Şimdi Ara

´´ Hindistan’da yeni bir tür kertenkele keşfedildi.

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
49
Cevap
0
Favori
1.484
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • ═══════════════════════════════════════
    Hindistan’da yeni bir tür kertenkele keşfedildi.
    ═══════════════════════════════════════

    Hindistan’ın Kuzey Orissa Üniversitesi’nden zoolog Sushil Kumar Dutta, ülkenin doğusundaki ormanlarda yeni bir tür sürüngen keşefettiklerini açıkladı.
     ´´ Hindistan’da yeni bir tür kertenkele keşfedildi.

    Yeni keşfedilen kertenkele, yaklaşık 18 santimetre uzunluğunda ve yılanlarla şaşırtıcı bir benzerlik taşıyor. Kertenkele, taşların arasında ya da yumuşak ve nemli topraklarda yaşıyor.

    Modern yılanlar ve kertenkeleler ortak bir atadan gelmelerine rağmen bugün iki farklı tür olarak anılıyorlar.

    Dutta’ya göre yılanlar, bin yıllardır devam eden bir evrim süreci sonucunda kollarını ve bacaklarını kaybederek bugünkü hareket özelliklerine kavuştular. Bu yüzden de sürüngen olmalarına rağmen kertenkelelerden farklı bir yapıları var.

    Dutta ve ekibinin yaptığı açıklamaya göre yeni türün adı yapılacak araştırmalar sonucunda belirlenecek.

    Kaynak.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ömer -- 31 Mayıs 2007; 10:16:18 >







  • yılanlarla şaşırtıcı bir benzerlik taşıyor


    epey benzerlik taşıyor
    baya yılan gibi
  • quote:

    Orijinalden alıntı: PHI

    yılanlarla şaşırtıcı bir benzerlik taşıyor


    epey benzerlik taşıyor
    baya yılan gibi
    @Ömer

    Konuyu hazırlama biçimin çok iyi yani yaptıgın şey basit gibi görünsede deger verdigini görmek takdir etmeme neden oluyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yeraltından Notlar

    @Ömer

    Konuyu hazırlama biçimin çok iyi yani yaptıgın şey basit gibi görünsede deger verdigini görmek takdir etmeme neden oluyor.

    Alıntıları Göster
    @slyn,
    Teşekkür ederim.


    Burada mutasyondan söz edebilir miyiz?
    Bunun da ayakları yok sanırım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ömer

    @slyn,
    Teşekkür ederim.


    Burada mutasyondan söz edebilir miyiz?
    Bunun da ayakları yok sanırım.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: Ömer

    @slyn,
    Teşekkür ederim.


    Burada mutasyondan söz edebilir miyiz?
    Bunun da ayakları yok sanırım.

    Mutasyon,evrim, değişim...

    Evrim teorisine hiç inanmadım. İnanmam da birisi bana beni inandırabilecek şekilde açıklamadıktan sonra.

    Ama mutasyon. Evet diyebiliriz. Günümüz nükleer dünyasında belki de mutasyona urayarak değişmiştir




  • quote:

    Orijinalden alıntı: PHI

    quote:

    Orjinalden alıntı: Ömer

    @slyn,
    Teşekkür ederim.


    Burada mutasyondan söz edebilir miyiz?
    Bunun da ayakları yok sanırım.

    Mutasyon,evrim, değişim...

    Evrim teorisine hiç inanmadım. İnanmam da birisi bana beni inandırabilecek şekilde açıklamadıktan sonra.

    Ama mutasyon. Evet diyebiliriz. Günümüz nükleer dünyasında belki de mutasyona urayarak değişmiştir

    Alıntıları Göster
    Ömer hocam haberde eksiklik yok mu sizcede" yılanla benzerlik taşıyor" tamam ama farklılık göremedim ben . Ayrımın ne olduğu haberde neden belirtilmemiş.?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ömer

    @slyn,
    Teşekkür ederim.


    Burada mutasyondan söz edebilir miyiz?
    Bunun da ayakları yok sanırım.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: Ömer

    @slyn,
    Teşekkür ederim.


