James Webb Uzay Teleskobu, Mart 2021’de de uzaya fırlatılamayacak

NASA’nın emekliye ayırdığı Hubble Uzay Teleskobu’nun halefi olacak James Webb Uzay Teleskobu, uzun bir süredir geliştiriliyor. En düşük ihtimalle 10 milyar dolara yakın para harcanan teleskobun sahip olduğu kompleks yapı ve yürütülen testlerin karmaşıklığı, astronomi dünyasının gözü olacak cihazın uzaya fırlatılma tarihinde hep bir ötelemeye neden oldu.

Çarşamba günü ise NASA, teleskobun Mart 2021’de gerçekleştirilmesi beklenen fırlatma faaliyetinin yeniden erteleneceği bilgisini içeren bir açıklama yaptı. Kurumun Bilim Araştırmaları Müdür Yardımcısı Thomas Zurbuchen, fırlatma faaliyeti için “Mart ayında gerçekleşmeyecek. Burada kimsenin hatası yok. Ne teleskopta görev alan ekip ne de yönetimin bu işte bir kusuru bulunmuyor” ifadelerini kullandı.

Ayrıca Bkz.Eski NASA astronotu, Dünya’nın en derin noktasına inen ilk kadın oldu

Zurbuchen’in açıklamalarındaki suçlu ise herkesin malumu olduğu üzere Kovid-19 pandemisi. Bu konuya da değinen Zurbuchen, “James Webb ekibi, nefes almadan çalıştığı süreçte teleskobu mümkün olan en hazır hale getirdi. Ancak salgın nedeniyle zaman kaybettik. Personelimizden test sonucu pozitif gelenler oldu. Bu yüzden tam kadrodan oluşan iki vardiya yerine tek vardiyada faaliyetler yürütülmeye çalışıldı” sözlerini sarf etti.

Temmuz ayı içinde, yeni fırlatma tarihi belli olabilir

NASA ve James Webb Uzay Teleskobu’nun ana yüklenicisi Northrop Grumman, Ariane 5 roketi ile Fransız Guyanası’ndan fırlatılacak teleskop için yeni bir tarih belirlemeye çalıştıklarını ve yapılacak değerlendirmeler sonucu, Temmuz ayı içinde bir duyuru yapılabileceğini belirtmiş. Zurbuchen ise fırlatmanın 2021 yılı içinde gerçekleşeceği yönünde iyimser düşüncelere sahip olduğunu söylerken önlerinde, tırmanılması gereken kocaman bir dağ olduğunu da vurgulamaktan geri kalmamış.

James Webb Uzay Teleskobu’nu uzayda bekleyen en zorlu süreç, 6.5 metre genişliğindeki aynasının Dünya’dan yaklaşık 1.5 milyon kilometre uzaklıkta mesafede yörüngeye oturmasıyla birlikte açılmasını kapsıyor. Arıza ihtimali bulunan 300’den fazla noktaya sahip gözlemevinin geçireceği bu süreci Dünya ortamında test etmek ise oldukça zor. Zira uzaydaki ısı değişimleri, basınç ve mikro yerçekimi gibi koşulları yeryüzünde oluşturmak pek mümkün değil. Bakalım önümdeki günler, astronomi dünyası için çok önemli olan süreç için neler getirecek?