme kaybı riskinin oldukça yüksek olduğunu tespit etmiş ve bu yüzden de bu sistemlerin bu gibi ortamlarda sürekli olarak kullanılmasından kaçınılmasını tavsiye etmiştir.

    Kültürfizik, vb. spor faaliyetleri esnasında kulaklık kullanımı da işitme duyusu için oldukça tehlikeli. Örneğin aerobik egzersizleri esnasında kan daha çok kol ve bacaklara hücum ettiğinden, iç kulak güçlü sesin sebep olabileceği hasarlara karşı daha savunmasızdır. İsveç’te gerçekleştirilen bir araştırma, aerobik egzersizleri esnasında kulaklıkla yüksek volümlerde müzik dinlemenin, işitme kaybı riskini ikiye katladığını ortaya koymuştur. Uzmanlar, egzersizler esnasında kulaklık kullanımının yarı ses seviyesinde olmak üzere günde yarım saat ile sınırlandırılmasını öneriyor.

    İŞİTME KAYBININ BELİRTİLERİ
    Aşırı gürültüden kaynaklanan işitme kaybı her zaman kalıcı olmayabilir. Ciddi bir akustik şoka maruz kalan bir kişiye yapılacak hızlı tıbbi müdahale travmayı azaltabilir. Diğer yandan işitme kaybı ayrıca yavaş bir süreç içerisinde gelişebilir, kümülatif olabilir ve belirgin uyarı işaretleri vermeden aniden ortaya çıkabilir. İşitme kaybının güvenilir bir biçimde tespit edilmesi, ancak işitme testi ve tıbbi muayeneler yoluyla gerçekleştirilebilir. Bununla birlikte aşağıdaki belirtiler, derhal bir kulak doktorundan randevu almanız için yeteri kadar ciddiyet arz eder:

    - Kulakta çınlama veya vınlama duyulması
    - Konuşmaları anlamada güçlük çekme
    - Seslerde hafif boğukluk
    - Gürültülü yerlerde veya akustiği iyi olmayan mekanlarda konuşmaları anlama güçlüğü

    Yüksek ses seviyelerinde müzik dinledikten sonra, daha önce duyabildiğimiz düşük ses seviyesindeki sesleri duyamayız. Bu fenomene “eşik kayması” denir. Bu birçok kereler tekrarlanırsa, işitme kaybı kalıcı hale gelebilir.

    İşitme kaybının daha ciddi belirtileri arasında akut veya kronik baş dönmesi, ağrı, huzursuzluk ve kulak akıntısı sayılabilir. Ağır akustik travma durumlarında derhal bir kulak doktoru veya hatta hastanelerin Acil servisine başvurun. Zamanında uygulandıkları takdirde işitme kaybını minimize eden ilaçlar mevcuttur.

    KULAKLIKLA DİNLERKEN GÜVENLİ SES DÜZEYİ NASIL AYARLANMALI?

     KULAKLIKLAR VE İŞİTME KAYIPLARI


    Alçak volümde müzik dinleme, ses yükseklik algısı doğrusal olmadığından ve frekans ve ses gücüne bağlı olduğundan tatmin edici olmayabilir. Yukarıdaki grafikte de görülebileceği gibi, çok alçak ve çok yüksek frekanslı sesler, orta frekans aralığındaki seslere kıyasla daha yüksek ses basınç düzeylerinden itibaren duyulmaya başlar. (20 Hz’lik bir sesi, yaklaşık 75 db’den itibaren duymaya başlarız). Ses şiddeti ağrı seviyesine yaklaştıkça (140 dB’den itibaren) frekans eğrileri düzleşir. Dolayısıyla alçak volümlerde duyduğumuz sesler genelde orta frekans seviyesindeki sesler olduğundan, dinlediğimiz müziğin sunduğu geniş frekans aralığındaki ses ve armonileri duyamayız. Bu yüzden birçok Hi-Fi sisteminde “Loudness” düğmesi bulunur. Loudness fonksiyonu, düşük ses seviyelerinde dinleme esnasında kaybolan bu çok alçak ve çok yüksek frekanslardaki sesleri duyulabilir düzeye çıkarır. Ancak kullandığımız taşınabilir müzik çalarların tümünde iyi ya da kötü bulunan ekolayzır fonksiyonu (yeterli olmazsa ilave “bass boost” fonksiyonları, BBE algoritmaları, her ne kadar pek rağbet görmese de SRS WOW, vb. gibi ek özellikler) bu amaca yönelik olarak kullanılabilir. Böylece kaybolan bu alçak frekans (bas) ve yüksek frekans (tiz) sesleri yükselterek, dinlediğimiz müzikten alçak ses seviyelerinde de yüksek ses seviyelerinde aldığımız kadar zevk alabilir ve işitme duyumuzu riske atmamış oluruz.