    Burada mutasyondan söz edebilir miyiz?
    Bunun da ayakları yok sanırım.



    not: eski yazımdan alıntı ... (başka birine cevap olarak)


    mutasyon hakkında biraz bilgi edin istersen: kaynak bilimteknik (için rahat olsun)

    soru: Günlük yaşantımızda birçok mutajen maddeye maruz kalıyor olmamıza rağmen nasıl oluyor da zararlı mutasyonlar geçirmiyoruz?

    Gerçekten de günlük yaşantımız süresince, hatırı sayılır miktarda mutajen (mutasyona neden olan) maddeye maruz kalıyoruz. Bunların arasında soluduğumuz havadaki ağır metaller, besinlerimizin içeriğindeki bazı koruyucular (Emülgatörler), oksidanlar (okside ediciler) ve daha birçok doğal veya yapay kimyasalı sayabiliriz.
    Normal şartlar altında, bu denli yoğun bir mutajen maruziyetinde, DNA�mızın yapısında bir sürü değişiklik olması beklenirdi.

    1- Ancak DNA, kendisini sağlam bir şekilde bir sonraki nesile aktarmaya programlıdır ve bunun için de kendi bünyesinde bir takım önlemler almıştır.

    2- Bildiğimiz gibi fiziksel karakterlerimizin şifresini taşıyan genlerimiz, DNA üzerinde bulunan ve lokus adı verilen özel bölgelerde bulunuyor.

    3- Ancak DNA�nın aktif olarak gen taşıyan bölgeleri, DNA�nın çok küçük bir yüzdesini oluşturuyor.

    4- Ayrıca DNA, kromozomlar içerisinde çeşitli proteinlerle de çevrilmiş olarak bulunuyor. Bunun nedeni, herhangi bir zararlı maddeye maruz kalındığında, etkilenecek olan bölgenin aktif bölgelere denk gelme olasılığını azaltmak.

    5- Bunun yanında, DNA�nın kendi üzerine sarılı ve kompakt bir halde bulunuyor oluşu (düz hale getirilmiş açık DNA dizisinin boyu, akıl almaz uzunluktadır) da bu denk gelme yüzdesini azaltan başka bir etken.

    6-Tüm bu korumaya karşın, tabii ki bazen zararlı maddelerin etki gösterdiği bölgeler, aktif gen bölgelerine denk gelebilir. Bunun yanında, DNA�nın kodlanması ısrasında da bir takım hatalar meydana gelebilir. Işte bu nokta da, DNA bu sefer çeşitli tamir mekanizmaları ile meydana gelen hatayı düzeltmeye çalışır. Çoğu zaman da bu tamir mekanizmaları başarılı olur ve DNA yapısını bir kez daha eskisi gibi düzgün şekilde koruyabilir.

    7-Ancak bazı durumlarda, DNA�nın tamir mekanizmasının düzeltmeyeceği veya eksik kalacağı hatalar olabilir. Örneğin; DNA zincirinin sadece bir kolunda meydana gelen bir hata, çoğu zaman kolayca düzeltilebilmesine rağmen, zincirin karşılıklı iki kolunda birden meydana gelen hatalar çoğunlukla geri dönüşümsüzdür. Buna �Nokta Mutasyon� adı verilir ve onarılması çok zordur. Işte böyle durumlarda, artık o gen bölgesinde bir değişiklik olmuş ve o bölgenin kodladığı protein de değişikliğe uğramıştır.

    8-Çoğunlukla eğer bu bir vücut hücresi içinde gerçekleşmişse, sadece o hücrede ve o hücreden çoğalan hücrelerde bu hata görülür. Yani meydana gelen mutasyonun, populasyondaki diğer bireylere bir etkisi olmaz. Ancak eğer bu mutasyon eşey hücrelerinde (yumurta veya sperm hücreleri) meydana gelirse, ve döllenme esnasında zigotu oluşturan hücrelerden birisi de bu hatalı hücre olursa, oluşan zigotun bütün hücrelerinde bu hata görülebilir ve mutasyon artık �kalıtsal� özellik kazanmış olur.

