Şimdi Ara

Kolektivizm, bireycilik ve rasyonel bencillik

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
16
Cevap
0
Favori
1.587
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
Öne Çıkar
0 oy
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bir gün bir kitap okudu ve gidip yayınevi kurdu (Ayten SERİN)

    Aykırıkları, esprileriyle sürekli dikkat çeken sivri bir adam o. "Sanat filmlerini" sıkıcı bulan, geçmişte "izlettirmeyen sinemacı eşektir" gibi radikal sözler etmiş olan ünlü yönetmen Sinan Çetin, Ayn Rand’ın "Hayatın Kaynağı" kitabını keşfetti, bu kitapta kendi felsefesini buldu. Kitabı arkadaşlarına tavsiye etmekle yetinmedi. Tuttu, önce "Hayatın Kaynağı"nı sonra da aynı felsefeyi anlatan diğer kitapları basan bir yayınevi kurdu.

    Plato Film Yayınevi, piyasadaki çok sayıda dayanışma, toplum olarak mutluluğa ulaşma kitaplarına savaş açarcasına "özgürlükçü" filozofların eserlerini basmayı misyon edindi. Bunların başında da Sinan Çetin’i en çok etkileyen, bireyciliği ve rasyonel bencilliği savunan Rus asıllı Amerikalı filozof Ayn Rand geliyor. Bencilliğin Erdemi, Hayatın Kaynağı, Atlas Vazgeçti, Yüzyılın Dersi: Özgürlüğün En Büyük Düşmanı Eşitlik gibi kitaplar Sinan Çetin’in felsefesini tekrarladı. Ama isyan etmeden de duramıyor: "Kolektivizm daha çok satıyor!"

    Sizin gibi bu kadar sinemanın, televizyonun içinde olan bir adam neden yayınevi kurdu?

    -Türkiye’deki yayın hayatından çok sıkılmıştım. Bütün kitaplar "insanlığın hali ne olacak, sağa sola yardım edelim, komşumuzla iyi geçinelim, paradan nefret edelim, başarı değil duygu önemli, akıl her yeri kapladı kalplerimize yer kalmadı" fikrini anlatıyordu. Aklı inkar eden, duyguları yücelten, birbirinden çirkin fikirlerle dolu bir büyük kütüphanede buldum kendimi. Bu kütüphanede bana gerçeği anlatan, başka bir şey söyleyen bir yazarla tanıştım: Ayn Rand. Onun yayınlanması gerektiğine karar verdim ve yayınevi kurdum. Sonra diğer özgürlükçü filozofları yayınlamaya başladık.

    Neye göre seçtiniz bu yazarları?

    - Onların temel meselesi insan hayatına siyasi otoritenin karışmamasına dayalı. İdeolojiler, özellikle totaliter ideolojiler insanların mutlu edilmesi gerektiği fikrindedir. İnsanları mutlu etme adına yola çıkan bütün filozof ve devlet adamları insanlığın felaketi olmuştur. Çetin Altan bunu şöyle özetler: "Filmlerde başroldeki oğlan kızı kurtarır ve gider ağacın altında düzer." Çetin Altan’ın deyimiyle söylüyorum, en çok kurtardıklarımızı düzeriz. O yüzden Tanrı bizi kurtarıcılardan korusun.

    Siz kişisel olarak neden bu kitapları seçtiniz peki?

    - Okuyacak kitap bulamadım. Açıyorum Simyacı diye bir kitap. Yok Ferrari’sini Satan Bilge! Aman Ferrari’leri satalım... Sanki suç Ferrari’ninmiş gibi.

    Robin Sharma da Ferrari’nizi satın demiyor ama...

    - Aslında sanat, edebiyat ve felsefe, dünya karşısında ayakta duramamış insan için yapılıyor. Dünyadaki bütün felsefeler, filmler, eserler, kitaplar kalbi kırıklar için. Kendilerini marjinal zannetmeleri de bir metafor, çünkü kalbi kırık insanlar çoğunlukta, ayakta durup kendi vizyonunu yaratmış adamlar çok az. Dünyayla başetmeyi gururla, zekasıyla, başarısıyla şiar edinmiş, dünyaya kafa tutmuş, ailesine bakan, dimdik insanın felsefesi yok. Bu kişiler şikayet etmemiş, kendi mutluluğunun peşinde gitmiş; biz onlardan nefret ediyoruz, hatta öldürmek istiyoruz çünkü onları kıskanıyoruz.

    Kazanmayan insanlar bu kadar çok mu?

    - Bütün filmlerde düşmüş insanlar, becerememiş boksörler var. Yavuz Turgul en iyi örnektir. Başaramamış adamları kahraman yapmış, insanlığın en çok satın alınan malzemesi olduğunu keşfetmiş bir dehadır Yavuz Turgul. O anlamda saygı duyulması gereken, ama diğer yanda benim nefret ettiğim bir fikrin temsilcisidir. Düşmüş öğretmen, düşmüş şarkıcılar, becerememiş yönetmen, eski eşkıyalar daha iyiydi, eskiden daha iyiydi fikri, yeryüzünde gelmiş geçmiş en gerici fikirdir.

    Siz bu portrede neredesiniz?

    - Ben gerici değilim, yapanın edenin yanında yer alıyorum.

    Siz niye bu işi bu kadar kafaya taktınız? Sanki burada da biraz misyonerlik var.

    - Yeryüzünde bütün iş yapan insanlar, bir yere taktıklarından iz bırakmıştır. Süratle, şiddetle ve devamlı bir yere takmış durumdayım. İnsanlığın mutluluğu arama hakkına kimsenin karışmaması gerektiğine! Ama bana bu işin misyoneri misin diye soruyorsanız cevabım hayır. Çünkü ben bir iş yapıp da para kazanmamaya inanmıyorum. "Bu işi para için yapmıyorum" cümlesini kuran insanların da biraz sahtekarca, biraz yağcı ve popülist bir düşünce içinde olduklarını düşünüyorum.

    Her iş de böyle yapılmıyor. Bir çok insan hayır işi de yapmıyor mu?

    - Hayır işi, dünyadaki en bencilce iştir. Bir insan kendini mutlu etmek için hayır işi yapar ve bu çok güzeldir. Ben hayır işi yaptığım zaman onu gazeteye vermem, haberiniz olmaz.

    Peki yayınevi kár ediyor mu? Yani kolektivizm karşıtlığı Türkiye’de satıyor mu?

    - Satmıyor. Kolektivist olmak daha çok satıyor. Çünkü kolektivizm herkesin kendini daha iyi hissettiği bir yer. "Hep beraber mutlu olalım, hep beraber, hep beraber..." Halbuki Türklerin şöyle bir sözü var; nerede çokluk orda bokluk!

    Sinan Çetin’in yaşamı bu kitaplara uygun mu peki?

    - Ben bu kitaplarda savunduğum fikirler gibi, çok tutarlı yaşıyorum. Yastığa başımı koyduğum zaman içim rahat. Ben başarıyı mutluluğu ve zenginliği savunuyorum. Bunu sonuna kadar arama hakkının insanlara ait olduğunu savunuyorum. Bunun için de kitap yayınlıyorum.

    Objektivizmin yazarı Ayn Rand

    Asıl adı Alissa Zinovievna Rosenbaum olan Ayn Rand, 1905’te Rusya’da doğdu, Sovyet devriminden sonra kaçtı ve ABD’ye iltica etti. Başını çektiği objektivizm felsefesinde ve kitaplarında rasyonel bencilliği anlattı. Devletin özgür bir toplumda minimal bir role sahip olduğuna, bireylerin kendilerini başkaları için feda etmeden ve aynısını başkalarından beklemeden kendi amaçları için yaşamaya hakları olduğuna inanıyordu. Plato Film Yayınları 2002’de kurulduğunda işe Ayn Rand’ın kitaplarıyla başladı. Eric Hoffer, Karl Popper, John Gray’den toplam 27 kitap bastı.

    Engin Ardıç, Ertuğrul Özkök, Orhan Pamuk, Ahmet Altan’la çalışmak istiyoruz

    Benim kafamda sadece sinema ile ilgili en az 100 kitap, bir o kadar özgürlükçü filozof kitabı, ayrıca Ayn Rand’ın hala basmadığımız eserleri var, bir de çok beğendiğimiz Türkiye’nin özgürlükçü adamları var. Engin Ardıç, Selahattin Duman, Serdar Turgut, Ertuğrul Özkök gibi... Hem arkadaşlarım hem çok beğendiğim yazarlar. Ahmet Altan, Orhan Pamuk, Gülse Birsel gibi çok beğendiğimiz insanlar da var. İşi biraz daha büyütüp yayınevi ortaklığıyla onlarla çalışmak istiyoruz.


    Kaynak:http://www.hurriyet.com.tr/cumartesi/7285422.asp?gid=66&sz=28026

    Günümüz dünyasında başarının Tanrısallaştırıldığı, başarısızlığın salt bireye indirgendiği zamanlara ait bir röportaj.