    Tablo 1’de, farklı gürültü seviyelerine güvenli maruz kalma sürelerini (OSHA) vermiştik. Ancak kullandığımız taşınabilir müzik çalarların büyük bir çoğunluğu ses basınç düzeyini dB cinsinden göstermediğinden, ses seviyesini güvenli sınırlar dahilinde ayarlamamız zor olabilir. Bu nedenle kulaklıkla dinlemede güvenli ses seviyesini ayarlamak, kulaklıkların ne gibi ortamlarda kullanıldığına bağlıdır:

    Kapalı ve sessiz bir mekanda dinlerken: Yukarıda da değinilen bir araştırmada, kulaklıkla müzik dinleyen deneklerin ses seviyesini ortalama 69 dB civarında tuttukları görülmüştür. Bu değer bir restorandaki ortalama ses seviyesinin biraz altındadır. Açık tip kulaklıklarda kulaklık takılıyken çevremizdeki normal bir konuşmayı duyabilmemiz, ses seviyesinin güvenli bölgede olduğunun iyi bir göstergesidir. Ancak kapalı tip kulaklıklar etrafımızdaki sesleri izole ettiğinden, normal konuşmalar aynı şekilde duyulmaz. Böyle durumlarda kulaklığın birini çıkartıp diğer kulaklıktan gelen sesi, çevremizdeki normal konuşmaların seviyesine göre ayarlayabiliriz.

    Açık havada yoğun trafikte: Trafiğin yoğun olduğu yerlerde ortalama ses seviyesi yaklaşık 80 dB civarında olmalıdır. Yukarıda bahsedilen araştırmada denekler gürültü düzeyinin 65 dB olduğu bir ortamda ses seviyesini 80 dB üzerine çıkartmışlardı. Bu nedenle trafiğin yoğun olduğu bir yerde, özellikle açık tip kulaklıklar kullanıldığında ortam gürültüsünü bastırmak için ses seviyesinin tehlikeli düzeylere çıkartılması çok kolaydır. Uzmanlar her ne kadar böyle ortamlarda kulaklıkla müzik dinlenmesini tavsiye etmese de, bunda ısrar edilmesi halinde ortam gürültüsünü azaltan kapalı tip veya kulak içi kulaklık kullanılması, daha güvenli ses seviyelerinde müzik dinlenmesine imkan sağlayabilir.

    Yüksek ses seviyesinde müzik dinleyen veya düzenli olarak yüksek güçte gürültüye maruz kalan kişilerin periyodik olarak bir kulak doktoruna görünüp işitme testi yaptırması gerekir. Zira işitme kaybı kümülatif olabilir, yavaş yavaş ortaya çıkabilir ve neredeyse hiç belirti göstermeyebilir. Geçici işitme kayıplarında bu testler, yeterli bir iyileşme sürecinin belirlenmesini temin edebilir. Çok yüksek ses seviyelerinde dinlenmeleri halinde kulaklıklar işitme kaybına neden olurken, aynı zamanda işitme duyumuzu test etmek için kullanabileceğimiz iyi birer araçtır. Hoparlör sistemleri ve kulaklıkların denenmesine yönelik test CD’leri, insan kulağının duyabileceği frekans aralığının tamamını kapsayan ses tonlarına sahiptir. Bu tonları dinleyerek işitebildiğiniz frekans aralığını kendiniz de belirleyebilirsiniz. Bu amaca yönelik olarak kaynak bulmakta güçlük çekerseniz, 20 Hz ile 20kHz arasında 20 kadar ses örneğini edinmek için özelime mail gönderebilirsiniz.

    Özet Tavsiyeler

    - Spor yaparken kulaklıkla müzik dinlemekten mümkün olduğunca kaçının, zira kan kol ve bacaklara hücum ettiğinden, işitme sistemimiz gürültüye karşı iki kat daha savunmasız kalır.

    - Çok gürültülü ortamlarda kapalı tip veya kulak içi kulaklık kullanmayı tercih edebilirsiniz. Dış sesleri izole ettiklerinden, açık tip kulaklıklara nazaran daha düşük volümlerde dinlemenize imkan sağlar.

    - Kendinizi alçak volümlerde dinlemeye alıştırmaya çalışın. Ekolayzır veya benzeri fonksiyonlar yardımıyla çok alçak ve çok yüksek frekanslardaki seslerin düzeyini arttırarak, yüksek volümde dinlerken aldığınız zevkin aynısını alabilirsiniz.