    Deniz Candaş


    senin anlayacağın, bir mutasyonun gerçekleşmesi ve bir sonraki nesle geçmesi için 8 aşama geçirmesi gerekir. tabiatta doğal ortamlarda mutojenik faktörlerin az olması sebebi ile canlılardaki çeşitliliği mutasyona bağlamanız bir hata değil mi ?




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Deep Impact

    quote:

    Orjinalden alıntı: Ömer

    @slyn,
    Teşekkür ederim.


    Burada mutasyondan söz edebilir miyiz?
    Bunun da ayakları yok sanırım.



    not: eski yazımdan alıntı ... (başka birine cevap olarak)


    mutasyon hakkında biraz bilgi edin istersen: kaynak bilimteknik (için rahat olsun)

    soru: Günlük yaşantımızda birçok mutajen maddeye maruz kalıyor olmamıza rağmen nasıl oluyor da zararlı mutasyonlar geçirmiyoruz?

    Gerçekten de günlük yaşantımız süresince, hatırı sayılır miktarda mutajen (mutasyona neden olan) maddeye maruz kalıyoruz. Bunların arasında soluduğumuz havadaki ağır metaller, besinlerimizin içeriğindeki bazı koruyucular (Emülgatörler), oksidanlar (okside ediciler) ve daha birçok doğal veya yapay kimyasalı sayabiliriz.
    Normal şartlar altında, bu denli yoğun bir mutajen maruziyetinde, DNA�mızın yapısında bir sürü değişiklik olması beklenirdi.

    1- Ancak DNA, kendisini sağlam bir şekilde bir sonraki nesile aktarmaya programlıdır ve bunun için de kendi bünyesinde bir takım önlemler almıştır.

    2- Bildiğimiz gibi fiziksel karakterlerimizin şifresini taşıyan genlerimiz, DNA üzerinde bulunan ve lokus adı verilen özel bölgelerde bulunuyor.

    3- Ancak DNA�nın aktif olarak gen taşıyan bölgeleri, DNA�nın çok küçük bir yüzdesini oluşturuyor.

    4- Ayrıca DNA, kromozomlar içerisinde çeşitli proteinlerle de çevrilmiş olarak bulunuyor. Bunun nedeni, herhangi bir zararlı maddeye maruz kalındığında, etkilenecek olan bölgenin aktif bölgelere denk gelme olasılığını azaltmak.

    5- Bunun yanında, DNA�nın kendi üzerine sarılı ve kompakt bir halde bulunuyor oluşu (düz hale getirilmiş açık DNA dizisinin boyu, akıl almaz uzunluktadır) da bu denk gelme yüzdesini azaltan başka bir etken.

    6-Tüm bu korumaya karşın, tabii ki bazen zararlı maddelerin etki gösterdiği bölgeler, aktif gen bölgelerine denk gelebilir. Bunun yanında, DNA�nın kodlanması ısrasında da bir takım hatalar meydana gelebilir. Işte bu nokta da, DNA bu sefer çeşitli tamir mekanizmaları ile meydana gelen hatayı düzeltmeye çalışır. Çoğu zaman da bu tamir mekanizmaları başarılı olur ve DNA yapısını bir kez daha eskisi gibi düzgün şekilde koruyabilir.

    7-Ancak bazı durumlarda, DNA�nın tamir mekanizmasının düzeltmeyeceği veya eksik kalacağı hatalar olabilir. Örneğin; DNA zincirinin sadece bir kolunda meydana gelen bir hata, çoğu zaman kolayca düzeltilebilmesine rağmen, zincirin karşılıklı iki kolunda birden meydana gelen hatalar çoğunlukla geri dönüşümsüzdür. Buna �Nokta Mutasyon� adı verilir ve onarılması çok zordur. Işte böyle durumlarda, artık o gen bölgesinde bir değişiklik olmuş ve o bölgenin kodladığı protein de değişikliğe uğramıştır.