    _____________________________

    HK: Teyzeciğim durmak yok yola devam!
    Teyze: Dee get!

    "Tanrıyı güldürmek istiyorsan, O�na planlarından bahset." :) Amores Perros filminden bir replik.
    "Life's too short for chess." :) Henry James Byron
    "I have a dream... " Martin Luther King, Jr. - Video
    Radikal Gazetesi Orijinal Demokrasi Reklam Filmi (Sansürsüz)




  • Ayn Rand veya "Alissa Zinovievna Rosenbaum" Yahudi bir aile nin 3 kızından en büyüğü idi,ailesi Agnostik ve dine karşı ilgisizdi.Rusya da Saint Petersburg da doğdu(wikipedia.org dan alıntı),ne manidar kolektivist bir devlette doğup büyümek ve kolektivizme karşı olmak.Ben hiç kapitalist devletlerden kolektivist devletlere kaçan görmedim(siyasi sığınmaları yok sayıyorum ideolojik taraf oldukları için) , en fakiri bile böyle bir şeyi aklından geçirmez nedense.Ayn Rand Amerika nın kendi ideolojisini dünyaya yaymak için parayla tuttuğu biri de olabilir.Bunlar beni ilgilendirmiyor.Önemli olan insanların özgürce tercih haklarının olup olmadığıdır.Bugün ayn rand a takılırsınız yarın bir başkasına, hiç yoktan çabaları var.Kendilerini yakın hissettikleri fikirlerin arkasından gidiyorlar doğru veya yanlış.

    Benim anlamadığım kapitalizmin insanlığa aldırdığı yola karşılık sizin ikame edilecek neyiniz var?Özür dilerim ama sizin anlayışınız dünyaya hakim olsaydı dünya hala "moskowich"lere binerdi...Veya bisikletle dolaşılırdı.Veya tabana kuvvet.Gelişme her şekilde insanlık için kaçınılmaz ve bunun genele yayılması da bir o kadar kaçınılmaz olmalı diye düşünüyorum.Paylaşım adı altında birbirimizi geri götüreceksek , hiç paylaşmayalım daha iyi.Zaten kimsenin kimseyle bişey paylaştığıda yok güya eşitlik adı altında , sınıfçılık yapılıyor.Yine kaymağı yiyen bir kesim hep var.Bide ezilen halk.NE yazık Kolektif Doğu Almanya ,batı Almanya yı sindirmeye çalışıyor...Öyle ya!Kolektif anlayışla yönetildi kardeşi Batı Almanları geçti.Şimdi siz Batı Almanya dünyayı sömürüyor diyeceksiniz elbette sömürecek siz sömürmüyormusunuz?veya tüm Dünya nın Kolektif devletlerden oluştuğunu varsayalım,sizce sömüren olmayacak mı?SSCB yıllarca kimleri sömürdü?Acaba bu dünya ya katkıda bulunanlar mı sömürüyor yoksa yattığı yerden armut piş ağzıma düş misali , yan gelip yatan ideolojiler mi?

    Kapitalizm i sevmeyebilirsiniz, ondan nefret edebilirsiniz ama ne yazık ki şuan kapitalizm ile yönetilen devletlerin katkılarıyla şuan internette yazı yazıyorsunuz,arabaya biniyorsunuz,cep telefonu ile konuşuyorsunuz vs vs...Yiğidi öldür hakkını yeme.Eğer siz bana para ve başarı (kariyer) yerine ikame edilecek bir şey bulun kendi ideolojiniz içinde veya başka bir ideoloji içinde o zaman bende bırakayım kapitalizmi.Yada bırakalım yerimizde saymaya devam,doğadaki diğer canlılar gibi en doğal halimizle yaşayalım,nemize gerek tekneloji karnımız doysun yeter.Sabahtan akşama geyik yaparız.Hem kimse kimseyi suçlamaz, öyle ya başarısızlığın suçu bireye indirgenmiş.Zaten suç hep başkasındadır.Ya sistemdedir, ya hoca da, ya ebeveynde!insanın aklı ne işe yarar ki?sorgulama yapmaya ne gerek var?zaten benden başka daha bi sürü suçlu var,bana gelene dek oooo-hoooooo!!!



    Saygılarımla,
    _____________________________
    Varsın bana "Enayi" desinler dürüst olduğum için,

    Uyanık ve hilekar olduğum için "Akıllı" demesinler de!!!




  • Benim siyasi görüşüm neymişte benim haberim yokmuş. :D
    Tam tersine geleceğin, ( Ya da sonun mu demeliydim? ) kapitalizm'de olduğunu bir çok kereler söyledim, söylüyorum.

    quote:

    Kapitalizm i sevmeyebilirsiniz, ondan nefret edebilirsiniz ama ne yazık ki şuan kapitalizm ile yönetilen devletlerin katkılarıyla şuan internette yazı yazıyorsunuz,arabaya biniyorsunuz,cep telefonu ile konuşuyorsunuz vs vs...Yiğidi öldür hakkını yeme.Eğer siz bana para ve başarı (kariyer) yerine ikame edilecek bir şey bulun kendi ideolojiniz içinde veya başka bir ideoloji içinde o zaman bende bırakayım kapitalizmi.Yada bırakalım yerimizde saymaya devam,doğadaki diğer canlılar gibi en doğal halimizle yaşayalım,nemize gerek tekneloji karnımız doysun yeter.Sabahtan akşama geyik yaparız.Hem kimse kimseyi suçlamaz, öyle ya başarısızlığın suçu bireye indirgenmiş.Zaten suç hep başkasındadır.Ya sistemdedir, ya hoca da, ya ebeveynde!insanın aklı ne işe yarar ki?sorgulama yapmaya ne gerek var?zaten benden başka daha bi sürü suçlu var,bana gelene dek oooo-hoooooo!!!


    Internete, arabaya, cep telefonuna sahip olmanızı salt kapitalizme indirgemeniz içinde "made in ....." diyorum.

    Ayn Rand'e göre bütün yaratıcı bireyler dünyayı sırtlamasına rağmen işçi sınıfı, çalışanların onları sömürdüğünü, onların sırtından geçindiğini söyler.
    Ve yaratıcı sınıfın ( Bence bu muhteşem bir ayrıntı. Hele hele en tepedekiler... Tanrı vs. Tanrı'ya secde etmeyen Şeytan'ın Kibiriyle Yıkanmış İnsanlar ) grev yapması durumunda ne olur der?

    Çiftçi sadece kendine yetecek kadar üretim yapsa , şehirlerde yaşayan bizler, önce parklarda ekili olan süs bitkilerini sonrada birbirimizi yeriz sanırım. :D



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huhukomsu -- 18 Eylül 2007; 20:18:37 >
    _____________________________

    HK: Teyzeciğim durmak yok yola devam!
    Teyze: Dee get!

    "Tanrıyı güldürmek istiyorsan, O�na planlarından bahset." :) Amores Perros filminden bir replik.
    "Life's too short for chess." :) Henry James Byron
    "I have a dream... " Martin Luther King, Jr. - Video
    Radikal Gazetesi Orijinal Demokrasi Reklam Filmi (Sansürsüz)




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Huhukomsu

    Benim siyasi görüşüm neymişte benim haberim yokmuş. :D
    Tam tersine geleceğin, ( Ya da sonun mu demeliydim? ) kapitalizm'de olduğunu bir çok kereler söyledim, söylüyorum.

    quote:

    Kapitalizm i sevmeyebilirsiniz, ondan nefret edebilirsiniz ama ne yazık ki şuan kapitalizm ile yönetilen devletlerin katkılarıyla şuan internette yazı yazıyorsunuz,arabaya biniyorsunuz,cep telefonu ile konuşuyorsunuz vs vs...Yiğidi öldür hakkını yeme.Eğer siz bana para ve başarı (kariyer) yerine ikame edilecek bir şey bulun kendi ideolojiniz içinde veya başka bir ideoloji içinde o zaman bende bırakayım kapitalizmi.Yada bırakalım yerimizde saymaya devam,doğadaki diğer canlılar gibi en doğal halimizle yaşayalım,nemize gerek tekneloji karnımız doysun yeter.Sabahtan akşama geyik yaparız.Hem kimse kimseyi suçlamaz, öyle ya başarısızlığın suçu bireye indirgenmiş.Zaten suç hep başkasındadır.Ya sistemdedir, ya hoca da, ya ebeveynde!insanın aklı ne işe yarar ki?sorgulama yapmaya ne gerek var?zaten benden başka daha bi sürü suçlu var,bana gelene dek oooo-hoooooo!!!


    Internete, arabaya, cep telefonuna sahip olmanızı salt kapitalizme indirgemeniz içinde "made in ....." diyorum.

