Şimdi Ara

S40 I (1995-2004)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
4 Misafir (3 Mobil) - 1 Masaüstü3 Mobil3 Android
5 sn
12.316
Cevap
71
Favori
516.823
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
8 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Selamlar.Arkadaşlar 2001 S40 aracımda ki bir sorundan ve çözümünden bahsedeceğim.Açılmış olan bu başlıkta genel olarak bütün bilgiler paylaşıldığı ve benim gibi takip edenler olduğunu düşündüğüm için yeni konu açmak istemedim.Belki bir arkadaşa yardımı olur diye yaşadığım tecrübeyi aktarmak istiyorum.Aracımın kaloriferi çok güzel sıcak ısıtıyordu ama bazen soğuk üflüyor ve ısı ayarını sona bile alsam ılık dahi olmuyordu.kimi zaten bir sefer kimi sefer bi kaç kere stop edip çalıştırdıktan sonra düzeliyordu.Çalıştığında bunaltacak kadar sıcak üflüyor çalışmadığında da bi o kadar soğuk üflüyordu.Sürekli ılık ya da soğuk olmadığı için peteğin tıkalı olma ihtimali yoktu.Elektronik bir sorun olduğuna karar verdim.Ayrıca fan hızı da stabil değildi.1.Kademe bazen normal bazen de son kademede gibi üflüyordu.Hatta 0 konumunda kısa süreli çalışıp duruyordu.Gelelim çözüme; Aşağıda ki resimde klima kontrol paneli var.Yuvarlak içine aldığım devre elemanları 5K potansiyometreler.Sağda ki ısı ayarını solda ki ise fan hızını kontrol ediyor.

     S40 I (1995-2004)https://store.donanimhaber.com/d7/e3/a5/d7e3a5faca42f650bd86a1a6331b2c66.jpg

    Tanesi 50 kuruş herhangi bir elektronik malzeme satan yerden temin edilebiliyor.Potansiyometre değişimlerinden sonra ısı ayarı düzgün çalışmaya başladı.İstediğim şekilde sıcak soğuk ayarı yapabilir duruma geldi.Fan hızında bir düzelme olmadı ve onun için de başka bir elemanı değiştirdim.

     S40 I (1995-2004)https://store.donanimhaber.com/d3/4a/7f/d34a7fdd4ee9cba62fd393c793503a14.jpg

    Kalorifer rezistörü denilen bu parça yedek parçacılarda bulunuyor ve oldukça pahalı.Ben üzerinde ki transistörü temin edip değiştirdim.Parça pek fazla yerde bulunmuyor ama büyük şehirlerde elektronik malzemecilerde bulanabilir.Aynı şekide yurtdışı sitelerde de mevcut.3 farklı firmanın üretimi var genelde fiyat değişkenlik gösteriyor 10-20 Tl arası.Bu transistörü değiştirince fan hızı ve çalışması da normale döndü.Sabırla okuduğunuz için teşekkürler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi asoline777 -- 1 Kasım 2014; 18:50:17 >




  • Selamlar.Arkadaşlar 2001 S40 aracımda ki bir sorundan ve çözümünden bahsedeceğim.Açılmış olan bu başlıkta genel olarak bütün bilgiler paylaşıldığı ve benim gibi takip edenler olduğunu düşündüğüm için yeni konu açmak istemedim.Belki bir arkadaşa yardımı olur diye yaşadığım tecrübeyi aktarmak istiyorum.Aracımın kaloriferi çok güzel sıcak ısıtıyordu ama bazen soğuk üflüyor ve ısı ayarını sona bile alsam ılık dahi olmuyordu.kimi zaten bir sefer kimi sefer bi kaç kere stop edip çalıştırdıktan sonra düzeliyordu.Çalıştığında bunaltacak kadar sıcak üflüyor çalışmadığında da bi o kadar soğuk üflüyordu.Sürekli ılık ya da soğuk olmadığı için peteğin tıkalı olma ihtimali yoktu.Elektronik bir sorun olduğuna karar verdim.Ayrıca fan hızı da stabil değildi.1.Kademe bazen normal bazen de son kademede gibi üflüyordu.Hatta 0 konumunda kısa süreli çalışıp duruyordu.Gelelim çözüme; Aşağıda ki resimde klima kontrol paneli var.Yuvarlak içine aldığım devre elemanları 5K potansiyometreler.Sağda ki ısı ayarını solda ki ise fan hızını kontrol ediyor.

    https://store.donanimhaber.com/d7/e3/a5/d7e3a5faca42f650bd86a1a6331b2c66.jpg

    Tanesi 50 kuruş herhangi bir elektronik malzeme satan yerden temin edilebiliyor.Potansiyometre değişimlerinden sonra ısı ayarı düzgün çalışmaya başladı.İstediğim şekilde sıcak soğuk ayarı yapabilir duruma geldi.Fan hızında bir düzelme olmadı ve onun için de başka bir elemanı değiştirdim.

    https://store.donanimhaber.com/d3/4a/7f/d34a7fdd4ee9cba62fd393c793503a14.jpg

    Kalorifer rezistörü denilen bu parça yedek parçacılarda bulunuyor ve oldukça pahalı.Ben üzerinde ki transistörü temin edip değiştirdim.Parça pek fazla yerde bulunmuyor ama büyük şehirlerde elektronik malzemecilerde bulanabilir.Aynı şekide yurtdışı sitelerde de mevcut.3 farklı firmanın üretimi var genelde fiyat değişkenlik gösteriyor 10-20 Tl arası.Bu transistörü değiştirince fan hızı ve çalışması da normale döndü.Sabırla okuduğunuz için teşekkürler.
    S40 I aracım hakkındaki izlenimlerim aşağıdaki gibidir:

    Önce artı yönleri:

    1. Yol tutuş çok iyi. Kalkışlarda sizi eken yüksek motorlu araçları yüksek hızlarda ve virajlarda geride bırakabiliyorsunuz. Birçok aracın fren yapmak zorunda kaldığı virajı gaza basarak alabiliyorsunuz. Süspansiyonların sertliği size yardımcı oluyor, kasa virajda yatmıyor.

    2. Ülkemizde yol diye bize sunulan şeyin aslında çukur ve tümsek yuvası olduğunu düşündüğümüzde sağlam bir araç binmek her zaman gönül rahatlatıcı. Volvonun sağlamlığı sayesinde endişeniz olmadan her çukura rahatça girip çıkabiliyorsunuz. Bir Volvo aracının verdiği sağlamlık duygusunu hayatımda kullandığım onca araç içinde daha once sadece Land Rover Discovery’de hissetmiştim.

    3. Yine ülkemizde ölümcül kazaların sıklığı göz önüne alındığında araçtaki güvenlik donanımının yüksek oluşu önemli. Detayları zaten yukarıda var.