    8-Çoğunlukla eğer bu bir vücut hücresi içinde gerçekleşmişse, sadece o hücrede ve o hücreden çoğalan hücrelerde bu hata görülür. Yani meydana gelen mutasyonun, populasyondaki diğer bireylere bir etkisi olmaz. Ancak eğer bu mutasyon eşey hücrelerinde (yumurta veya sperm hücreleri) meydana gelirse, ve döllenme esnasında zigotu oluşturan hücrelerden birisi de bu hatalı hücre olursa, oluşan zigotun bütün hücrelerinde bu hata görülebilir ve mutasyon artık �kalıtsal� özellik kazanmış olur.

    Deniz Candaş


    senin anlayacağın, bir mutasyonun gerçekleşmesi ve bir sonraki nesle geçmesi için 8 aşama geçirmesi gerekir. tabiatta doğal ortamlarda mutojenik faktörlerin az olması sebebi ile canlılardaki çeşitliliği mutasyona bağlamanız bir hata değil mi ?

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact
    ...

    senin anlayacağın, bir mutasyonun gerçekleşmesi ve bir sonraki nesle geçmesi için 8 aşama geçirmesi gerekir. tabiatta doğal ortamlarda mutojenik faktörlerin az olması sebebi ile canlılardaki çeşitliliği mutasyona bağlamanız bir hata değil mi ?


    Bilgiler için Teşekkür ederim.

    Hata demeyelim de düşük bir ihtimal diyelim...
    Olmaz mı?

    Mutasyon geçirdiği bilim alanında kanıtlanan canlılar var değil mi?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ömer

    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact
    ...

    senin anlayacağın, bir mutasyonun gerçekleşmesi ve bir sonraki nesle geçmesi için 8 aşama geçirmesi gerekir. tabiatta doğal ortamlarda mutojenik faktörlerin az olması sebebi ile canlılardaki çeşitliliği mutasyona bağlamanız bir hata değil mi ?


    Bilgiler için Teşekkür ederim.

    Hata demeyelim de düşük bir ihtimal diyelim...
    Olmaz mı?

    Mutasyon geçirdiği bilim alanında kanıtlanan canlılar var değil mi?

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: Ömer


    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact
    ...

    senin anlayacağın, bir mutasyonun gerçekleşmesi ve bir sonraki nesle geçmesi için 8 aşama geçirmesi gerekir. tabiatta doğal ortamlarda mutojenik faktörlerin az olması sebebi ile canlılardaki çeşitliliği mutasyona bağlamanız bir hata değil mi ?


    Bilgiler için Teşekkür ederim.

    Hata demeyelim de düşük bir ihtimal diyelim...
    Olmaz mı?

    Mutasyon geçirdiği bilim alanında kanıtlanan canlılar var değil mi?


    tabii ki mutasyon geçiren binlerce canlı var.

    ama bu cevap "mutasyon çeşitliliği artırır" ifadesine verilen bir cevap idi.

    ama mutasyonlar yıkım olarak ve genelde nötr ya da olumsuz olarak etkilediği için canlılıktaki çeşitliliği açıklamaz diye o soruyu sordum.

    ya değilse mutasyon geçiren canlılara itirazım olamaz zaten ...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Deep Impact

    quote:

    Orjinalden alıntı: Ömer


    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact
    ...

    senin anlayacağın, bir mutasyonun gerçekleşmesi ve bir sonraki nesle geçmesi için 8 aşama geçirmesi gerekir. tabiatta doğal ortamlarda mutojenik faktörlerin az olması sebebi ile canlılardaki çeşitliliği mutasyona bağlamanız bir hata değil mi ?


    Bilgiler için Teşekkür ederim.

    Hata demeyelim de düşük bir ihtimal diyelim...
    Olmaz mı?

    Mutasyon geçirdiği bilim alanında kanıtlanan canlılar var değil mi?


    tabii ki mutasyon geçiren binlerce canlı var.

    ama bu cevap "mutasyon çeşitliliği artırır" ifadesine verilen bir cevap idi.

    ama mutasyonlar yıkım olarak ve genelde nötr ya da olumsuz olarak etkilediği için canlılıktaki çeşitliliği açıklamaz diye o soruyu sordum.

    ya değilse mutasyon geçiren canlılara itirazım olamaz zaten ...