    Ayn Rand'e göre bütün yaratıcı bireyler dünyayı sırtlamasına rağmen işçi sınıfı, çalışanların onları sömürdüğünü, onların sırtından geçindiğini söyler.
    Ve yaratıcı sınıfın ( Bence bu muhteşem bir ayrıntı. Hele hele en tepedekiler... Tanrı vs. Tanrı'ya secde etmeyen Şeytan'ın Kibiriyle Yıkanmış İnsanlar ) grev yapması durumunda ne olur der?

    Çiftçi sadece kendine yetecek kadar üretim yapsa , şehirlerde yaşayan bizler, önce parklarda ekili olan süs bitkilerini sonrada birbirimizi yeriz sanırım. :D




    Nedense bende kapitalizme karşıymış hissi uyandırdınız hep.Özellikle Küba nın sağlık sistemiyle ilgili yazmış olduğunuz yazıda da yine kolektivist devletleri savunmuş kapitalist devletleri yermiştiniz ,burada alıntı yaptığınız yazıda da yine,kapitalizme gönderme var.Herneyse hatam varsa özür dilerim.

    Objektivizm konusu pek ilgimi çekmiyor.Ayn Rand ın olaylara ve insanlara bakış açısı bu dünyadaki değişik fikirler içinde sadece bir tanesidir.Sinan Çetin in Objektivizmi benimsemesi ve bu fikri yaymaya çalışması kendi tercihidir.Yazının sonunda vardığınız yargı ile ilgili olarak , sizin düşündüğünüzün tam tersi bir düşünceye sahibim.Başarı tanrısallaştırılmasa bile ona yakın ödüllendirilmelidir.Başarısızlığın ana sebebi salt bireyin kendisidir.Bireyin başarısızlığındaki diğer etkenler istisnaları dışında önemli değildir diye düşünüyorum.İnsanlar sızlanmak yerine çözüm yolu aramalıdır, başınız sıkışınca ondan bundan medet umarsanız pek bir yere varamazsınız.İktisat ilmi kıt kaynaklar ile en fazla faydayı sağlama peşinde koşar, siyasi iktidarlar iktisat yardımı ile gelecek ile ilgili projeksiyonlar yapıp halklarının refahını artırmaya çalışırlar.Hiç bir zaman tüm toplumun isteklerine tam olarak cevap veremezsiniz, dünyanın en zengini dahi sonu gelmez açlık içinde hayatında farklılıklar yaratmaya çalışır.O halde daha iyi bir yaşam standart ı istiyorsanız , vasatın üstüne çıkmalı ve başarılı olmalısınız.Başarısız olanlar da devletlerin sağladığı asgari geçim standardını veya ortalama geçim standardını kabul etmek zorunda kalır.Ve bence bu adildir de.Bunun yerine herkesin aynı standarda sahip olduğu bir dünya da ben niye daha fazla çalışıp kafa patlatayım ki?nasıl olsa yaşam standartımı değiştirme şansım yok.Yan gelip yatarım daha iyi.Emin olun tembellik tüm topluma sirayet edecektir.

    Çiftçi dediğiniz insanlar olmasa insanlar , onun yerine ikame edecek çok şey bulur.Zaten şuan ülkemizde tarım işletmeleri yerlerini almaktadır.Bilinçsiz ekim ve gübreleme ile yıllarca verimli topraklarımızdan verimsiz hasatlar elde edilmiştir.Bu ülke de Ziraat mühendislerinin ne işe yaradığını hala anlayabilmiş değilim ,hata onlarda mı çiftçilerde mi bilmiyorum ama ;yanlış giden bişeyler var.Geçmişiniz tarım toplumu ama bu alanda ne bir araştırmanız var nede teknolojik gelişme,elin oğlu saksıda sizin bahçenizde elde edeceğinizden daha fazla hasat elde ediyor.Bide buna çiftçiye alım garantisi verilince karnım doysunda boşver gerisini ,nasıl olsa bi alan var,iyi veya kötü!Bunlar milli ekonomiye zarar veriyor kimin umrunda!Burada görüldüğü üzere kolektivist bir anlayış ile yönetilen tarım sektörünün hali ortada.50 sene öncesinde tarım toplumu olan Türkiye ,dünya nın bilgi çağına geçti bir dönemde ancak sanayi atılımını tamamlayabilmiştir.Ne yazık organik tarımın ön plana çıktığı şu dönemde bizim hızla tarımdan uzaklaşmamız.Daldan dala atladım ama vesile oldu yazdım:)neme lazım tarımla ilgili bi başlık açılana kadar beklememe gerek kalmadı...

    Saygılarımla,



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Steinberger_2 -- 19 Eylül 2007; 9:03:15 >
    _____________________________
    Varsın bana "Enayi" desinler dürüst olduğum için,

    Uyanık ve hilekar olduğum için "Akıllı" demesinler de!!!




  • Gerçekleri söylemek farklı, inandığımız değerleri savunmak farklı. Gerçekler her zaman doğru olacak diye bir şey yok. (Sözüne ettiğiniz sağlık konusunda Sicko Filminin ayrıntılarını eklemiştim en son sanırım görmediniz.)

    Eh sofranızdakini , elinizdeki, avucunuzdaki paylaşma erdemine sahip olmakta öyle kolay bir şey değildir.
    İnsan'ın insanlaşma süreci de öyle basit bir şey değildir.
    Aylık kazancı yerinde olan , kısacası işleri yerinde olan bireyin sistemle derdi tasası olmaz.

    Bencillik mi demeli tam bilemiyorum ama diğer bir konuda ilginç bir tartışma yaşanıyor. @C4'ün fikirlerine katılıyorum.

    quote:

    Orjinalden alıntı: C4
    quote:

    Orjinalden alıntı: cornrose
    Sen eğer pozitif biriysen karşındakine bunu vermene gerek yoktur.Çünkü o senin doğanda oldugu için bunu yönlendiremezsin.karşındaki kişinin alıcıları acıksa senden onu zaten alır

    katılmak mümkün değil. kimsenin alıcısının ne ölçüde çektiği diğerini bağlamaz, bağlamamalıdır. herkes üzerine düşeni sonuna kadar yapmalı diye düşünüyorum. onu defterden sil, bunu yok say, diğerini adam yerine koyma, eee? nedir yaşam felsefesi? benim gibi olmayan, bana uymayan ölsün. bu mu?
    kusura bakmayın ama herkes sizin gibi - dediğiniz gibi yapsa biter toplum. bana kalırsa hayat, eksik insanları tamamlamaya çalışmaya gayret etmek, bu arada kendi eksiklerinizi gidermeye de azami gayret göstermektir.



    quote:

    Başarısızlığın ana sebebi salt bireyin kendisidir.Bireyin başarısızlığındaki diğer etkenler istisnaları dışında önemli değildir diye düşünüyorum.İnsanlar sızlanmak yerine çözüm yolu aramalıdır, başınız sıkışınca ondan bundan medet umarsanız pek bir yere varamazsınız.


    Açıkçası farklı sosyo ekonomik seviyeye sahip insanlarla tanıştığınızda kazın ayağının hiçte öyle olmadığını görebilirsiniz.
    Çok açık seçik söylemek gerekirse , adil ve eşit bir eğitim sisteminde , birazda abartırsak, sizin, benim vasıfsız işçi olmamız gerekir.
    Bu bu kadar açık ve net. Askerde bunu çok rahatlıkla deneyimleyebilirsiniz. Yurdumuzun farklı bölgelerinden gelen pırıl pırıl, gerçektende çok zeki gençlerimiz var. Ama değil üniversite eğitimi almış olmak, okuma yazma öğrenme şansları, fırsatları dahi olmamış.
    Adil olmayan bir sistemde elde edilmiş bir başarı ne derece etiktir, doğrudur, gerçektir? Sadece bir yanılsamadır. Kendini, toplumu kandırmaktır.


    quote:

    Çiftçi dediğiniz insanlar olmasa insanlar , onun yerine ikame edecek çok şey bulur.Zaten şuan ülkemizde tarım işletmeleri yerlerini almaktadır.

    Yerine ikame edecek olanlarda çiftçi olacaktır. Umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir.


    Ek:
    quote:

    Internete, arabaya, cep telefonuna sahip olmanızı salt kapitalizme indirgemeniz içinde "made in ....." diyorum.

    Sanırım bunu görmediniz.
    Para kapitalizmden , ürünler Çin'den . Maksimum gelir getiren sistemden maaş, minimum maliyet sunan sistemden metalar. :D

    Daha önce de sormuştum forumda?
    Bugün bu ürünlere sahip olmanızın sebebi alım gücünüzün yükselmesi mi, yoksa ürünlerin fiyatlarının her geçen gün düşmesi mi diye?
    Bugün antidemokratik uygulamaları , sosyal haklar konusunda çok eleştirilen Çin'in Batı toplumlarındaki gibi sosyal hak ve adalete geçmesiyle ortaya çıkacak olan maliyeti karşılamaya hazır mısınız? Böyle bir dönüşümde sahip olduklarınızdan vazgeçmeye gönüllü müsünüz?
    Hiç sanmam.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huhukomsu -- 19 Eylül 2007; 13:34:46 >
    _____________________________

    HK: Teyzeciğim durmak yok yola devam!
    Teyze: Dee get!