    4. Bence eski S40, daha geniş hacmi ve içte kullanılan malzemenin daha kaliteli olması nedeniyle yeni S40’a göre daha bir Volvo. Eski S40 kullanıcısı olarak aracımı yenilemeye kalksam yeni S40 ile yenilemeyi düşünmem. En azından S60 ile yenilerim. S40 I sahibinin S40 II’yi tercih sebebi sadece 1.6 dizel motor seçeneği olabilir diye düşünmekteyim.

    5. 1600 benzinli motor performans olarak yeterince tatmin edici. Zaten kalkışta size fark atanları yukarıda da söylediğim gibi virajlarda ve yüksek hızlarda yakalıyorsunuz. Dezavantajını ise aşağıda yazdım.

    6. Ben aracımla en fazla saatte 200km hız yapabildim. Yer Aydın otobanıydı. Viraj yaklaştığı için hızımı kestim. Sanırım viraja 160 ile filan girdim. Ancak virajı çok rahat aldım. Bu kadar rahat alacağımı bilseydim hızımı kesmezdim. Ne de olsa bu süratte aracımı ilk denemem idi. 200 km/s hızla giderken sanırım devir saati 5000’de filandı ve aracın motorunda herhangi bir gürültü, araçta herhangi bir titreme, havalanma, yola tutunamama durumu gözlenmedi. Hatta 200 ile gittiğinizi hissetmeniz de kolay değil. Araçtaki arkadaş farkedemedi mesela, sonradan söyledim. Doğrusu bir S40’tan bu kadarını ben de beklemiyordum.

    7. Volvoların izolasyonu çok iyi. Kabinde motor, yol/lastik ve dış gürültü sesi yok. Gürültülü bir ortamda camları kapatınca birde kabin sessizliğe bürünüyor.

    8. Araçtaki müzik sistemi tek kelimeyle mükemmel. Aslında S40 II’deki daha iyi ama S40 II’de konsol üzerinde kolon olmaması dezavantaj. Oysa S40 I’in ön konsol üzerindeki kolonları kulağa sesin daha kolay ulaşmasına sebep oluyor. Sesi sadece bacaklarınızın oradan (kapı içleri kolonları) değil direct kulak mesfesinden alıyorsunuz.

    9. Kullanımınıza bağlı olarak aracın 5. vitesini iptal edebilirsiniz. Ben ilk zamanlar çok devrili kullanıyordum. 5000 devirden aşağı vites değiştirmiyordum. Böyle olunca dördüncü viteste 160 km’ye kadar çıkmanız mümkün. Bu durumda üçüncü vitesi de 60-120 arası çok rahatlıkla kullanabiliyorsunuz. Üçüncü otomatik vites haline geliyor. Sonradan duruldum şimdi 4000 deviri geçirtmemeye çalışıyor, bir üst vitese geçmeye çalışıyorum.

    10. Sakin kullanımda şu ana kadar yakaladığım en iyi yakıt tüketimi değerleri: Şehir içi: 8.5lt/100km, Şehir dışı 7.0lt/100km. bu değerlere yazın klima açık seyahatte 0.5lt/100km ekleme yapınız. 7.0lt/100km’yi yakaladığım yer virajsız, tırmanma şeridi olmayan, asfaltın yeni olduğu yeni Karaadeniz Sahil Yolu idi. Ama, 140km’yi de düşmedim.

    11. DSA'yı kar ve buzda test ettim. Sonuç mükemmel. Siz gaza ne kadar bassanız da araç gazı otomatik olarak kesiyor ve araç dengeli bir şekilde ilerleyecek şekilde gaz veriyor. Kaygan zeminde de sizi yolda tutuyor.

    12. Aracımın beğendiğim bir yanı da içinin toz almaması, koltukların da toz kapmaması ve kir tutmaması. Daha önce kullandığım araçların içinin tozunu en fazla beş gün sonra almak gerekirken, Volvo’nun içinde pek toz göremiyorum. Bu ara, koltuk kumaşlarının yanmayan bir malzemeden üretilmiş olduğunu da ekleyeyim.

    13. Aracın koltukları çok konforlu. 15dk.lık ihtiyaç molası hariç Alanya-Ankara yolunu kış şartlarında hiç durmadan 6 saatte aldım ve yolun sonunda gayet dinç bir durumda idim.

    14. Volvoların ülkemizde az tercih edilmesine rağmen ciddi bir prestiji var. Bunu şehir içinde de şehir dışında da aracınıza ve size yöneltilen bakışlardan anlayabiliyorsunuz.

    15. 1.6 ve 1.8 motorlu bir S40 I için görebildiğim kadarıyla en konforlu lastik ebatı 195/60/15. Bu ebat 185/65/15’e göre yakıt tüketimini bir miktar arttırıyor ama daha iyi yol tutuş ve aktarma sağlıyor. Sert süspansiyona sahip S40 I’de yumuşak hamurlu lastik kullanmak ise bence şart.

    16. Testlerde aracın fren mesafesi genel olarak uzun bulunuyor ama bunu geniş lastik ebatıyla daha kısa mesafelere çekmek sizin elinizde. Örneğin, bir üstte yazdığım iki lastik ebatı arasında fren mesafesi açısından ciddi bir fark var. Ama lastik ebatınız ne olursa olsun yüksek hızlarda seyrederken yaptığınız ani frenlerde bile ciddi bir dengeli duruş sergiliyor. Bu çok güven verici. Acaba durabilecek miyim diye düşünmüyorsunuz.

    17. Volvo bir uzun yol arabası.

    Aracın eksilerine gelince:

    1. Aracım kullandığım diğer hidrolik direksiyonlu araçlar içinde en ağır direksiyona sahip. İstanbul şehir içinde bu araçla gezinmek kolay değil. Manevra kabiliyetinizi sınırlıyor. Araç boy olarak uzun da olunca İst. şehir içi trafiğinde atraksiyona girilecek bir araç değil.

    2. Kalkışlarda 1600 motor ağır kaçıyor.

    3. Spor ve devirli kullanımlarda aracımın bilgisayarı şehir içinde 10.5lt/100km, şehir dışında ise 9.5lt/100km yaktığını söylüyor. Benim hesaplamalarım ise bilgisayarın 0.5 puan yanıldığı yönünde. Sonuçta araç İst şehir içinde 11lt/100km, şehir dışında ise 10lt/100 km yakıyor. 1600 motordan yüksek performans almak ve tümsek ve çukurlar, dalgalı asfaltlar yüzünden yola daha iyi tutunmak için devirli kullanmak gerekli olabiliyor. Sakin kullanımda ise ş.dışı 6.7lt/100kmyi, ş.içinde 8,2lt/100kmyi de yakaladım.

