Şimdi Ara

HİDROJENLE ÇALIŞAN HYUNDAI MODELLERİ 2012'DE GELİYOR

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
17
Cevap
0
Favori
1.763
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Giriş
Mesaj
  • HİDROJENLE ÇALIŞAN ÇEVRE DOSTU HYUNDAI MODELLERİ 2012’DE GELİYOR

    Hyundai, her geçen gün daha da kirlettiğimiz dünya için daha verimli ve her zamankinden daha da çevre dostu olan yepyeni bir konsept geliştirdi: i-Blue. Hyundai’nin çevreye ne kadar önem verdiğinin ve zararlı gazları önlemek için sürekli yatırım yapmaya devam ettiğinin en son kanıtı olan i-Blue FCEV (Fuel Cell Electric Vehicle – Yakıt Hücreli Elektrikli Araç), ilk kez IAA 2007 Frankfurt Otomobil Fuarı’yla birlikte tanıtıldı ve 2012 yılında seri üretimine başlanması planlanan yakıt hücreli Hyundai modellerinin müjdesini verdi.

    Hyundai’nin Chiba-Japonya’daki Tasarım ve Teknik Merkezi’nde hazırlanan i-Blue, sahip olduğu platformuyla üçüncü nesil yakıt hücresi teknolojisinin temelini oluşturuyor. Hyundai’nin Mabuk-Kore’de bulunan Eko-Teknoloji Araştırma Enstitüsü’nde geliştirilen bu çevre dostu platform, önümüzdeki yıllarda çıkacak olan en yeni teknolojiye sahip Hyundai FCEV araçlarında kullanılacak.

    Hyundai i-Blue, gelecekte çıkacak Hyundai FCEV araçları için de çok önemli bir adımı temsil ediyor. i-Blue, Hyundai’nin daha önce Tucson ve Santa Fe olarak SUV araçlarının platformlarını kullanarak hazırladığı FCEV araçlarından tamamen farklı. i-Blue için özel olarak, D-segmentinde bulunan 2+2 kişilik bir CUV (Crossover Utility Vehicle – Geçiş Segmenti Aracı) platformu geliştirildi. Bu platform, daha sonra çıkacak çevre dostu araçlar için bir temel oluşturacak.

    i-Blue’nun 4.850 mm uzunluğu, 1.850 mm genişliği ve 1.600 mm yüksekliği bulunuyor. i-Blue’nun en çok dikkat çeken bölümleriyse, mavi ışıklandırmalı radyatör ızgarası, bir spor otomobili andıran 20 inç ebadındaki 8 kollu jantları, 285/50 R20 ebadındaki lastikleri ve suyun akış şekline göre hazırlanan kabin tasarımı. Ancak i-Blue’nun en önemli özellikleri kalbinde yatıyor. Hyundai i-Blue’da her biri 100’er kW güç üreten elektrikli motor ve yakıt hücresi ünitesi bulunuyor. 700 bar’lık basınçla sıkıştırılmış hidrojen, araçta 115 litrelik hacme sahip bir tankta depolanıyor. Bu sayede Hyundai i-Blue, doğaya hiç zarar vermeden 600 km’lik yol katedebiliyor ve 165 km/s’lik maksimum hıza çıkabiliyor.

    Hyundai i-Blue’nun yakıt hücresi ünitesi, daha önceki hidrojen enerjisiyle çalışan araçlardan farklı olarak zeminin altında bulunuyor. Böylece 50:50 oranında ideal bir ağırlık dağılımı elde ediliyor ve daha iyi sürüş ve yol tutuş dinamikleri sunulmuş oluyor.


    Ayrıca bu sayede motor kompartmanında daha bir yerleşim elde edilip daha iyi hava akışı ve soğutma sağlanıyor. Oldukça sessiz çalışan yakıt hücresi ünitesi hem rahat ve konforlu bir sürüş sunuyor hem de egzoz gazı yerine sadece su buharı açığa çıkararak çevreyi hiç kirletmemiş oluyor.

    Hyundai Ar-Ge Başkanı Hyun-Soon Lee, i-Blue ile ilgili şunları söylüyor: “i-Blue, en baştan beri yakıt hücresiyle çalışan bir aracın sahip olması gerektiği uygun bir platform üstüne geliştirildi. Bu bizim Ar-Ge programımız için büyük bir ilerleme. Ekibimiz, çok daha kompakt boyutlara sahip bir FCEV hazırladı. i-Blue geliştirilirken, bildiğimiz araçların güvenliğine, konforuna, sürüş rahatlığına ve içten yanmalı motorlarda ulaşılan uzun sürüş menzillerine sahip olması sağlandı. i-Blue, hidrojen ile çalışan yakıt hücresi teknolojisinin gelecekte nasıl bir yol alacağını bugünden herkese ispatlamış oldu”.

    Hyundai i-Blue’da üstün teknoloji ürünlere de yer veriliyor. Güvenliği artırmak amacıyla ön cama bilgilerin 3 boyutlu olarak aktarıldığı bir head-up display, ön, yan ve arkadaki tüm açıların rahat bir şekilde görünmesini sağlayan gelişmiş kamera sistemi, uçak kokpitini andıran ve tüm kontrollerin dokunmatik olarak yapıldığı direksiyon simidi bulunuyor.