    "Tanrıyı güldürmek istiyorsan, O�na planlarından bahset." :) Amores Perros filminden bir replik.
    "Life's too short for chess." :) Henry James Byron
    "I have a dream... " Martin Luther King, Jr. - Video
    Radikal Gazetesi Orijinal Demokrasi Reklam Filmi (Sansürsüz)




  • Orjinalden alıntı: Huhukomsu

    Gerçekleri söylemek farklı, inandığımız değerleri savunmak farklı. Gerçekler her zaman doğru olacak diye bir şey yok. (Sözüne ettiğiniz sağlık konusunda Sicko Filminin ayrıntılarını eklemiştim en son sanırım görmediniz.)

    Eh sofranızdakini , elinizdeki, avucunuzdaki paylaşma erdemine sahip olmakta öyle kolay bir şey değildir.
    İnsan'ın insanlaşma süreci de öyle basit bir şey değildir.
    Aylık kazancı yerinde olan , kısacası işleri yerinde olan bireyin sistemle derdi tasası olmaz.



    Gerçek ,doğru ve idealler konusuna girmek istemiyorum bence çok derin bir konu. Ben ne yaşanması gerekiyorsa yaşandığı inancındayım,siz ideallerinizi hakim kılmak istiyorsanız insanlara bunu kabul ettirmelisiniz adil olan da bu sanırım.

    Kimin neyini ne kadar paylaştığı konusu muallak!Kolektivist devletlerin kiminle neyini paylaştığını bilemiyorum siz biliyorsanız söyleyin.Kendi vicdanını rahatlatmak için oraya buraya yardım eden devlet (makro) veya insanları (mikro) hiç benimseyemedim bence en iyi yardım eğitmektir.Erdem elindekini avcundakini paylaşmak değil, öğretmektir.Herkesin fikri kendine :)




    Açıkçası farklı sosyo ekonomik seviyeye sahip insanlarla tanıştığınızda kazın ayağının hiçte öyle olmadığını görebilirsiniz.
    Çok açık seçik söylemek gerekirse , adil ve eşit bir eğitim sisteminde , birazda abartırsak, sizin, benim vasıfsız işçi olmamız gerekir.
    Bu bu kadar açık ve net. Askerde bunu çok rahatlıkla deneyimleyebilirsiniz. Yurdumuzun farklı bölgelerinden gelen pırıl pırıl, gerçektende çok zeki gençlerimiz var. Ama değil üniversite eğitimi almış olmak, okuma yazma öğrenme şansları, fırsatları dahi olmamış.
    Adil olmayan bir sistemde elde edilmiş bir başarı ne derece etiktir, doğrudur, gerçektir? Sadece bir yanılsamadır. Kendini, toplumu kandırmaktır.


    Elinizde sosyo ekonomik segmentler ile ilgili bir araştırma verisi var mı?Yoksa afaki mi konuşuyorsunuz?Benim bu konuda ki kanım düşük gelir seviyesinde ki insanların çocukları , yüksek gelirlilerin çocuklarına oranla daha başarılılar.Sıra dışı olacak ama 60 yaşında ilkokul mezunu bir tanıdığım bir tanıdığından edindiği inglizce dil öğrenim kitabı ile derdini anlatabileck düzeyde inglizce öğrenmişti.Buradan varmak istediğim nokta insan istedikten sonra kimsenin yardımı olmadan (okuma yazma bildiği varsayımıyla) tahmininizin çok üstünde bilgi sahibi olabilir.Yeter ki öğrenmek için çalışsın.Bu tür örnekleri çoğaltmak mümkün ,sıradışı görülebilir bence değil...Şimdi ki sistemde ezbercilik ön planda olduğu için ben ekstra ders alanların çok da dengesizlik yarattığı düşüncesinde değilim.

    İnsanların okuma yazma imakanın olmaması gerçekten acı bir durum.Bu konuda size katılmamak mümkün değil.Sanırım Tesev e bağış bu sebeple ülkemiz için elzemdir.

    Adil olmayan sistemden bahsetmişsiniz.Bana uygulanabilir adil bir sistemden bahsedebilirmisiniz?Çözüm öneriniz nedir?Yoksa misyonunuz herkesin bildiği sorunların tespiti midir?Kimin yanılsama da olduğu veya kendini kandırdığı konusu muallak,hiç yoktan benim böyle bir ithamım olamaz.En doğru ben biliyorum iddiasında olamam...



    Çiftçi dediğiniz insanlar olmasa insanlar , onun yerine ikame edecek çok şey bulur.Zaten şuan ülkemizde tarım işletmeleri yerlerini almaktadır.
    Yerine ikame edecek olanlarda çiftçi olacaktır. Umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir.


    Çiftçinin yerine kendini ikame eder, yani kendi üretir.Veya makinelerle üretim yapılır yani tamamen otomasyon ile.Tarım işletmeleri de bir endüstri kolu dur,ve çalışanlarının niteliği diğer endüstri kollarından farklı değildir.Yerine çiftçi'nin kendisi ikame edilse sorun mu oluşturacak ki?Şuan Türkiye de ki çiftçilerin sizce ne tür sosyal güvencesi var?Kaçı bağkura ödeme yapıyor?herhangi bir hastalıkta tüm birkimleri ellerinden çıkıyor.Şuan için doğrusu onları bir şekilde sosyal güvenlik sistemine dahil etmekten geçiyor.Bunun en iyi yollarından biri "tarım işletmeleri".Tarım işletmeleri derken tamamen serbest girişimci anlaşılmasın , kendilerinin bir araya gelip oluşturcağı çok hisseli işletmelerde çözüm yollarından biridir.



    Internete, arabaya, cep telefonuna sahip olmanızı salt kapitalizme indirgemeniz içinde "made in ....." diyorum.
    Sanırım bunu görmediniz.
    Para kapitalizmden , ürünler Çin'den . Maksimum gelir getiren sistemden maaş, minimum maliyet sunan sistemden metalar. :D

    Daha önce de sormuştum forumda?
    Bugün bu ürünlere sahip olmanızın sebebi alım gücünüzün yükselmesi mi, yoksa ürünlerin fiyatlarının her geçen gün düşmesi mi diye?
    Bugün antidemokratik uygulamaları , sosyal haklar konusunda çok eleştirilen Çin'in Batı toplumlarındaki gibi sosyal hak ve adalete geçmesiyle ortaya çıkacak olan maliyeti karşılamaya hazır mısınız? Böyle bir dönüşümde sahip olduklarınızdan vazgeçmeye gönüllü müsünüz?
    Hiç sanmam.


    Sermaye ,daima maliyet ve kar ile yönlenir(aynı bir insan gibi çıkarını gözetir,zaten sermayeye can verende insan değil mi?insan gibi davranması da normal).Karınızı maksimize edip hayatınızı idame ettirebilmek için bunları göz önünde bulundurmak zorundasınız.Bugün Çin olur yarın Arnavutluk.İşin ilginç yanı bu kadar yüksek karla çalışan işletmlerin ne yazık kı çok azı uzun ömürlü olup günümüze kadar gelebilmiştir.

    Düşük maliyetli üretim Dünya için gereklidir.Ancak üretilen ürünlerin kalite standardının uygun olması koşuluyla.Siz gönüllü olsanızda olmasanız da sahip oldukalarınız ödün vereceksiniz zaten.Avrupa ile Amerika da verecek gelirin adil paylaşımıyla ilgili.Söylediklerim geneli ilgilendirir makro açıdan Çin in geçin standadını yükseltmesi görece kendinden daha zengin olandan alması ile olabilir.Sanırım bu sizin de istediğiniz bir şey!

    Bir an için sizin düşlediğiniz gibi bir sistemle (kolektivizm) yönetildiğimizi varsayalım.Acaba bu bahsettiğiniz sorunların kaçı hallolacaktı?Aksine üstüne daha fazla mı sorun getirecekti?Yakınmak kolay çözüm üretmek zordur.Bu arada benim ideal sistemim " Anarşizm " yani, hiyerarşi nin olmadığı insanların birbirine tahakküm edemediği bir sistem.Ama maalesef istemekle olmuyor.Nasıl işleyeceğini de bulmak gerekiyor.İşleyiş hem insanlarca kabul edilmeli hemde sorunları azaltıcı yönde olmalıdır.Hiç sorunun olmadığı bir dünya olur mu?Belki siz biliyorsunuz dur?

    Saygılarımla,



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Steinberger_2 -- 20 Eylül 2007; 13:16:57 >
    _____________________________
    Varsın bana "Enayi" desinler dürüst olduğum için,

    Uyanık ve hilekar olduğum için "Akıllı" demesinler de!!!




  • Yukarıdaki her iki mesajımda da söylediğim gibi benim körü körüne inandığım ,savunduğum bir siyasi görüşüm yok.
    "Düşlediğiniz gibi kolektivizm filan" demişsiniz yine...