    4. Koltukların ayarı size konsolün ve gösterge tablosunun altına doğru girme imkanı vermiyor. Gösterge tablolarına, konsole ve yola daha bir tepeden, dik bir oturuşla bakabiliyorsunuz. Zaten çok fonskiyonlu koltuğun yükseklik ayarı hiç yok; ön ve arka kısımlarının yatma, bel destek filan ayarları var. Koltuğun mevcut konumu da bence yüksek. Bunun olumlu tarafları ise yola daha iyi hakimiyet, dinamik bir sürüş. Güvenlik donanımlarının tam işlevsel olması için bir Volvo’nun koltuk, direksiyon vs. ayarları size çok geniş hareket tarzı sunmuyor.

    5. Direksiyonun solundaki kolu kendinize çekerek selektör yapabiliyorsunuz. Ancak sıkı bastırırsanız uzun fara dönüşüyor. Bence uzun far aynı kol geri itilerek olmalıydı; böylelikle, istemeden daimi olarak uzun farları yakmaz sadece selektör yapabilirdiniz. Bunun ayarı imkansız değil, hafif dokunarak selektör, uzun basarak uzun far yakmak mümkün ama uzun yolda bu kadar hassas şeyleri yapmanın mümkün olmadığı anlar oluyor.

    6. Klima bagaja hiç işlemiyor. Bagaja soğuk hava geçişini arka koltuklar tamamen kesiyor. Hani biraz geçiş olsa bagajdaki eşyalar için fena olmayacak. Denemedim ama çözümü sanırım şu: arka koltukların tümü dolu değilse, tekli olanı yatırmak. Bunun için bagajdaki eşyalarınızı kaza anında bu boşluktan dışarı fırlamayacak şekilde yerleştirmeniz gerekli.

    Son söz: Tüm bunlar tamamen kişisel gözlemlerim olup araç hakkında ebedi gerçekler değildir; diğer kullanıcılar da izlenimlerini yazarsalar aracı etraflıca tanımış oluruz.

    Aklıma geldikçe yine eklerim. Hepinize keyifli sürüşler.

    Geçtiğimiz aylarda benim aracın rektefiye işlemlerini yazacak vakit bulamamıştım. Şimdi biraz toparlayıp fotoğrafları paylaşayım.  


    Öncelikle evimizin garajında söküm işlemlerine başladık. Motoru calaskar ile sabitleyip bağlantılarını söktük.

    Şanzıman ve motoru yere indirip şanzımanı yerde ayırdık. daha sonra motoru üstten aldık.





    Külbütör kapağını açtık buradan sonra aşama aşama söktük. Üstteki vida diplerinden yağ geliyordu buji yuva oringleri artık vazifesini yerine getiremiyordu.


    Üst kapağı da açtık pistonlar aşağıya indi  Buradaki ilk izlenim önceki sahipleri tarafından antifriz kullanılmamış. Üst kapakta su kanallarında çürümeler vardı.

    Pistonlar aşırı derece boşluk yapmıştı. Bu şekilde elle yokladığımızda silindir içerisinde sağa sola oynama vardı. Pistonlar üzerindeki kurumlardan da anlaşılacağı gibi aşırı şekilde yağ yakma vardı araçta.

    Lokomotif gibi geziyorduk :)


    Karteri de sökerek kranka ulaştık.


    üzerinden çıkan yataklar fabrikada takılan orjinal yatakalr idi. Motor daha önce kasaplar tarafından kurcalanmasına rağmen yatakları değiştirmemişler.

    Çok ufak çizikler dışında yataklar ve krank iyi durumdaydı. 300bin km de olmasına rağmen daha iyi bakılsa daha da fazla kmleri görebilirdi.


    Piston ve segmanın durumu bu şekilde. Segmanlar önceden ters takılmış yada yanlış segman kullanmışlar. Segmanlar hem ince hem de çapı kurtarmıyordu.

    Kompresyon segmanları bitik vaziyetteydi. Boşluktan dolayı da piston eteği silindir duvarlarına çarptığı için çizikler meydana gelmiş.

    Pistonların sıfırını bulamadığımız ve serviste de olmadığı için aynı pistonlara segman atarak tekrar kullandık. Rektefiyeci tarafından pistonlara göre özel gömlek çakıldı.


    Buradan sonraki aşamada söktüğümüz parçaları yıkadık temizledik ve Antalya Motor Yenileme atölyesinde Ecir Ustaya teslim ettik.

    2-3 haftalık piston arama gibi bir vakit geçirdik boşu boşuna. En sonunda İsveç'te bile bulunmadığını farkettiğimizde bir hüsran oldu bizim için ancak sonrasında Ecir ustaya durumu bahsettik.

    Mevcut pistonların çok kötü olmadığını segman ve gömlek ile hallolur deyince bir de segman arayışına girdik   Segmanları 950 gibi bir fiyata aldıktan sonra rektefiyeciye teslim ettik. Eklemeyi unuttuğum üst kapakta egzantrik tarafında bir eğiklik olduğunu üst kapağın değişeceğini söylediler. Çıkma olarak komple egzantrikler dahil 2250 gibi fiyata üst kapağı aldık. Ürün muhtemelen yurtdışından gelmişti çok çok temizdi şansımıza. Ülkemizde çıplak kapağı o fiyattan satıyorlar normalde.

    3-5 gün içerisinde de rektefiyeciden hazır diye haber geldi. Gidip teslim aldık ve montajına başladık.


    Buradan itibaren montaj fotoğrafları yer alıyor.

    Pistonlar ve krank rektefiyecide toplandı. Kendimiz de toplayabilirdik ancak bu şekilde gelince dokunmadık.

    Yatakları güzelce yağladık ince ince yavaş yavaş topladık.



    Yağ pompasının içi. Yayı bir miktar kısalmıştı altını pul ile besledik. İçinden oldukça çamur çıktı iyi ki sökmüşüz. Pompanın da yenisi olmadığı için bunu da değiştiremedik maalesef.

    Ancak aracı yağ yaktığından dolayı söktüğümüz için herhangi bir sıkıntı olmayacağını düşündük. Sonuçta yatak sarmamıştı.



    Taşlanmış yeni subaplar takılmış çıkma aldığımız üst kapak.




    Volanı da sökmüşken taşlattık. Yanıklar fln vardı üzerinde. Baskı balata da yenilendi.


    Anaerobik Sıvı Conta ile topladık tüm aksamı. Bazı yerlerde normal sıvı conta da kullandık. Blok birleşimleri sadece turuncu conta ile yaptık.




    Üst kapak ve egzoz manifoldu takıldıktan sonra.


    Şanzımanı yine yerde birleştirdik ve yukarıya kaldırarak motor takozlarını taktık. Bu aşamadan sonra kablolar sensörler gaz teli gibi aksamları taktık. Debriyaj hidroliğinin havasını aldık.