    Yakıt hücresi teknolojisi, fiyat, performans ve güvenlik açısından geliştiğinde, diğer bir deyişle bu sistem araçlara uygun hale getirildiğinde, toplu taşıma araçlarında, binalarda, küçük ölçekli elektrik santrallerinde, denizaltılarda, alçak sesle çalışan araçlarda ve mobil iletişim araçlarında kullanılmaya başlanabilecek.

    Yakıt Hücresi Sisteminin Çalışma Prensibi

    Hidrojen ve oksijen tepkimeye girdiğinde su ve ısı oluşumuyla sonuçlanan ani bir reaksiyon gerçekleşir. Yakıt hücresi sisteminde, hidrojen ve oksijen doğrudan tepkimeye sokulmaz ancak, su ve elektrik üretmek için iyonlar halinde bir araya getirilir. Elektroliz ismi verilen bu olay, sadece iyonik yapıdaki hidrojenin geçmesini mümkün kılan elektroliz zarı sayesinde gerçekleşir.

    Elektroliz zarı, hidrojen ve hava arasına yerleştirildiğinde, hidrojen zar ile reaksiyona girerek elektrik açığa çıkaran bir iyon (proton) haline gelir. Proton zardan geçer ve oluşan elektrik ise dış tarafla bağlantılı olan bir devre vasıtasıyla açıktaki havaya taşınır. Havadaki oksijen, zardan geçen protonlar ve elektrodlardan gelen elektrik ile birleşince su oluşturur. Bir ampulu yakmak ya da bir motora güç sağlamak için ihtiyaç duyulan enerji ise bu devreden geçen elektriktir. Toplam verimlilik, standart bir içten yanmalı motora göre daha yüksektir çünkü bir yakıt hücresi kimyasal enerjiyi (yakıt) ek bir adım olmadan doğrudan elektrik enerjisine dönüştürebilme özelliğine sahiptir. Örnek vermek gerekirse, Hyundai’nin ikinci jenerasyon yakıt hücre teknolojisine sahip aracı olan Tucson FCEV, yakıt olarak ölçüm yapıldığında 1 litreyle 24 km yol alabilmektedir. İçten yanmalı bir motoru bulunan Tucson’da ise bu rakam 12 km’dir. i-Blue’da bu menzil çok daha yukarıdır.





    Yakıt Hücresi Ünitelerinin Yapısı

    Bir tek yakıt hücresi sistemi, bir volttan daha az olan elektrik enerjisi üretir. Bu enerji, genel kullanım için yeterli değildir. Bu amaçla, gerekli olan enerjiyi üretmek için yüzlerce yakıt hücresinin birbirine seri olarak bağlanmış hali olan yakıt hücresi üniteleri kullanılır.

    Zarların arasına, elektriğin geçmesine izin verirken hidrojen ve oksijeni birbirinden uzak tutan ayıraçlar yerleştirilmiştir. Bu ayıraçlar hidrojen ve havayı içeri alıp zar ile temas ettiren, oluşan suyu da etkili bir biçimde ortamdan uzaklaştıran parçalardan oluşur.

    Elektrolit zarların ayıraçtan zarar görmesini ve hem zarların hem de elektrodların gazın hızından etkilenmelerini önlemek için, gazları serbest bir şekilde içeri alan bir gaz difüzyon tabakası yerleştirilmiştir.

    Düzenli yerleştirilmiş yakıt hücresi sistem plakalarını bir hizada tutmak veya aynı katmanda toplamak için uygun miktarda basınç uygulanmaktadır. Bu yüzden yakıt hücreleri plakaları için “yığın” tabiri kullanılmaktadır.

    Seri Üretim 2012 ile 2015 Yılları Arasında Başlayacak

    Çevre dostu araçlar için büyük yatırımlar yapan ve sırf bu araçların gelişimi için Mabuk-Kore’de özel bir Ar-Ge merkezi kuran Hyundai, “hibrid” olarak adlandırılan ve hem elektrikli hem de içten yanmalı motorlara sahip araçların 2009 yılı itibariyle seri üretime alınması için çalışmalarını sürdürüyor.

    Hyundai, ayrıca hidrojen ile çalışan yakıt hücreli elektrikli araçların da 2012 ile 2015 yılları arasında seri üretimine başlamak için gelişimlerini son hızla yapıyor. i-Blue’dan sonra geliştirilen yeni jenerasyon yakıt hücreli araçların da önümüzdeki dönemlerde yapılacak otomobil fuarlarında ziyaretçilerin karşısına çıkacağı ve bugünden itibaren 5 yıllık süreç sonunda seri üretime alınması planlanan araçlar ile ilgili son kararların verileceği bildiriliyor.

    KAYNAK: Hyundai Türkiye Basın Dosyası



     HİDROJENLE ÇALIŞAN HYUNDAI MODELLERİ 2012'DE GELİYOR

     HİDROJENLE ÇALIŞAN HYUNDAI MODELLERİ 2012'DE GELİYOR

     HİDROJENLE ÇALIŞAN HYUNDAI MODELLERİ 2012'DE GELİYOR







  • 
Sayfa: 1 sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.