    (Her yeni doğan bebeğe eşit sağlık ve eğitim hizmetinin sunulmasından başka bir şeye inanmıyorum. Tabii birde gelecekte sivil toplum örgütlerinin gücüne.)

    Benim yaptığım "kral çıplak" diyip, aynayı kral'a tutmaktan başka bir şey değil.
    Mesele A sistemi , B sistemi değil.
    İsterseniz sizin dilediğiniz gibi C sistemi olsun.
    Sistem mistem ayırt etmeden diğer ülkelerle karşılaştırıp bir değerlendirme yapmak bu kadar zor olmasa gerek.
    Hani kağıt üzerinde sizin çok iyi olduğunu düşündüğünüz sistem, elde ettiği sonuçlar itibariyle çağ dışı olarak nitelendirdiği sistemin gerisinde kalıyorsa durup düşünmek, sonrada gülmek gerekir. O zaman yanlış olan bir şeyler var demektir. Yok ben kendi cebime bakarım , istatiksel verilerle ilgilenmiyorum derseniz başka...

    quote:

    Elinizde sosyo ekonomik segmentler ile ilgili bir araştırma verisi var mı?Yoksa afaki mi konuşuyorsunuz?Benim bu konuda ki kanım düşük gelir seviyesinde ki insanların çocukları , yüksek gelirlilerin çocuklarına oranla daha başarılılar.


    Hayır canım neden afaki konuşayım.
    METU'deki rakamlara bakarsak yüksek gelire sahip ailelerin çocuklarının , bunun yanında daha alt sosyo ekonomik kesimden gelenlerinde belli bir gruba ait dershaneler tarafından geldiğini görebiliriz. Dershaneye gitme şansı olmadan METU'yu kazanan kaç insan vardır acaba? Veyahut var mıdır?

    quote:

    Buradan varmak istediğim nokta insan istedikten sonra kimsenin yardımı olmadan (okuma yazma bildiği varsayımıyla) tahmininizin çok üstünde bilgi sahibi olabilir.Yeter ki öğrenmek için çalışsın


    Şu eğitimdeki eşitsizliğe olan yaklaşımınızda çok ilginç olmuş kusuruma bakmayın.
    Hani yazdıklarınıza göre yorum yapmaya kalksak ülkemizin doğu kesiminde yaşayan insanların yeteri kadar çaba göstermediği sonucunu çıkartacağız.
    İçimden "ha gayret biraz daha çaba gösterin, çalışın. durmak yok yola devam" diyesim geldi.

    Batı ve Doğu arasındaki uçurumun sebebi sadece buymuş baksanıza. :)

    (Lütfen bana aratmayın şu doğu batı istatiksel rakamlarını , google'da basının / sivil toplum örgütlerinin yayınlandığı bir çok araştırmayı okuyabilirsiniz.)

    Herhalde okulu, öğretmeni , kitabı , eğitim malzemesi olmayanlar başka sosyalist kafalı bir ülkede olsa gerek.
    Hayır o değil Küba'yı örnek vereyim diyeceğim ama onlarda bile %50'lere yakın olan okuma yazma oranlarını %97'e çıkarttıp ödüller filan almışlardı.
    (Bak yine o ülkeden örnek veriyor. Avrupa'dan veremiyoruz zira onlar gelişmiş ülkeler.)
    "Bana uygulanabilir adil bir sistemden bahsedebilirmisiniz?" demişsiz ya. Ütopik geliyor değil mi? :)

    Bunun dışında ;
    Sanırım yine gözünüzden kaçmış. Askerde bizzat deneyimlediğimden bahsetmiştim.
    Bilmiyorum askerlik yaptınız mı? Bir çok askerle içli dışlı olup , eğitim filan verirseniz bunu çok rahatlıkla görebilirsiniz.
    Hayır komutanlar zaten insan sarrafi olmuşlar artık. Zeki ne kadar adam varsa kritik pozisyonda. :) Toplumun yitip giden gencecik, zehir gibi zeki genç değerleri...

    quote:

    Çiftçinin yerine kendini ikame eder, yani kendi üretir.Veya makinelerle üretim yapılır yani tamamen otomasyon ile.Tarım işletmeleri de bir endüstri kolu dur,ve çalışanlarının niteliği diğer endüstri kollarından farklı değildir.Yerine çiftçi'nin kendisi ikame edilse sorun mu oluşturacak ki?Şuan Türkiye de ki çiftçilerin sizce ne tür sosyal güvencesi var?Kaçı bağkura ödeme yapıyor?herhangi bir hastalıkta tüm birkimleri ellerinden çıkıyor.Şuan için doğrusu onları bir şekilde sosyal güvenlik sistemine dahil etmekten geçiyor.Bunun en iyi yollarından biri "tarım işletmeleri".Tarım işletmeleri derken tamamen serbest girişimci anlaşılmasın , kendilerinin bir araya gelip oluşturcağı çok hisseli işletmelerde çözüm yollarından biridir.


    Önce çiftçiyi attınız , yerine kendinizi koydunuz.
    Bende siz çiftçi oldunuz o zaman dedim.
    Bu seferde makineler üretim yapar dediniz.
    Bende size insansız çalışmayı mümkün kılacak olan bu makineleri kim üretecek desem?
    Hayır çiftçiden kurtulayım derken işçi oluyorsunuz da ... :D


    Belkide boşuna yazıp çiziyoruz esasında.
    Dizginlenemeyen tüketim alışkanlıklarıyla alışveriş yaptıkça, daha fazlasına sahip oldukça mutlu olan bireylere/sistemlere dur bambaşka bir yerden gelecek.

    Hani bugün Ankara'da bir çok insan, parasını bastırıp jakuzi alsa ve hergün musluğu açıp doldurup yıkansa ne olacak?
    Ne olacak var mı? Fazla değil 1 ay sonra o jakuziyi su kesintilerinde poposunu yıkayacak suyla doldurmak için kullanacak. :)
    Bu dur durak bilmeyen canavara bir dur diyecek olan yine dünyanın kendisi olacak belkide.

    Hayır o değil liberal ülkelerde de hiç alışık olmadığımız anti demokratik açılımlara gidileceği görülüyor.
    Misal İngiltere enerji tasarrufu'nda radikallar almak üzere. Bunlar arasında Plazma televizyonların yasaklanması bile varmış.

    Niye canım para benim değil mi? Hergün jakuzi'me su koyup yıkanırım da, 4x4 jeep'imide binerim, en büyük plazma televizyon'uda salonuma kurarım kime ne!
    Pis faşist dünya! :D
    _____________________________

    HK: Teyzeciğim durmak yok yola devam!
    Teyze: Dee get!

    "Tanrıyı güldürmek istiyorsan, O�na planlarından bahset." :) Amores Perros filminden bir replik.
    "Life's too short for chess." :) Henry James Byron
    "I have a dream... " Martin Luther King, Jr. - Video
    Radikal Gazetesi Orijinal Demokrasi Reklam Filmi (Sansürsüz)




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Zina ve Ateizm
    7 yıl önce açıldı
    Evlilik ve Filozoflar
    18 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Sayın Huhukomsu hangi istatistiksel veriler anlamadım? yazdınızda görmedim mi?Eminim sizin elinizde kesin istatiki veriler vardır , o kadar kendinizden eminsiniz ki.Benim anlamadığım eğitim ve sağlıkta fırsat eşitliğini nasıl yaratacaksınız?Somut bişeyler yazsanız ona göre cevap vercem.Kendinizi herhangi bir sisteme dahil etmiyorsunuz bari şu fırsat eşitliği için kim ne yapacak onu söyleyin.Yoksa bu şekilde havanda su dövcez.Dünya nın neresine bakarsanız bakın herhangi bir topluma sunulan hizmetin kalitesi milli geliri ile orantılı dır.Biz burada okuyamayan insanlardan bahsederken, Afrika da aç dolaşan insanlar var!Nedir çözüm yolunuz?Yoksa yine ütopik bir şekilde gelişmiş ülkeler tüm mal varlığını gelişmemişlerle paylaşsın mı diyeceksiniz?Bide bunu nasıl yapacağımızı söyleseniz?Bunu yapmadan çözüm yolu bulmanın imkanı yok mu?

    Aslında burada sizin gibi şuan dünyaya hakim sistemin aksaklıklarını yazmak var ama :) Neye yarar ki?Zaten bu yazacaklarımı veya sizin yazdıklarınızı herkes biliyor,önemli olan çözüm önerisi sunabilmek.Sizden bahsettiğiniz konularla ilgili çözüm önerisi bekliyorum,ancak çözüm öneriniz lütfen denenmiş ve başarısız olmuş bir sistem olmasın.

    Saygılarımla,
    _____________________________
    Varsın bana "Enayi" desinler dürüst olduğum için,

    Uyanık ve hilekar olduğum için "Akıllı" demesinler de!!!