    Parça eksikliği gibi nedenlerden dolayı toplama işi 3.güne sarktı. 3. günün akşamında Enjektör kütüğünün havasını alarak marşa bastık. 5-6snlik marşta motor çalıştı. eksilen suyunu fln takviye ederek deneme sürüşüne çıktık. yağını suyunu kontrol ettikten sonra yaz ayının gece serinliğinde 130km yol yaptık. motoru yenilemimizden bugüne yaklaşık 3bin km yol yaptım. 1900km civarında ilk yağını değiştirdik ki bu süre çok önemliydi. İlk yağ içerisinden çapaklar ve metal tozu bolca çıktı. Yağ olarak ilk yağı petrol ofisi 10-40 sonraki yağı ise liqui moly 10-40 kullandım.


    Motoru yapmadan önce rölantide klima açınca stop edecek hale gelen motor bugün rampalarda klima ile çıkmakta.  

    Parçalar ve rektefiyeci işçiliği olarak 12500'e yakın meblağ tuttu. Sökme ve toplama işlerini kendimiz yaptığımız için maliyet daha düşük oldu. 4 ile 6bin tl arasında işçilik isteyenler vardı.

    Bu süreçten sonra arkadaşımın s40 2.0t yatak sardı onu da rektefiye edip topladık. Abimin clio da 450bin de artık vakti geldiği için onu da söküp rektefiye ederek 1.5 ay içerisinde 3 aracı da yapmış olduk.

    Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim.  

  • S40 I aracım hakkındaki izlenimlerim aşağıdaki gibidir:

    Önce artı yönleri:

    1. Yol tutuş çok iyi. Kalkışlarda sizi eken yüksek motorlu araçları yüksek hızlarda ve virajlarda geride bırakabiliyorsunuz. Birçok aracın fren yapmak zorunda kaldığı virajı gaza basarak alabiliyorsunuz. Süspansiyonların sertliği size yardımcı oluyor, kasa virajda yatmıyor.

    2. Ülkemizde yol diye bize sunulan şeyin aslında çukur ve tümsek yuvası olduğunu düşündüğümüzde sağlam bir araç binmek her zaman gönül rahatlatıcı. Volvonun sağlamlığı sayesinde endişeniz olmadan her çukura rahatça girip çıkabiliyorsunuz. Bir Volvo aracının verdiği sağlamlık duygusunu hayatımda kullandığım onca araç içinde daha once sadece Land Rover Discovery’de hissetmiştim.

    3. Yine ülkemizde ölümcül kazaların sıklığı göz önüne alındığında araçtaki güvenlik donanımının yüksek oluşu önemli. Detayları zaten yukarıda var.

    4. Bence eski S40, daha geniş hacmi ve içte kullanılan malzemenin daha kaliteli olması nedeniyle yeni S40’a göre daha bir Volvo. Eski S40 kullanıcısı olarak aracımı yenilemeye kalksam yeni S40 ile yenilemeyi düşünmem. En azından S60 ile yenilerim. S40 I sahibinin S40 II’yi tercih sebebi sadece 1.6 dizel motor seçeneği olabilir diye düşünmekteyim.

    5. 1600 benzinli motor performans olarak yeterince tatmin edici. Zaten kalkışta size fark atanları yukarıda da söylediğim gibi virajlarda ve yüksek hızlarda yakalıyorsunuz. Dezavantajını ise aşağıda yazdım.

    6. Ben aracımla en fazla saatte 200km hız yapabildim. Yer Aydın otobanıydı. Viraj yaklaştığı için hızımı kestim. Sanırım viraja 160 ile filan girdim. Ancak virajı çok rahat aldım. Bu kadar rahat alacağımı bilseydim hızımı kesmezdim. Ne de olsa bu süratte aracımı ilk denemem idi. 200 km/s hızla giderken sanırım devir saati 5000’de filandı ve aracın motorunda herhangi bir gürültü, araçta herhangi bir titreme, havalanma, yola tutunamama durumu gözlenmedi. Hatta 200 ile gittiğinizi hissetmeniz de kolay değil. Araçtaki arkadaş farkedemedi mesela, sonradan söyledim. Doğrusu bir S40’tan bu kadarını ben de beklemiyordum.

    7. Volvoların izolasyonu çok iyi. Kabinde motor, yol/lastik ve dış gürültü sesi yok. Gürültülü bir ortamda camları kapatınca birde kabin sessizliğe bürünüyor.

    8. Araçtaki müzik sistemi tek kelimeyle mükemmel. Aslında S40 II’deki daha iyi ama S40 II’de konsol üzerinde kolon olmaması dezavantaj. Oysa S40 I’in ön konsol üzerindeki kolonları kulağa sesin daha kolay ulaşmasına sebep oluyor. Sesi sadece bacaklarınızın oradan (kapı içleri kolonları) değil direct kulak mesfesinden alıyorsunuz.

    9. Kullanımınıza bağlı olarak aracın 5. vitesini iptal edebilirsiniz. Ben ilk zamanlar çok devrili kullanıyordum. 5000 devirden aşağı vites değiştirmiyordum. Böyle olunca dördüncü viteste 160 km’ye kadar çıkmanız mümkün. Bu durumda üçüncü vitesi de 60-120 arası çok rahatlıkla kullanabiliyorsunuz. Üçüncü otomatik vites haline geliyor. Sonradan duruldum şimdi 4000 deviri geçirtmemeye çalışıyor, bir üst vitese geçmeye çalışıyorum.

    10. Sakin kullanımda şu ana kadar yakaladığım en iyi yakıt tüketimi değerleri: Şehir içi: 8.5lt/100km, Şehir dışı 7.0lt/100km. bu değerlere yazın klima açık seyahatte 0.5lt/100km ekleme yapınız. 7.0lt/100km’yi yakaladığım yer virajsız, tırmanma şeridi olmayan, asfaltın yeni olduğu yeni Karaadeniz Sahil Yolu idi. Ama, 140km’yi de düşmedim.

    11. DSA'yı kar ve buzda test ettim. Sonuç mükemmel. Siz gaza ne kadar bassanız da araç gazı otomatik olarak kesiyor ve araç dengeli bir şekilde ilerleyecek şekilde gaz veriyor. Kaygan zeminde de sizi yolda tutuyor.

    12. Aracımın beğendiğim bir yanı da içinin toz almaması, koltukların da toz kapmaması ve kir tutmaması. Daha önce kullandığım araçların içinin tozunu en fazla beş gün sonra almak gerekirken, Volvo’nun içinde pek toz göremiyorum. Bu ara, koltuk kumaşlarının yanmayan bir malzemeden üretilmiş olduğunu da ekleyeyim.