    - Çok fazla kulaklık kullanıyorsanız, en az 6 ayda bir kulak doktoruna görünüp işitme testi yaptırın. Zira işitme kaybı kümülatif olabilir, yavaş yavaş ortaya çıkabilir ve neredeyse hiç belirti göstermeyebilir.

    - Özellikle kulaklıkla dinlerken yüksek frekanslardaki seslerin (tiz sesler) kulağın yapısı itibariyle işitme kaybına daha fazla neden olduğunu unutmayın.

    - Uzun süreli kulaklıkla müzik dinleme seanslarından sonra kulaklarınızı bir süre sessiz bir ortamda dinlendirin.

    Yine de konu hakkında en yetkin bilgiyi bir kulak doktorundan almanız tavsiye edilir.

    Umarım bu bilgiler daha güvenli ve daha zevkli bir dinleme deneyimi yaşamanıza yardımcı olur.

    Lütfen görüş ve düşüncelerinizi yazın. Burada verilen bilgilere ekleme veya düzeltme yaparsanız, konu hakkındaki bilincin artmasına yardımcı olmuş olursunuz.

    (Bu yazının her hakkı mahfuzdur (2008). Lütfen kullanmak için özelime mail atarak bilgi alın.)




     KULAKLIKLAR VE İŞİTME KAYIPLARI



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi icemanigation-2 -- 29 Ağustos 2008; 20:46:13 >







  • arkadaşın kendi emeği ise eğer, bölüm uzmanı olmayı hakediyor bence...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi theoden541 -- 19 Ağustos 2008; 3:20:39 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: theoden541

    arkadaşın kendi emeği ise eğer, bölüm uzmanı olmayı hakediyor bence...


    bencede
  • helal olsun hakkaten
  • alıntıdır, alıntı...
  • Evet herşeyin olduğu gibi yüksek sesin de fazlası zarar.

    Aman dikkat edelim Allah korusun.

    Kalıcı hasarlara yol açabilir.
  • çok teşekkürler...
  • Çok değerli bilgiler var burada, teşekkürler.
    İşitme kaybı yavaş yavaş ve giderek artarak, farkında olmadan ortaya çıkar, belirtileri hissetmeden rahatsız olabilirsiniz. Yazıdaki kümülatifli cümlenin anlamı bu oluyor.
  • Güzel bilgi. Teşekkürler icemanigation-2
  • Hocam çok güzel gitmiş teşekkür.. Saygılar
  • Tşkler...
  • ya doktora gitsek bu kadar detaylı anlatmaz herhalde.hocam borcum ne kadar diyesim geldi.çok teşekkürler...
  • teşekkürler
  • Dostum yazmışsın da biz gene de dinlemeye devam edicez.Her ne kadar alçak sesle dinlesek de gene de zararı var onun.Bilgisayarda zararlı ama 7/24 başındayız işte..İnsanoğlu zararlı şeyleri seviyor yapıcak bişey yok
  • emeğiniz için çok teşekkürler...
  • iriver alldığıma şimdi yine iyiki almışım dedim.Ses çıkış gücü çok fazla değil ve muhteşem bir ses kalitesi var.
  • Philips mp3 kullananların kulağı hiç bozulmaz..
  • quote:


    Paylaşım guzell ama alıntı :D

    http://www.hayirsizlarboard.net/comtec-club/113274-kulakliklar-ve-isitme-kayiplari.



    Ya arkadaşım, nasıl oluyor da bu kadar karalamacı bir yaklaşıma sahip olabiliyorsunuz anlayamıyorum. O kadar basit bir araştırmayla aslında bunun değil, onun buradan birebir alıntı olduğunu tarihlerine bakarak anlayabilirdin.

    Bu yazı buraya 19 Ağustos 2008 saat 1:21:29 itibariyle benim tarafımdan yapılan araştırmalar bazında kaleme alınarak eklendi, ancak senin referans verdiğin sözde alıntı yapmış olduğum yazının eklenme tarihi 03 Eylül 2008. Adam bütün herşeyiyle yazımın aynısını tüyünü bile kıpırdatmadan sanki kendisi yazmış gibi kopyalıyor, üstüne de sizin gibi dedektif bozuntuları en basit araştırmayı bile yapmadan hemen karalayıp, "Nasıl yakaladım ama!" edasıyla nasıl da ortalarda geziniyorsunuz... Yazık...

    Yazık!..




  • Emeğin için teşekkürler...
  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.