  • arz azalırsa fiyat artar talep düşer.

    su kıtlığı varsa su zamlanır, insanlar mecburen tasarruf yapar.

    eğer "suyu israf etmeyin, su bitiyor, toplumun iyiliği ..." derseniz bir işe yaramaz.
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Steinberger_2
    Sayın Huhukomsu hangi istatistiksel veriler anlamadım? yazdınızda görmedim mi?Eminim sizin elinizde kesin istatiki veriler vardır , o kadar kendinizden eminsiniz ki.Benim anlamadığım eğitim ve sağlıkta fırsat eşitliğini nasıl yaratacaksınız?Somut bişeyler yazsanız ona göre cevap vercem.Kendinizi herhangi bir sisteme dahil etmiyorsunuz bari şu fırsat eşitliği için kim ne yapacak onu söyleyin.Yoksa bu şekilde havanda su dövcez.Dünya nın neresine bakarsanız bakın herhangi bir topluma sunulan hizmetin kalitesi milli geliri ile orantılı dır.Biz burada okuyamayan insanlardan bahsederken, Afrika da aç dolaşan insanlar var!Nedir çözüm yolunuz?Yoksa yine ütopik bir şekilde gelişmiş ülkeler tüm mal varlığını gelişmemişlerle paylaşsın mı diyeceksiniz?Bide bunu nasıl yapacağımızı söyleseniz?Bunu yapmadan çözüm yolu bulmanın imkanı yok mu?

    Aslında burada sizin gibi şuan dünyaya hakim sistemin aksaklıklarını yazmak var ama :) Neye yarar ki?Zaten bu yazacaklarımı veya sizin yazdıklarınızı herkes biliyor,önemli olan çözüm önerisi sunabilmek.Sizden bahsettiğiniz konularla ilgili çözüm önerisi bekliyorum,ancak çözüm öneriniz lütfen denenmiş ve başarısız olmuş bir sistem olmasın.

    Saygılarımla,


    Vermiş olduğum rakamlar Abbas Güçlü'nün sözüne ettiği bir araştırmanın sonuçlarıydı.
    Google'ın indexine girmediğinden o araştırmanın olduğu yazıyı bulamadım. Oranları , rakamları tam olarak hatırlayamıyorum ama genel hatlarının söylediklerimden hiçte farklı olmadığına şüpheniz olmasın. Hayır anlamadığım söylediğim şeyler sizi çok şaşırtmış gibi. Bence o daha ilginç. Şuana kadar başarının doğu ve batı arasında homojen dağıldığını düşünüyordunuz herhalde?

    quote:

    "Benim anlamadığım eğitim ve sağlıkta fırsat eşitliğini nasıl yaratacaksınız?"


    Bir problemin çözümü için gerekli bilgiye, beceriye, güce sahip değilseniz yardım istersiniz. O problemi çözmüş insanların bunu nasıl başardığına bakarsınız. Bunu bir gurur haline getirmezseniz tabiiiii...
    Fırsat eşitliği sağlayan, bu problemleri çoktan çözmüş ülkelerin yöneticileriyle iletişime geçer, bilgi alışverişinde bulunursunuz.

    Misal Türkiye'de okuma yazma oranı erkeklerde %90, kadınlarda %80'.(miş)

    Bu arada önceden vermiş olduğum rakamda yanlışmış özür dilerim, Küba'da okuma yazma oranı %97 değil %100 müş. :D
    UNESCO tarafından desteklenen, bir çok ödüller almış, Küba'nın okuma yazmayı en kolay öğrettiği otoriteler tarafından kabul edilen Yo Si Puedo! (Evet Yapabilirim!) programını alır incelersiniz. Ne yapmışlarda bu kadar başarılı olmuşlar diye araştırırsınız.

    Bu sistemle 2008 yılında Bolivya bile, Küba ve Venezuela'nın ardından okuma-yazma oranının %100 olduğu üçüncü Latin Amerika ülkesi olacakmış.
    Hayır o değil yine bu sistem İspanya'da bile kullanılacakmış. :)
    Gider sistemi incelersiniz, kendi eğitim sisteminize adapte edebileceğiniz bir şeyler bulabilirseniz yaparsınız.

    Aynı adımlar sağlıkta da geçerli değil mi? Daha önce rakamları vermiştim. Bir daha bana aratıp getirtmeyin lütfen. Bir çok gelişmiş ülkeden daha iyi sağlık istatiksel verilerine sahip bu ülkeyle bilgi alışverişi yapılamaz mı? Bu başarılara nasıl imza attıkları araştırılamaz mı?
    Çok mu zor tüm bunlar? (Belki de zordur, hani ülke okyanus ötesinde ya ona istinaden. :) )

    Tüm bu çözümlerin daha detaylı araştırmasını ,müsade edinde, bizden kesilen vergilerle maaş alan binlerce eğitimci, bürokrat, danışman, siyaset adamı araştırsın, oturup çözsün.
    Problemleri forumda bir konu altında tartışılarak çözülebilecek kadar basite indirgerseniz çok büyük bir yanılgıya düşersiniz.
    Kıraathane sohbetinden öteye geçemez.
    Ya da televizyonda 45 dakika içinde "eğitimdeki problemlerin tartışıldığı ve çözüldüğü" koftirik programlara döner.
    İyi oldu bari programı 1 saat yapsınlarda araya sağlık sisteminide sıkıştırsalardı dersiniz sonra. :)

    Tüm bu yazdıklarımı esasında boşuna.

    Çünkü bizim gibi bir topluma bunlar yakışmaz.
    Üç Kıta'da at koşturan bir ecdadın torunlarıyız biz.
    Elin goministinden bir şey alacak/öğrenecek kadar daha düşmedik.
    Zaten böyle bir durumda birilerinin gece kabuslarına girer maazallah!
    Uçuk çıkartır. :D
    _____________________________

    HK: Teyzeciğim durmak yok yola devam!
    Teyze: Dee get!

    "Tanrıyı güldürmek istiyorsan, O�na planlarından bahset." :) Amores Perros filminden bir replik.
    "Life's too short for chess." :) Henry James Byron
    "I have a dream... " Martin Luther King, Jr. - Video
    Radikal Gazetesi Orijinal Demokrasi Reklam Filmi (Sansürsüz)




  • quote:

    Orjinalden alıntı: vese

    arz azalırsa fiyat artar talep düşer.

    su kıtlığı varsa su zamlanır, insanlar mecburen tasarruf yapar.

    eğer "suyu israf etmeyin, su bitiyor, toplumun iyiliği ..." derseniz bir işe yaramaz.


    Esasında teoride öyle ama pratikte bunun tam karşılığı olmuyor. (Bknz: en son ortaya çıkan mortgage skandalı.)

    Hele ki bu sırlarına erişemediğimiz, ulaşamadığımız doğayla ilgiliyse durum daha da vahim.
    Doğanın hızına , frekansına insanoğlunun algılama ve tepki verme frekansı yetişemiyor.

    Dünya'yı kötü bir sona götürecek olan bir dönemin başlamasına dur diyemeden her şey olup bitecek böyle giderse.
    Sanırım insanlar gözleriyle görmeden, yaşamadan inanmıyorlar.

    İşte en güzel örneği.
    Ankara'da su kesintileri gittiğinden beri eminim bir çok insan çok kısa sürede eski alışkanlıklarına dönmüştür. (Ben de dahil.)
    _____________________________

    HK: Teyzeciğim durmak yok yola devam!
    Teyze: Dee get!

    "Tanrıyı güldürmek istiyorsan, O�na planlarından bahset." :) Amores Perros filminden bir replik.
    "Life's too short for chess." :) Henry James Byron
    "I have a dream... " Martin Luther King, Jr. - Video
    Radikal Gazetesi Orijinal Demokrasi Reklam Filmi (Sansürsüz)




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Huhukomsu

    Esasında teoride öyle ama pratikte bunun tam karşılığı olmuyor. (Bknz: en son ortaya çıkan mortgage skandalı.)



    alakayı kuramadım?
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: vese

    quote:

    Orjinalden alıntı: Huhukomsu

    Esasında teoride öyle ama pratikte bunun tam karşılığı olmuyor. (Bknz: en son ortaya çıkan mortgage skandalı.)



    alakayı kuramadım?


    Amerika'da ortaya çıkan mortgage skandalından sonra uzmanlar şu soruya cevap aradılar.
    Nasıl oluyorda bu kadar denetim mekanizmasından sıyrılıp böyle bir kriz yaşandı?
    Cevap: paranın çok ama çok hızlı bir şekilde şekil ve el değiştirmesi.
    Yani hayat, yaşam sistemden/ denetim mekanizmalarından çok daha hızlı işliyor.
    Ve bu hep böyle olacak.

    Arz azalıp , fiyatlar artıp , talep düşüp tasarruf yapasıya kadar iş işten geçmiş olabilir demek istediğim.
    (Global ısınma içinde aynısı söylenmiyor mu? Bazı uzmanlar çok geç kalındığını düşünüyor. Olup olmadığını hep birlikte yaşayarak göreceğiz.)