    Alıntıları Göster
    Peki bu yılana benzeyen kertenkele mutasyon sonucu meydana gelmemişse nasıl var olmuş olabilir?
    Yılan mı kertenkeleye benzemiş zamanla?

    Yabancı dilim ileri düzeyde değil aslında yabancı sitelerde de bu haberi araştırabilirsek çok güzel olur.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: PHI

    yılanlarla şaşırtıcı bir benzerlik taşıyor


    epey benzerlik taşıyor
    baya yılan gibi
    quote:

    Orjinalden alıntı: PHI

    yılanlarla ºaºırtıcı bir benzerlik taºıyor


    epey benzerlik taºıyor
    baya yılan gibi


    evet, bizde konu dıºında bu yılan dedik diye kızdı Ömer hoca

    Allah'ın yılanı işte

    edit:



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Deitel -- 31 Mayıs 2007; 11:55:43 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ömer

    Peki bu yılana benzeyen kertenkele mutasyon sonucu meydana gelmemişse nasıl var olmuş olabilir?
    Yılan mı kertenkeleye benzemiş zamanla?

    Yabancı dilim ileri düzeyde değil aslında yabancı sitelerde de bu haberi araştırabilirsek çok güzel olur.

    Alıntıları Göster
    A new species of limbless lizard has been found in a forested area in eastern India, an Indian zoologist said Monday.
    "Preliminary scientific study reveals that the lizard belongs to the genus Sepsophis," said Sushil Kumar Dutta, who led a team of researchers from North Orissa University and a non-governmental organization called Vasundhra.

    "The lizard is new to science and is an important discovery. It is not found anywhere else in the world," said Dutta, head of the zoology department of at North Orissa University in the eastern Indian town of Baripada.

    "The new species will be scientifically described at a later stage after accumulation of more data," he added.


    The lizard is 18-cm long, but is not a snake. I mean it LOOKS exactly like a snake but apparently it's not.

    Snakes and lizards may have evolved from the same species however, they belong to two entirely separate groups of animals. Snakes, over the years, gradually lost their limbs. Modern limbless lizards are not snakes.

    The lizard was found a little over a week ago in the forested region of Khandadhar about 1,000 kilometres southeast of New Delhi.

    There have been other limbless lizards found close by in Sri Lanka as well as in south Africa, but this one is a new find.
    nettede aynı haber verilmiş ek olarak

    bu türün sadece Dünyada sadece Hindistan da bulunduğu eklenmiş




  • quote:

    Orijinalden alıntı: s£stavina

    A new species of limbless lizard has been found in a forested area in eastern India, an Indian zoologist said Monday.
    "Preliminary scientific study reveals that the lizard belongs to the genus Sepsophis," said Sushil Kumar Dutta, who led a team of researchers from North Orissa University and a non-governmental organization called Vasundhra.

    "The lizard is new to science and is an important discovery. It is not found anywhere else in the world," said Dutta, head of the zoology department of at North Orissa University in the eastern Indian town of Baripada.

    "The new species will be scientifically described at a later stage after accumulation of more data," he added.


    The lizard is 18-cm long, but is not a snake. I mean it LOOKS exactly like a snake but apparently it's not.

    Snakes and lizards may have evolved from the same species however, they belong to two entirely separate groups of animals. Snakes, over the years, gradually lost their limbs. Modern limbless lizards are not snakes.

    The lizard was found a little over a week ago in the forested region of Khandadhar about 1,000 kilometres southeast of New Delhi.

    There have been other limbless lizards found close by in Sri Lanka as well as in south Africa, but this one is a new find.
    nettede aynı haber verilmiş ek olarak

    bu türün sadece Dünyada sadece Hindistan da bulunduğu eklenmiş

    Alıntıları Göster
    quote:

    I mean it LOOKS exactly like a snake but apparently it's not.