    13. Aracın koltukları çok konforlu. 15dk.lık ihtiyaç molası hariç Alanya-Ankara yolunu kış şartlarında hiç durmadan 6 saatte aldım ve yolun sonunda gayet dinç bir durumda idim.

    14. Volvoların ülkemizde az tercih edilmesine rağmen ciddi bir prestiji var. Bunu şehir içinde de şehir dışında da aracınıza ve size yöneltilen bakışlardan anlayabiliyorsunuz.

    15. 1.6 ve 1.8 motorlu bir S40 I için görebildiğim kadarıyla en konforlu lastik ebatı 195/60/15. Bu ebat 185/65/15’e göre yakıt tüketimini bir miktar arttırıyor ama daha iyi yol tutuş ve aktarma sağlıyor. Sert süspansiyona sahip S40 I’de yumuşak hamurlu lastik kullanmak ise bence şart.

    16. Testlerde aracın fren mesafesi genel olarak uzun bulunuyor ama bunu geniş lastik ebatıyla daha kısa mesafelere çekmek sizin elinizde. Örneğin, bir üstte yazdığım iki lastik ebatı arasında fren mesafesi açısından ciddi bir fark var. Ama lastik ebatınız ne olursa olsun yüksek hızlarda seyrederken yaptığınız ani frenlerde bile ciddi bir dengeli duruş sergiliyor. Bu çok güven verici. Acaba durabilecek miyim diye düşünmüyorsunuz.

    17. Volvo bir uzun yol arabası.

    Aracın eksilerine gelince:

    1. Aracım kullandığım diğer hidrolik direksiyonlu araçlar içinde en ağır direksiyona sahip. İstanbul şehir içinde bu araçla gezinmek kolay değil. Manevra kabiliyetinizi sınırlıyor. Araç boy olarak uzun da olunca İst. şehir içi trafiğinde atraksiyona girilecek bir araç değil.

    2. Kalkışlarda 1600 motor ağır kaçıyor.

    3. Spor ve devirli kullanımlarda aracımın bilgisayarı şehir içinde 10.5lt/100km, şehir dışında ise 9.5lt/100km yaktığını söylüyor. Benim hesaplamalarım ise bilgisayarın 0.5 puan yanıldığı yönünde. Sonuçta araç İst şehir içinde 11lt/100km, şehir dışında ise 10lt/100 km yakıyor. 1600 motordan yüksek performans almak ve tümsek ve çukurlar, dalgalı asfaltlar yüzünden yola daha iyi tutunmak için devirli kullanmak gerekli olabiliyor. Sakin kullanımda ise ş.dışı 6.7lt/100kmyi, ş.içinde 8,2lt/100kmyi de yakaladım.

    4. Koltukların ayarı size konsolün ve gösterge tablosunun altına doğru girme imkanı vermiyor. Gösterge tablolarına, konsole ve yola daha bir tepeden, dik bir oturuşla bakabiliyorsunuz. Zaten çok fonskiyonlu koltuğun yükseklik ayarı hiç yok; ön ve arka kısımlarının yatma, bel destek filan ayarları var. Koltuğun mevcut konumu da bence yüksek. Bunun olumlu tarafları ise yola daha iyi hakimiyet, dinamik bir sürüş. Güvenlik donanımlarının tam işlevsel olması için bir Volvo’nun koltuk, direksiyon vs. ayarları size çok geniş hareket tarzı sunmuyor.

    5. Direksiyonun solundaki kolu kendinize çekerek selektör yapabiliyorsunuz. Ancak sıkı bastırırsanız uzun fara dönüşüyor. Bence uzun far aynı kol geri itilerek olmalıydı; böylelikle, istemeden daimi olarak uzun farları yakmaz sadece selektör yapabilirdiniz. Bunun ayarı imkansız değil, hafif dokunarak selektör, uzun basarak uzun far yakmak mümkün ama uzun yolda bu kadar hassas şeyleri yapmanın mümkün olmadığı anlar oluyor.

    6. Klima bagaja hiç işlemiyor. Bagaja soğuk hava geçişini arka koltuklar tamamen kesiyor. Hani biraz geçiş olsa bagajdaki eşyalar için fena olmayacak. Denemedim ama çözümü sanırım şu: arka koltukların tümü dolu değilse, tekli olanı yatırmak. Bunun için bagajdaki eşyalarınızı kaza anında bu boşluktan dışarı fırlamayacak şekilde yerleştirmeniz gerekli.

    Son söz: Tüm bunlar tamamen kişisel gözlemlerim olup araç hakkında ebedi gerçekler değildir; diğer kullanıcılar da izlenimlerini yazarsalar aracı etraflıca tanımış oluruz.

    Aklıma geldikçe yine eklerim. Hepinize keyifli sürüşler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hesheit -- 4 Temmuz 2012; 20:28:20 >




  • Forumda, ikinci eldeki uygun fiyatları nedeniyle S40 I (1995-2004) hakkında sürekli sorulara tanık olmakta idik. Bu başlık ile umarım S40 I hakkında bilinmek istenenleri bir arada toplamış oluruz. S40 I sahibi herkesin katkılarını bekliyoruz. Araç hakkında bilgi sahibi olmayanların kulaktan dolma bilgilerine ise ilgi duyulmamaktadır.

    Not: Bu konu başlığı altında yer alan bilgileri internette başkaca yerlerde kullanacak arkadaşlara, kaynak gösterilmesinin en azından nezaket icabı olduğu hatırlatılır.

    Fotoğraflardan başlayalım

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)


     S40 I (1995-2004)
     S40 I (1995-2004)
     S40 I (1995-2004)
     S40 I (1995-2004)


    Renk skalası

     S40 I (1995-2004)
     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)
     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)
     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)
     S40 I (1995-2004)

     S40 I (1995-2004)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hesheit -- 27 Ağustos 2008; 16:02:12 >







  • Geçtiğimiz aylarda benim aracın rektefiye işlemlerini yazacak vakit bulamamıştım. Şimdi biraz toparlayıp fotoğrafları paylaşayım.  S40 I (1995-2004) 


    Öncelikle evimizin garajında söküm işlemlerine başladık. Motoru calaskar ile sabitleyip bağlantılarını söktük.

     S40 I (1995-2004)

    Şanzıman ve motoru yere indirip şanzımanı yerde ayırdık. daha sonra motoru üstten aldık.


     S40 I (1995-2004)


     S40 I (1995-2004)


     S40 I (1995-2004)


    Külbütör kapağını açtık buradan sonra aşama aşama söktük. Üstteki vida diplerinden yağ geliyordu buji yuva oringleri artık vazifesini yerine getiremiyordu.

     S40 I (1995-2004)


    Üst kapağı da açtık pistonlar aşağıya indi  S40 I (1995-2004) Buradaki ilk izlenim önceki sahipleri tarafından antifriz kullanılmamış. Üst kapakta su kanallarında çürümeler vardı.