    Çin'liler Batı'lılar kadar su tüketseler olacaklarla ilgili ufak güzel bir yazı vardı. Allah' tan hergün duş almıyorlar. :)

    Kısacası bu kocaman denklemdeki en büyük bilinmeyen insanın ta kendisi.

    "Doğanın hızına , frekansına insanoğlunun algılama ve tepki verme frekansı yetişemiyor. "
    Bu aynen thermocouple kullanarak gözlemleyebileceğimiz bir sistemde termometre kullanmak gibi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huhukomsu -- 22 Eylül 2007; 21:15:23 >
    _____________________________

    HK: Teyzeciğim durmak yok yola devam!
    Teyze: Dee get!

    "Tanrıyı güldürmek istiyorsan, O�na planlarından bahset." :) Amores Perros filminden bir replik.
    "Life's too short for chess." :) Henry James Byron
    "I have a dream... " Martin Luther King, Jr. - Video
    Radikal Gazetesi Orijinal Demokrasi Reklam Filmi (Sansürsüz)




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Huhukomsu

    Amerika'da ortaya çıkan mortgage skandalından sonra uzmanlar şu soruya cevap aradılar.
    Nasıl oluyorda bu kadar denetim mekanizmasından sıyrılıp böyle bir kriz yaşandı?
    Cevap: paranın çok ama çok hızlı bir şekilde şekil ve el değiştirmesi.
    Yani hayat, yaşam sistemden/ denetim mekanizmalarından çok daha hızlı işliyor.
    Ve bu hep böyle olacak.

    Arz azalıp , fiyatlar artıp , talep düşüp tasarruf yapasıya kadar iş işten geçmiş olabilir demek istediğim.
    (Global ısınma içinde aynısı söylenmiyor mu? Bazı uzmanlar çok geç kalındığını düşünüyor. Olup olmadığını hep birlikte yaşayarak göreceğiz.)

    Çin'liler Batı'lılar kadar su tüketseler olacaklarla ilgili ufak güzel bir yazı vardı. Allah' tan hergün duş almıyorlar. :)

    Kısacası bu kocaman denklemdeki en büyük bilinmeyen insanın ta kendisi.

    "Doğanın hızına , frekansına insanoğlunun algılama ve tepki verme frekansı yetişemiyor. "
    Bu aynen thermocouple kullanarak gözlemleyebileceğimiz bir sistemde termometre kullanmak gibi.



    amerikada bazı kuruluşlar riskli gruplara bol miktarda kredi açmış.

    ev fiyatları durulunca bu vatandaşlar da borçlarını geri ödeyememiş.

    bu krediler başka finans paketlerine de katıldığından etkisi büyük olmuş.

    neticede birileri risk almış ve kaybetmiş.

    Olay bu.
    _____________________________




  • Orjinalden alıntı: Huhukomsu

    Vermiş olduğum rakamlar Abbas Güçlü'nün sözüne ettiği bir araştırmanın sonuçlarıydı.
    Google'ın indexine girmediğinden o araştırmanın olduğu yazıyı bulamadım. Oranları , rakamları tam olarak hatırlayamıyorum ama genel hatlarının söylediklerimden hiçte farklı olmadığına şüpheniz olmasın. Hayır anlamadığım söylediğim şeyler sizi çok şaşırtmış gibi. Bence o daha ilginç. Şuana kadar başarının doğu ve batı arasında homojen dağıldığını düşünüyordunuz herhalde?

    Başarı elbette doğu ve batı arasında homojen dağılmıyor.Ancak bakabileceğinden fazla çocuk sahibi olanlarında kendi çocuklarının geleceği ile oynadığı da aşikar.Bir aile düşünelim iki çocuklu ve bunlar tarım dan gelir elde etsinler.Ailenin bir çocuğu 2 çocuk diğeri 10 çocuk sahibi olsun.Bu durumda elde edilen gelir eşlerle beraber 16 ya bölünecektir,sizin mantığınızla!Sizce bu adil midir?Batı bölgelerinde doğu gibi kalkınmamış yerler yok mu?elbette var ama onlar az çocuk sahibi oldukları için hem geliri daha fazla paylara bölmüyor hemde daha uygun eğitimi aldırabiliyorlar.Sizce bazı bölgelerimizde ki doğum oranları diğer bölgelerimizde de aynı anlayışta olsa Türkiye nin şimdiki nüfusu ne olurdu?Ve sizce Hindistan a dönmezmiydik?Türkiye bazı bölgelerinin yüksek doğum oranları sebebiyle , iyi bir okul veya hastane yapacak ken , malzemesi ve çalışanı yetersiz 2-3 adet yapma yoluna gidiyor çünki geliriniz az gideriniz fazla.Doğu nun bu kadar geri kalmışlığında belki ülkemiz politikalrının hatası vardır ama yine yüksek doğum oranlarıyla en gelişmiş ülkelerde dahi sorun yaşarsınız.

    "Benim anlamadığım eğitim ve sağlıkta fırsat eşitliğini nasıl yaratacaksınız?"

    Bir problemin çözümü için gerekli bilgiye, beceriye, güce sahip değilseniz yardım istersiniz. O problemi çözmüş insanların bunu nasıl başardığına bakarsınız. Bunu bir gurur haline getirmezseniz tabiiiii...
    Fırsat eşitliği sağlayan, bu problemleri çoktan çözmüş ülkelerin yöneticileriyle iletişime geçer, bilgi alışverişinde bulunursunuz.

    Misal Türkiye'de okuma yazma oranı erkeklerde %90, kadınlarda %80'.(miş)

    Bu arada önceden vermiş olduğum rakamda yanlışmış özür dilerim, Küba'da okuma yazma oranı %97 değil %100 müş. :D
    UNESCO tarafından desteklenen, bir çok ödüller almış, Küba'nın okuma yazmayı en kolay öğrettiği otoriteler tarafından kabul edilen Yo Si Puedo! (Evet Yapabilirim!) programını alır incelersiniz. Ne yapmışlarda bu kadar başarılı olmuşlar diye araştırırsınız.

    Bu sistemle 2008 yılında Bolivya bile, Küba ve Venezuela'nın ardından okuma-yazma oranının %100 olduğu üçüncü Latin Amerika ülkesi olacakmış.
    Hayır o değil yine bu sistem İspanya'da bile kullanılacakmış. :)
    Gider sistemi incelersiniz, kendi eğitim sisteminize adapte edebileceğiniz bir şeyler bulabilirseniz yaparsınız.

    Aynı adımlar sağlıkta da geçerli değil mi? Daha önce rakamları vermiştim. Bir daha bana aratıp getirtmeyin lütfen. Bir çok gelişmiş ülkeden daha iyi sağlık istatiksel verilerine sahip bu ülkeyle bilgi alışverişi yapılamaz mı? Bu başarılara nasıl imza attıkları araştırılamaz mı?
    Çok mu zor tüm bunlar? (Belki de zordur, hani ülke okyanus ötesinde ya ona istinaden. :) )

    Tüm bu çözümlerin daha detaylı araştırmasını ,müsade edinde, bizden kesilen vergilerle maaş alan binlerce eğitimci, bürokrat, danışman, siyaset adamı araştırsın, oturup çözsün.
    Problemleri forumda bir konu altında tartışılarak çözülebilecek kadar basite indirgerseniz çok büyük bir yanılgıya düşersiniz.
    Kıraathane sohbetinden öteye geçemez.
    Ya da televizyonda 45 dakika içinde "eğitimdeki problemlerin tartışıldığı ve çözüldüğü" koftirik programlara döner.
    İyi oldu bari programı 1 saat yapsınlarda araya sağlık sisteminide sıkıştırsalardı dersiniz sonra. :)

    Tüm bu yazdıklarımı esasında boşuna.

    Çünkü bizim gibi bir topluma bunlar yakışmaz.
    Üç Kıta'da at koşturan bir ecdadın torunlarıyız biz.
    Elin goministinden bir şey alacak/öğrenecek kadar daha düşmedik.
    Zaten böyle bir durumda birilerinin gece kabuslarına girer maazallah!
    Uçuk çıkartır. :D



    Öncelikle Küba nın okuma yazma oranını %100 e çıkarması insanlık adına sevindirici.Kolektivist devletler de böyle bir durum mümkün.Ancak okuma yazmanın %100 e çıkması pek de sizin istediğiniz nitelikte değil sanırım.Zira %100 okur yazar Küba nın okuma yazma dışında bu dünyaya nasıl bir katkıda bulunduğu muallak!Varsa bir bilginiz yazmanızı bekliyorum.