    Yukarıdaki yeri de eklemiş. Üzerine bastırarak yılan olmadığı söylemiş ama nedenini yazmamış.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Spetsnaz!

    quote:

    I mean it LOOKS exactly like a snake but apparently it's not.


    Yukarıdaki yeri de eklemiş. Üzerine bastırarak yılan olmadığı söylemiş ama nedenini yazmamış.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: __MuLKiYeLi__

    quote:

    I mean it LOOKS exactly like a snake but apparently it's not.


    Yukarıdaki yeri de eklemiº. Üzerine bastırarak yılan olmadığı söylemiº ama nedenini yazmamıº.


    her okuduğunuz habere sorgulamadan inanmamak lazım bu bildiğimiz yılan.
    tam ºahalık konu ama:)
    tamam ben biºey demiyorum artık bu kertenkele


    @Ömer hocam size uzunca bir PM yazmıºtım, ama pm istemiyormuºsun:(

    sonra geri dediğimde de yazdıklarım gitmiº

    ne yazmıºtıım... Açtığınz konuları ilgiyle ve zevkle takibettiğimi söyledmiºtim ve fırsattan istifade bunun için özel olarak teºekkür etmiºtim.

    biraz latife olsun diye bu ºekilde bir uslup kullandığımı da eklemiºtim sanırım.

    Saygılar sevgiler hürmetler selamlar... karga...yok bu olmadı sanırım neyse




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Spetsnaz!

    quote:

    I mean it LOOKS exactly like a snake but apparently it's not.


    Yukarıdaki yeri de eklemiş. Üzerine bastırarak yılan olmadığı söylemiş ama nedenini yazmamış.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: __MuLKiYeLi__

    quote:

    I mean it LOOKS exactly like a snake but apparently it's not.


    Yukarıdaki yeri de eklemiº. Üzerine bastırarak yılan olmadığı söylemiº ama nedenini yazmamıº.

    bölgesel yayınlara dahi baktım ancak bunun neden kertenkele olduğunu neden yılan olamdığını açıklayan tek bi cümle bile bulamadım :S




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ömer

    Peki bu yılana benzeyen kertenkele mutasyon sonucu meydana gelmemişse nasıl var olmuş olabilir?
    Yılan mı kertenkeleye benzemiş zamanla?

    Yabancı dilim ileri düzeyde değil aslında yabancı sitelerde de bu haberi araştırabilirsek çok güzel olur.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: Ömer

    Peki bu yılana benzeyen kertenkele mutasyon sonucu meydana gelmemişse nasıl var olmuş olabilir?
    Yılan mı kertenkeleye benzemiş zamanla?


    işte bu konu tartışmaların özünü oluşturuyor. türden türe geçiş var mı? her tür ayrı ayrı yaratıldı mı ? vs.

    yorumlanmayan bilime baktığımız zaman türden türe geçişin şu an için mümkün olmadığıdır. ama tür içerisinde DNA daki bilgiler çaprazlana çaprazlana türün altında birbirinden farklı alt türler oluşabilmektedir.

    mesela ingiliz atı, arap atı, middilli vs

    ancak bür türün başka bir türe dönüştüğüne dair yorum harici kaynak yoktur. yorum da mesela birbirine benzeyen iki fosil olsa o zaman bu tür bu türden gelmiş diye iddia ortaya atılır.

    yani günümüzde bir balık, bir penguen, bir kuş fosili görse bazı bilim adamları pengueni balıktan kuşa geçen tür olarak iddia edebilirler.

    bu yüzden fazla derinlere dalıp evrim konusu baştan mütalaa etmenin yersiz olduğunu düşünüyorum.

    bana göre bütün türler ayrı ayrı yaratılmışlar, zamanla kendi aralarında çiftleşerek alttürler oluşturmuşlardır.

    canlıların birbirlerine benzemeleri de TEK bir EL den çıkmalarından kaynaklanmaktadır...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Deep Impact

    quote:

    Orjinalden alıntı: Ömer

    Peki bu yılana benzeyen kertenkele mutasyon sonucu meydana gelmemişse nasıl var olmuş olabilir?
    Yılan mı kertenkeleye benzemiş zamanla?