    Pistonlar aşırı derece boşluk yapmıştı. Bu şekilde elle yokladığımızda silindir içerisinde sağa sola oynama vardı. Pistonlar üzerindeki kurumlardan da anlaşılacağı gibi aşırı şekilde yağ yakma vardı araçta.

    Lokomotif gibi geziyorduk :)


     S40 I (1995-2004)

    Karteri de sökerek kranka ulaştık.

     S40 I (1995-2004)


    üzerinden çıkan yataklar fabrikada takılan orjinal yatakalr idi. Motor daha önce kasaplar tarafından kurcalanmasına rağmen yatakları değiştirmemişler.

    Çok ufak çizikler dışında yataklar ve krank iyi durumdaydı. 300bin km de olmasına rağmen daha iyi bakılsa daha da fazla kmleri görebilirdi.

     S40 I (1995-2004)


    Piston ve segmanın durumu bu şekilde. Segmanlar önceden ters takılmış yada yanlış segman kullanmışlar. Segmanlar hem ince hem de çapı kurtarmıyordu.

    Kompresyon segmanları bitik vaziyetteydi. Boşluktan dolayı da piston eteği silindir duvarlarına çarptığı için çizikler meydana gelmiş.

    Pistonların sıfırını bulamadığımız ve serviste de olmadığı için aynı pistonlara segman atarak tekrar kullandık. Rektefiyeci tarafından pistonlara göre özel gömlek çakıldı.


     S40 I (1995-2004)

    Buradan sonraki aşamada söktüğümüz parçaları yıkadık temizledik ve Antalya Motor Yenileme atölyesinde Ecir Ustaya teslim ettik.

    2-3 haftalık piston arama gibi bir vakit geçirdik boşu boşuna. En sonunda İsveç'te bile bulunmadığını farkettiğimizde bir hüsran oldu bizim için ancak sonrasında Ecir ustaya durumu bahsettik.

    Mevcut pistonların çok kötü olmadığını segman ve gömlek ile hallolur deyince bir de segman arayışına girdik  S40 I (1995-2004)  Segmanları 950 gibi bir fiyata aldıktan sonra rektefiyeciye teslim ettik. Eklemeyi unuttuğum üst kapakta egzantrik tarafında bir eğiklik olduğunu üst kapağın değişeceğini söylediler. Çıkma olarak komple egzantrikler dahil 2250 gibi fiyata üst kapağı aldık. Ürün muhtemelen yurtdışından gelmişti çok çok temizdi şansımıza. Ülkemizde çıplak kapağı o fiyattan satıyorlar normalde.

    3-5 gün içerisinde de rektefiyeciden hazır diye haber geldi. Gidip teslim aldık ve montajına başladık.


    Buradan itibaren montaj fotoğrafları yer alıyor.

    Pistonlar ve krank rektefiyecide toplandı. Kendimiz de toplayabilirdik ancak bu şekilde gelince dokunmadık.

    Yatakları güzelce yağladık ince ince yavaş yavaş topladık.


     S40 I (1995-2004)


    Yağ pompasının içi. Yayı bir miktar kısalmıştı altını pul ile besledik. İçinden oldukça çamur çıktı iyi ki sökmüşüz. Pompanın da yenisi olmadığı için bunu da değiştiremedik maalesef.

    Ancak aracı yağ yaktığından dolayı söktüğümüz için herhangi bir sıkıntı olmayacağını düşündük. Sonuçta yatak sarmamıştı.


     S40 I (1995-2004)


    Taşlanmış yeni subaplar takılmış çıkma aldığımız üst kapak.


     S40 I (1995-2004)


     S40 I (1995-2004)


    Volanı da sökmüşken taşlattık. Yanıklar fln vardı üzerinde. Baskı balata da yenilendi.

     S40 I (1995-2004)


    Anaerobik Sıvı Conta ile topladık tüm aksamı. Bazı yerlerde normal sıvı conta da kullandık. Blok birleşimleri sadece turuncu conta ile yaptık.



     S40 I (1995-2004)


    Üst kapak ve egzoz manifoldu takıldıktan sonra.

     S40 I (1995-2004)


    Şanzımanı yine yerde birleştirdik ve yukarıya kaldırarak motor takozlarını taktık. Bu aşamadan sonra kablolar sensörler gaz teli gibi aksamları taktık. Debriyaj hidroliğinin havasını aldık.


     S40 I (1995-2004)



    Parça eksikliği gibi nedenlerden dolayı toplama işi 3.güne sarktı. 3. günün akşamında Enjektör kütüğünün havasını alarak marşa bastık. 5-6snlik marşta motor çalıştı. eksilen suyunu fln takviye ederek deneme sürüşüne çıktık. yağını suyunu kontrol ettikten sonra yaz ayının gece serinliğinde 130km yol yaptık. motoru yenilemimizden bugüne yaklaşık 3bin km yol yaptım. 1900km civarında ilk yağını değiştirdik ki bu süre çok önemliydi. İlk yağ içerisinden çapaklar ve metal tozu bolca çıktı. Yağ olarak ilk yağı petrol ofisi 10-40 sonraki yağı ise liqui moly 10-40 kullandım.


    Motoru yapmadan önce rölantide klima açınca stop edecek hale gelen motor bugün rampalarda klima ile çıkmakta.  S40 I (1995-2004) 

    Parçalar ve rektefiyeci işçiliği olarak 12500'e yakın meblağ tuttu. Sökme ve toplama işlerini kendimiz yaptığımız için maliyet daha düşük oldu. 4 ile 6bin tl arasında işçilik isteyenler vardı.

    Bu süreçten sonra arkadaşımın s40 2.0t yatak sardı onu da rektefiye edip topladık. Abimin clio da 450bin de artık vakti geldiği için onu da söküp rektefiye ederek 1.5 ay içerisinde 3 aracı da yapmış olduk.

    Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim.  S40 I (1995-2004) 





  •  S40 I (1995-2004)  S40 I (1995-2004)




  • Şaban AK Ş kullanıcısına yanıt
    Far modülünün arkasında ampüllerin duylarını düz başlı tonavida ile 45 derece kadar sola çevirerek söküp, takarken de yine 45 derece sağ tarafa çevirince yerine oturur.
  • Smyrn3. kullanıcısına yanıt
    Sis farı yakmanızı gerektirecek şartlar dışında sis farını yakmayın

  • Ben 4 disk 4 balata Meyle istedim. Arka balatalar Meyle yokmuş Brembo önerdiler.
    Benim dört fren hortumu ve fren hidroliği de yeni sayılır. Fren hissi çok güzel, araba güzel frenliyor.