    Dünya da gün geçmiyor ki yeni bir buluş yapılmasın.Yapılan bu buluşlar insanlığın yaşam kalitesini yükseltmek için.Başlarda bu buluşlar insan hayatı için lüks olabiliyor,ama zamanla standart hale geliyor.İşte dünya genelinde bu standartlardan faydalanan insan sayısı ne kadar fazla ise dünya yaşam kalitesi o kadar yüksektir.İktisat ve siyaset bilimi bu standartlardan en fazla saysının faydalanması üzerine çalışır.Sistem olarak para ve sermaye esaslı kapitalizm o kadar başarılıdır ki, diğer sistemleri çökertmiştir.Ancak bu başarı ilanihaye devam edecekmidir?Elbette hayır doğal devinim içinde yerini mutlaka başka sistemlere bırakacaktır!Belki de kolektivizme bırakacaktır.Ama doğru şartlar oluştuğunda!

    Ünesco Küba ya ödül verme sebebi hem örnek oluşturması hemde teşvik amaçlıdır diye düşünüyorum.Yoksa Küba insan hak ve özgürlüklerinin kısıtlandığı geri kalmış bir ülkedir.Ve yıllardır eski saltanat devirlerini andırır bir şekilde Fidel Castro tarafından yönetilir. Küba nın bu dünya ya katkısı ne bizden eksik ne de bizden fazladır.Okuma yazma oranı %100 bulmuş bir ülke bi türlü kalkınma hamlesini yapamıyor.Demek ki herkesi okur yazar yapmak pek de bişey ifade etmiyor.Acaba siz fırsat eşitliği yaratayım derken tüm ülkenin mi önünü kapatıyorsunuz?Eğer verimlilik açısından bakarsak Küba verimli bir eğitim yapmış mıdır?

    Emin olunuz ki bu ülke siyasetçi ve bürokratları bahsettiğiniz konularda neler yapılabileceğini düşünüyordur!Başarılı olup olmadıkları muallak (eldeki şartlar la) daha iyisini yapabilirler miydi?bence yapabilirlerdi.

    "Problemleri forumda bir konu altında tartışılarak çözülebilecek kadar basite indirgerseniz çok büyük bir yanılgıya düşersiniz.
    Kıraathane sohbetinden öteye geçemez. " Demişsiniz.

    Problemleri forumda konu başlığı içinde irdeleyen sizsiniz.Basit e indirgendiğini asla düşünmedim bence yanılgı içersinde olan sizsiniz.Buradaki her bir forum yazarı çok değişik açılımlar sağlayabilir.Tabi sizin kendinize ve topluma olan inancınıza bağlı biraz da!Bazıları kendilerini bilgi sahibi görebilir, yetkin olmayanları hakir görebilir(sonsuz bilgi kümesi içinde kimin ne kadar bilgili olduğu da muallak,belirli bir kaç konuda bilgi sahibi olanların, kendini entellektüel olarak görmeye başladığı dünyamızda, gerçek ilim ve irfan sahibi insanlar hem bilgi hemde iş üretiyorlar).Ben yine burada verimliliğe bakarım.Ne kadar bilgi alıp ne vermişsiniz.Ummadığın taş baş yarar.

    Keşke hayatın kime ne kadar değer biçtiğini bilebilsek.Hor görme garibi! :)

    Saygılarımla,



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Steinberger_2 -- 23 Eylül 2007; 1:27:30 >
    _____________________________
    Varsın bana "Enayi" desinler dürüst olduğum için,

    Uyanık ve hilekar olduğum için "Akıllı" demesinler de!!!




  • İşte bakın yine aynı şeyi yapıyorsunuz.
    Size göre doğu ve batı arasındaki farkın sebebi doğum oranları...
    Adamın isterse 1 tane çocuğu olsun.
    Olmayan okulda, olmayan hocalarla neyin eğitimini alacaklar çok merak ediyorum? Sınıf 10 kişilikte, köyde 100 çocuk var 90'ı açıkta gibi algılıyoruz.

    Hayır o değil , aile planlaması konusunda zaten bilinçsiz , eğitimsiz olan bir halk için, (Cinsel eğitimi geçtik okuma yazma bile öğretemiyoruz) temin etme şansı olmadığı korunma yöntemleriyle nasıl korunacak o da ayrı bir merak konusu? Ne tavsiye edersiniz klasik yöntemlerle mi korunsunlar? Biraz riskli ama. Ya da seks yapmasınlar!

    Doğulu vatandaşlarımızı başka bir ülkenin evlatları gibi görmek, bütün sorumluluğu onların sırtına yüklemek ne kadar doğru kararını siz verin.
    Bu arada okuma yazma problemi, eğitimde eşitsizlik sadece doğuda görülen bir problem değil bunuda hatırlatayım. Batı'nın kendi içindeki eşitsizler sanki çok mu az?

    quote:

    Zira %100 okur yazar Küba nın okuma yazma dışında bu dünyaya nasıl bir katkıda bulunduğu muallak!Varsa bir bilginiz yazmanızı bekliyorum.


    "Dünya'ya katkıları ne" demişsiniz.
    Sanırım kendi geliştirdikleri sistemle komşularında da %100'lük bir başarı elde etmeleri size yetersiz gelmiş. (İspanya'ya bile yardım edecekler baksanıza.)
    Daha öncede bir çok kereler yazdığım gibi sağlık, eğitim, barınma konularındaki başarılarını bir araştırın dilerseniz. Aynı şeyleri yazmaktan sıkıldım çünkü.
    Sağlık konusunda Venezüela'ya yaptığı büyük yardımlara, bilgi/deneyim paylaşımlarına bir bakın. (En ufak bir doğal afette doktorlarını, ilaçlarını göndermelerini söylemiyorum, ayıp olur zira.)

    Ve tüm bunları ABD gibi bir devin 40 yılı aşkın olan ezici ambargosu altında başardıklarınıda sakın unutmayın.
    Bugün aynısını ABD'nin bizim için yaptığını düşünün bi. 1 günde neler olacaktır.

    Sağlık sistemi hakkında daha fazla güncel bilgi almak isterseniz Sicko filmini izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.
    (Hatta temin etme olanağınız yoksa size ben göndereyim.)

    11 Eylül'de kulelerin yıkımı sonrası çalışan ve rahatsızlanan görevlilerin Küba'da bedava tedavi ettirilmesi tek kelimeyle traji komikti!
    Hani başka bir ırka , bir ülkeye mensup birisinin gelip ülkemizde bedava sağlık hizmeti alması mümkün mü?
    Bırakın başka bir ırkı , paranız yoksa , sosyal güvenceniz yoksa bedava sağlık hizmeti almanız mümkün mü?

    Birde sanırım Küba'ya bir gareziniz var.
    Mesele Küba meselesi değil , A ülkesi olur, B ülkesi olur, C sistemi olur, D düzeni olur fark etmez.
    Sağlık ve eğitim'de aynı başarılara imza atmış olsunlar İran'ı bile örnek gösteririm.
    (Küba'nın bile İran'la ilişkileri var. Tarımda, biyoteknolojik konularda. Venezüela Başkanı Hugo Chavez değil miydi İran'a saldırı durumunda destek sözü veren. Gerçi bunların hepside iblis... in god we trust )

    Konunun başlığı "Kolektivizm, bireycilik ve rasyonel bencillik" ti ve sadece bir röportajı paylaşmak istedim, yoksa bilinen problemlere çözüm önerileri sunmak değildi.
    Nasıl ki bir grup insan daha fazlasına sahip oldukça, toplumun diğer bireylerinden farklılaşıp, uzaklaştıkça mutlu oluyorsa, bir takım insanlarda paylaştıkça mutlu olabilir.

    Hepimiz aynı düşünmek zorunda değiliz. Sanırım demokrasinin güzelliğide burada.

    Ek:
    Afrika'dan bir yerliyi İstanbul'a getirip gezdirdiğimizi düşünelim. Maslak'taki gökdelenlerimizi, boğaz köprümüzü, metromuzu, alışveriş merkezlerimizi, kısacası gücümüzü, zenginliğimizi, teknolojimizi gösterip ağzını açık bıraktıralım. Bir kültür şoku yaşayan yerlinin gözü birden kaldırım kenarında ellerindeki poşetlerden bali çeken ,üstü başı pislik içinde olan, diğer insanların bir çöp kutusu, bir kaldırım taşı gibi görmezlikten geldiği gencecik çocuklarımıza yönelsin.
    Yerlinin bunlarda kim , ne yapıyorlar gibi bakan gözlerine ne cevap verirsiniz? (Arka fonda da İstanbul Manhattan silüeti)

    Ek 2:
    @vese
    İşte zaten iş işten geçtikten sonra açıklamalar yapılıyor ya.
    Yani krizler öngörülemiyor ancak fırtına dindikten sonra neden olduğu söyleniyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huhukomsu -- 23 Eylül 2007; 16:18:06 >
    _____________________________

    HK: Teyzeciğim durmak yok yola devam!
    Teyze: Dee get!

    "Tanrıyı güldürmek istiyorsan, O�na planlarından bahset." :) Amores Perros filminden bir replik.
    "Life's too short for chess." :) Henry James Byron
    "I have a dream... " Martin Luther King, Jr. - Video
    Radikal Gazetesi Orijinal Demokrasi Reklam Filmi (Sansürsüz)




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.