    işte bu konu tartışmaların özünü oluşturuyor. türden türe geçiş var mı? her tür ayrı ayrı yaratıldı mı ? vs.

    yorumlanmayan bilime baktığımız zaman türden türe geçişin şu an için mümkün olmadığıdır. ama tür içerisinde DNA daki bilgiler çaprazlana çaprazlana türün altında birbirinden farklı alt türler oluşabilmektedir.

    mesela ingiliz atı, arap atı, middilli vs

    ancak bür türün başka bir türe dönüştüğüne dair yorum harici kaynak yoktur. yorum da mesela birbirine benzeyen iki fosil olsa o zaman bu tür bu türden gelmiş diye iddia ortaya atılır.

    yani günümüzde bir balık, bir penguen, bir kuş fosili görse bazı bilim adamları pengueni balıktan kuşa geçen tür olarak iddia edebilirler.

    bu yüzden fazla derinlere dalıp evrim konusu baştan mütalaa etmenin yersiz olduğunu düşünüyorum.

    bana göre bütün türler ayrı ayrı yaratılmışlar, zamanla kendi aralarında çiftleşerek alttürler oluşturmuşlardır.

    canlıların birbirlerine benzemeleri de TEK bir EL den çıkmalarından kaynaklanmaktadır...

    Alıntıları Göster
    Alt türlerin oluşmasında adaptasyonun etksisi var mıdır?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Spetsnaz!

    Alt türlerin oluşmasında adaptasyonun etksisi var mıdır?

    Alıntıları Göster
    Yılandan farkı neymiş acaba merak ettim doğrusu. Resimde normal bir yılandan başka bir şey görmedim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Spetsnaz!

    Alt türlerin oluşmasında adaptasyonun etksisi var mıdır?

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: __MuLKiYeLi__

    Alt türlerin oluşmasında adaptasyonun etksisi var mıdır?


    adaptasyonun etkisi tabii ki vardır. mesela bir inek türü ele alalım. düz ovadan eğimli araziye göç etsin. zamanla o yöreye uyum daha iyi uyum sağlayanlar nesillerine devam ettirerek farklılaşabilirler ancak bu farklılaşma yeni bir tür meydana getirmez.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Deep Impact

    quote:

    Orjinalden alıntı: __MuLKiYeLi__

    Alt türlerin oluşmasında adaptasyonun etksisi var mıdır?


    adaptasyonun etkisi tabii ki vardır. mesela bir inek türü ele alalım. düz ovadan eğimli araziye göç etsin. zamanla o yöreye uyum daha iyi uyum sağlayanlar nesillerine devam ettirerek farklılaşabilirler ancak bu farklılaşma yeni bir tür meydana getirmez.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: Deep Impact

    quote:

    Orjinalden alıntı: __MuLKiYeLi__

    Alt türlerin oluşmasında adaptasyonun etksisi var mıdır?


    adaptasyonun etkisi tabii ki vardır. mesela bir inek türü ele alalım. düz ovadan eğimli araziye göç etsin. zamanla o yöreye uyum daha iyi uyum sağlayanlar nesillerine devam ettirerek farklılaşabilirler ancak bu farklılaşma yeni bir tür meydana getirmez.


    Buna kaılmıyorum. Bazı jeolojik olaylar (ki bu jeolojik olaylara "göç"ü de ekleyebiliriz) bir populasyonu iki ya da daha fazla sayıda birbirinden ayrı kalmış populasyona bölebilir. Eğer coğrafik bir engel de söz konusu olursa bu populasyonlar zaman içinde kademe kedeme türleşeBİLİR.

    Buna benzer türleşmeler mevcut.

    Sağlanılan uyumun yeni bir türe yol açıp açmayacağı biraz da şansa bağlı.

    Ama bahsedilen göçün mevsimlik değil, gerçekten uzun süreli olması gerekir. Aksi takdirde, dediğiniz gibi, türleşme için yeteri kadar zaman olmaz.




  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.