    Bu arada BTCC S40 konusu vardı geçen sayfa. Zamanında baka baka paintten resmini çizmiştim, bayağı da benzemişti.
     S40 I (1995-2004)
     S40 I (1995-2004)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi goodorevil -- 14 Şubat 2018; 12:30:47 >




  • Bugün can sıkıntısına gidip 2-3 fotoğraf çekeyim dedim.  S40 I (1995-2004) 




     S40 I (1995-2004)
     S40 I (1995-2004)
     S40 I (1995-2004)




  • umutcandrd U kullanıcısına yanıt
    Ben de daha 15 gün önce değiştirdim. Yurt dışından 2 hafta da geldi. 2410 TL fiyatı var. çok fazla titreşim ve sabah soğukken sürtme sesleri yapıyordu. Sola dönüşlerde motor kasıyordu ses yapıyordu. Hepsi gitti. Şanzıman takozunu da değiştirdik sonrasında. Onun orjinali yok. 1860 TL gibi bir fiyata değişti. bütün sesler titreşimler kayboldu.
  • S40 I Hakkında

    S40 I, Volvo'nun Hollanda'daki NedCar fabrikasında üretilmiştir. Aynı fabrikada üretilen Mitsubishi Carisma ile platform ortağıdır. NedCar fabrikası Volvo, Mitsubishi ve Hollanda devletinin ortak olduğu bir fabrikaydı. Volvo, NedCar'daki hisselerini 2001 yılında Mitsubishi'ya sattı ama NedCar 2004’e kadar S40’ı üretmeye devam etti.

    S40 I, toplam dokuz yıllık üretimi ile klasik uzun erimli, kalıcı ve dayanıklı bir Volvo olma özelliklerini taşımaktadır.

    S40 I, 2000 yılında ciddi bir değişimden geçti. Makyajlandı, motorlarda yapılan iyileştirmelerle yakıt tüketimi düştü, direkt enjeksiyonlu dizel motor seçeneği eklendi, güvenlik ekipmanları arttırıldı, fren diskleri büyüdü, ön ve arka süspansiyonlar ve direksiyon kutusu geliştirildi, iz genişliği artırıldı, fabrika çıkışlı lastikler genişledi vs.

    S40 I, Volvo'nun otomobil yarışlarındaki bir önceki otomobili 850'nin yerini aldı.

    Kronik bir sorunu bilinmemektedir.

    S40 I, son kez S40 Classic adı altında üretildi. Bu son halinde S40'da 1995'den 2004 yılına kadar yapılan yeniliklerin hepsi yer aldı, standart donanım da geniş bir yelpaze sunuyordu.

    S40 I, ekonomik krize ve artan akaryakıt fiyatlarına kadar ülkemizde her motor seçeneği ile satılan ender otomobillerden biri oldu. S40 Classiclerin ise çoğu ülkemizde 1.6 benzinli motorla satıldı.

    S40 I, ülkemizde en çok satan Volvo modelleri arasında yerini aldı.

    devam edecek...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hesheit -- 8 Kasım 2008; 17:39:28 >




  • aşığım ben bu araca aşık! kendine has özelliklerini çok seviyorum. ön ve arka çamurluktaki yan aydınlatmalar(hastayım onlara), radyo/cd ile kaset çaları aynı anda sunması, sabah akşam far açmayı gerektirmemesi, bir çok araçta olmayan bel desteği, yolcu kapısında merkezi kilit olması, ön koltukların önünde kanguru gibi saklama bölmesi. sanki önemli bir şeyi unuttum neyse sonra aklıma gelir :)
  • Tr1u5148 isimli kullanıcı s40 classic ile ilgili bilgi sormuş PM ile.
    Aşağıdakiler ona yazdıklarımdır. biraz hızlı cevaplamıştım.. Hesheit arkadaşımız eksik yada tam doğyu olmayanları düzeltecektir.
    aracın yakışı ile ilgili şeylerde yazmıştım. Bu sayfaya da koyayım dedim.

    eğer s40 classic alacaksanız en azından 2004 model almanızı tavsiye ederim.
    hem modeli yüksek olmuş olur hemde en son makyajında diğerlerine kıyasla çok daha albenisi (hem iç hemde dış özellikler açısından) olan bir araç.
    bence s40 güvenlik özellikleriyle piyasadaki 2008 model her marka ve model araçdan bile daha fazla özellik sunan ve güven veren bir araba. (corolla, civic, focus, vs vs) aklına gelebilecek her arabadan çok daha sağlam. kaputu açıp baktığında tampon demirinden tut, şasi demirinin kalınlığına, alt aksamdaki korumalardan arka tamponun bağlantı elemanlarına kadar her yönüyle diğer araçlardan kat kat üstün diyebilirim. bu kısaca güvenlik kısmı. yani 2014 yılına gelindiğinde elindeki 10 yıllık volvo ile 6 yaşına gelmiş bir civic corolla vb arabayı yan yana koyup bir bakmanı öneririm.
    bendeki araç 1.6 bir araba. mitsubishi carismalardada kullanılan 16v 109 ps lik bir motor. hiçbir kronik sorunu yok. bugün bujilerde dahil, yağ, yağ ve hava filtreleri, polen filtresi vb bir bakım 200-220 ytl gibi. bunları yaptırdığın sürece hiçbir sıkıntı yaşamazsın. benim arabam 41000 de ve maşallah hiçbir sorunum olmadı.
    yakıt tüketimi bence mükemmel diyebilirim. eğer gerçekten sakin kullanırsan (ki ben sık sık ankaraya giderken öyle kullanıyorum) 100 km de 6.4 litre ile defalarca gittim geldim. (120 yi hiç geçmeden). hızlı kullanımlarda ise 150 altına düşmeden 8.2l ile gidiyosun.. şehir içindede aynı şekilde 9 litrenin üstüne hiç çıkmadı.. elbette zaman zaman çok çok yoğun trafikte 10-11 litreye çıktığıda oluyor.
    bu yazdığım rakamlar hem kendimin hemde yol bilgisayarından teyit ettğim gerçek değerlerdir.
    yol bilgisayarı ise kendinden bekleneni fazlasıyla veriyor..(kullanım klavuzunu okuduktan ve mantığını anladıktan sonra neden yol bilgisayarı dendiğini daha iyi anlıyorsun) (yeni civiclerdeki gibi yol commadore 64 ü değil yani)..
    esp sistemi yok ancak DSA (Dynamic Stability Assist) sistemi var S40 classiclerde. bazıları patinaj önleme sistemi diyerek sistemi aşağılasalarda asla öyle değil. aracın o andaki gerçek hızı ile sadece öndeki değil tüm tekerleklerdeki hızı karşılaştırarak gerekli tekere fren uygulaması yada ön tekerlerden herhangi birine güç akışını milisaniyeler bazında kesmesi diyebilirim. bu sistem sayesinde buzlu veya kaygan veya tozlu yokuşlardaki kalkışların sorunsuz. isteğin kadar gaz verip debriyajı kontrolsüz kaldırsanda gayet güzel kalkış yapabiliyorsun. bu kalkış ile ilgili kısmı. örnegin otobanda 150 ile giderken bir su havuzuna sağ taraftan girdin. böyle bir durumda sağ tekerlerin dönmeyi keser değil mi? işte böyle bir durumdada sağ ve sol teker dönüş hızlarının farklı olduğunu algılayıp sol tekerlere de ayrı ayrı fren uygulayarak düz gitmeni daha doğrusu savrulmanı önler. 1 kez başıma geldi ve çok çok etkilendim.
    VSA ile tek farkı ise VSA virajlarda aracın izinden çıkacağını algılayarak hangi tekere fren uygulayacağına karar verir. vsa 1 gömlek daha iyi bir sistem ama viraja yavaş girmek veya aracın limitlerini bilmek te bizim elimizde.
    biraz uzun oldu ama yazmak gereği hissettim.
    Selamlar.




  • Dinamik denge sistemini de biraz açalım.
    Volvonun S40 ve S80 modellerinde uyguladığı DSA her hızda tekerleğin dönüşünü kontrol ederek güvenlik ve dengenin artmasında etkili olan bir sistemdir.

    Tekerleğin dönüşünü kontrol eden sistemlerin ilk uygulayıcılarından biri olan Volvo, sistemi ilk kez 1985 yılında ETC ile birlikte uygulamıştır. Sistem yakıt tedariki vasıtasıyla motorun dönme momentini yani torkunu azaltarak tekerleğin dönüşünü kontrol etmiştir. Hareket anından varış noktasına kadar etkili olan pek çok antispin sistemlerinden farklı olarak DSA başlangıç anından hızın en üst seviyeye çıktığı ana kadar kesintisis bir biçimde aracın tüm hız aralığında etkili olmaktadır. Yol koşullarından bağımsız olarak, örneğin çakıllı ve karlı yüzeyler gibi kaygan koşullarda bile optimum hızlanmalara olanak tanımaktadır. DSA, araç belli bir hıza ulaştıktan sonra devreden çıkan bir tür başlangıç desteği değildir.


    DSA'nın etkin güvenlik avantajları
    *Hız kazanma esnasında daha kolay sürüş ve daha iyi yol tutuş
    *Daha fazla eğim ve yön dengesi
    *Kaygan yüzeyler için erken uyarı
    *Motor devrinin artma riski azaldığı için patinaj yapma ve kayma riskinin azalması
    *Frenlerde lastiklerde ve hareketli parçalarda daha az aşınma ve daha düşük yakıt tüketimi sayesinde çevreye daha az zarar

    Çalışması
    Eğer ön tekerlerden biri ya da ikisi birden arka tekerlerden hızlı dönmeye başlarsa ABS sensörleri değişimi kaydederek DSA sisteminin beynine bir sinyal yolluyor. Beyinde motorun idare sistemine bir sinyal yolluyarak tekerleklerin gerektiği kadar dönmasi için gereken yakıtı kesmesini bildiriyor. Böylelikle tekerlekler doğru dönüş hızına kavuşuyor. Tüm bu işlemler saniyenin 15-20 binde biri kadar bir sürede söz gelimi saatte 90 km hızla giden bir araç 50 cm ilerlemeden gerçekleşiyor. Uzman ve dikkatli bir sürücü aynı hareketi yani tekerlek hızının düzeltilmesini ancak bir iki saniyede yapabilsede aracın 50 ile 75 metrelik bir mesafeyi katetmesi anlamına geleceğinden oldukça kritik kabul ediliyor. DSA ise tekerlek hızını çok yüksek hızlarda bile neredeyse anında kontrol ederek düzeltiyor. Koşullar gerektirdiği sürece tekerlekler sürekli denetleniyor ve süreç hiç durmadan tekrarlanıyor. Sürücü ön panelde kaygan zemini de gösteren turuncu bir ışığın yanmasıyla sistemin devrede olduğu konusunda bilgilendiriliyor. Sistem son derece kesin ve çok küçük tork azaltmasından yararlanıyor. Yakıt tedarikindeki bu çok düşük miktarlı ve kısa kesintiler aracın hızlanması gerektiği durumlarda kullanılabilirliğine zarar vermiyor.




  • karareis K kullanıcısına yanıt
    Hocam PFR7G NGK nın T4 için önerdiği LPG bujisidir. Buji kablolarınızıda performans buji kablosu ile değiştirirseniz fayda sağlar kanaatindeyim. Ateşleme bobinlerini ise orijinal volvo kullanmalısınız. Aracınız sıvı LPG yi manifolda gönderdiğinden daha fazla ateşleme gücü vermesi gerektiğini düşünüyorum NGK nın iridyum bujilerini de deneyebilirsiniz. Aracınız için NGK iridyum bujisi BKR6EIX dır. Saygılar.
  • alpayfrozen A kullanıcısına yanıt
    maslak gençler volvo bülent usta'yı tavsiye ederim, viking'in eski müşterisinin süper muhteşem kaya gibi dediği araba km'si düşürülmüş, motoru yapılmış çıktı, bizzat şahsıma ait araçta oldu bu. sonra bir dünya masraf ettik toparlamak için.

    saygılar..
  • Ayrıca aracın kalkışta bayılması balatanın iyi kavradığı anlamına gelir. Bundan önce bitmeye yakın olan balata fazla iyi tutamadığı için motora daha fazla tolerans veriyordu diyelim. Peki şunu soracağım, rampa yukarı el frensiz kalkmayı denediğinizde patinaj çekme durumu oluyor mu?

    Ayrıca Muğla'dan İzmir'e gitmeyi deneyebilirsiniz. Volvo konusunda gayet iyi bir şehirdir. 211 KM mesafe gözüküyor. Aracınız uzun yolda LPG ile 20 kuruş civarı yaksa, 80 lira civarına git gel yapabilirsiniz. Açıkçası böyle durumlarda da 80-100 lira pek aranmaz. Ben de öyle yaptım mesela, Aldım 240 km Ankara'ya gittim, geldim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi goodorevil -- 3 Temmuz 2014; 1:54:34 >
  • Göremeyen arkadaşlar için büyük boyutta yenide ekliyorum resimleri.
     S40 I (1995-2004) S40 I (1995-2004)




  • Allah razı olsun o zihniyetten. Sayesinde iki tane 30binde Volvom oldu. Birini sıfırının yarı fiyatına, diğerini de yarısından da az fiyata satın aldım :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hesheit -- 24 Eylül 2015; 0:13:50 >
  • Yeniden üretilse alınıp binilecek araç!
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.