Şimdi Ara

´´Büyüdükçe küçüldüm...

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
49
Cevap
0
Favori
1.568
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İnsanın doğasında mütevazılık var mıdır?
    Yoksa var olan kibir hissine zıt olarak mı zihinde geliştirilmiştir?

    Olayın ruhani boyutu ise bambaşka...

    Selam ile.



  • Tevazu bence insanın doğasında yok. İnsanın doğasında kibir var. Bu, yetiştiği ortam koşullarına göre değişime uğrar; kimi mahviyetli, kimi gururlu olur.
  • Bence de kişinin doğasında alçakgönüllülük yok. Ancak toplum içerisinde, yanlış görülmemek veya toplumdaki uygunluğa göre davranmak için bu duygu bastırılabilir. Bu durumda alçakgönüllülük ortaya çıkar.
  • Bence , İnsan ne zaman hiç oldugunun farkına varırsa o zaman insan olur.
  • tevazu insanın doğasında olan bir şey bana göre. ama sonradan bu daha belirgin hale de gelebilir körelebilir de. eğer insanın doğasında kibir varsa, tevazu neden olmasın?

    mütevazi insanın ise her ortamda sevildiği hususunda sanırım herkes hemfikirdir.
  • Tamamiyle yetiştiği ortam ve ailenin verdiği eğitime göre değişiklik gösterebilir diye düşünüyorum. Sonuçta çocuk haliyle bile aşırı kibirli olan şahıslar tanıdım. Tamamiyle ailenin verdiği eğitim , gösterdiği aşırı ilgi ve çevresine karşı birşeyler ispatlama olgusunun bir etkisi diye düşünüyorum.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: C4

    tevazu insanın doğasında olan bir şey bana göre. ama sonradan bu daha belirgin hale de gelebilir körelebilir de. eğer insanın doğasında kibir varsa, tevazu neden olmasın?

    mütevazi insanın ise her ortamda sevildiği hususunda sanırım herkes hemfikirdir.

    2. dediğinize katılıyorum. Ama tevazu gösteren bir bebek göremedim henüz.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    omuzlarım geniş mi ssli
    10 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • her insanın içerisinde değişik duygular vardır. İnat, öfke, kin, düşmanlık, kibir, şehvet vs. Ancak insan bu duygularını nerede kullanacağını iyi bilmelidir.

    Mesela inat duygusunu kötü davranış göstermeme konusunda kullanmak, kini düşmanlıklara karşı kullanmak, öfkeyi kötülüklere karşı kullanmak bu duyguların yerli yerinde kullanılması anlamına gelir.


    Kibir de öyledir. Düşmana karşı kendini büyük gösterme davranışı iyi manada kullanmadır ama dosta karşı kibirlenmek yanlış bir davranıştır.

    Dolayısı ile her duygu her insanda bulunur ama nerede kullanacağını iyi bilmelidir insan ...
  • Bence en guclu dugumuz kin. Ozellikle yerli yerinde kullanilirsa cok ise yariyor.
    Mesela kendisinden ayrilamadiginiz bir insandan nefret ederseniz, ayrilmak daha
    kolay oluyor.
    Mütevazi olmak ise bir erdem sayilabilir bence. Her ne kadar kabul etmeyi isteme-
    sekte övülmekten butun insanlar hoslanir.
  • fazla tevazu kibirdendir.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Ömer


    İnsanın doğasında mütevazılık var mıdır?
    Yoksa var olan kibir hissine zıt olarak mı zihinde geliştirilmiştir?

    Olayın ruhani boyutu ise bambaşka...

    Selam ile.


    Aslında tam senin dediğin gibi düşünebilsek. O zaman öteki duygularda birbirini geliştirir. Ama böyle değilse, o zaman insanın fıtratında vardır ki bence insanın fıtratında vardır. Ruhani boyutu ise gerçekten bambaşka
  • bence tevazuu insanlığın doğasından,kibir ise nefsindendir,
    tevazu u engelleyen nefistir,aynı şekilde kibiri öne çıkaranda
  • "yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.."
  • şeytanın avukatı filminde şeytan karakterindeki Al Pacino ' nun bi sözü geldi aklıma:
    ' kibir en sevdiğim günah!'
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Lacrima

    fazla tevazu kibirdendir.


    çok doğru bi söz
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ç@KAL


    quote:

    Orjinalden alıntı: Lacrima

    fazla tevazu kibirdendir.


    çok doğru bi söz


    Bence de doğru.
  • çok sevdiğim bir kıssayı nakledeyim. bu olay uydurma değil, yaşanmış bir vak'adır. (yolu yok dinleyeceksiniz)

    zamanın büyüklerinden bir evliya zatı rencide etmeyi kafasına koyan bir kişi bir plan yapar. veli zat fakirdir. adam yaptığı plana göre önce onu yemeğe davet edecek, davete icabet sünnet olduğu için o da kabul edecek, bu da sonra onu kovarak aşağılayacaktır.

    dergah çıkışında yanaşır ve "buyrun evime gidelim, bir şeyler yiyelim" der
    hazret kabul eder ve bir kaç talebesiyle birlikte yola çıkarlar.
    eve gelince, adam "boğazınıza uydunuz ve İT gibi peşimden geldiniz. hadi gidin yemek felan yok" der
    hazret ve talebeleri ses çıkarmadan döner giderler.
    bir kaç adım giderler ki, adam "gelin gelin evde yemek varmış" der
    hazret ve talebeler tekrar gelirler.
    adam "yahu İTİ kovarsın gider lakin siz gitmiyorsunuz. hadi gidin yok yemek felan" der
    hazret ve talebeler tekrar dönerler ve giderler
    adam bunu bir kaç defa tekrarlar. sonunda pişman olup özür diler.
    "bunca eziyet ettim gık demediniz. bu, büyük bir olgunluk, benimkisi ise cidden eşekliktir. affedin" der

    hazret buna mukabil; "haklısın, şu bizim ettiğimizi bir it de eder. ama, Allah'ın kuluna itten daha fazla tevazu ve sabır yakışır" der.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi C4 -- 24 Mayıs 2007; 14:43:28 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: C4

    çok sevdiğim bir kıssayı nakledeyim. bu olay uydurma değil, yaşanmış bir vak'adır. (yolu yok dinleyeceksiniz)

    zamanın büyüklerinden bir evliya zatı rencide etmeyi kafasına koyan bir kişi bir plan yapar. veli zat fakirdir. adam yaptığı plana göre önce onu yemeğe davet edecek, davete icabet sünnet olduğu için o da kabul edecek, bu da sonra onu kovarak aşağılayacaktır.

    dergah çıkışında yanaşır ve "buyrun evime gidelim, bir şeyler yiyelim" der
    hazret kabul eder ve bir kaç talebesiyle birlikte yola çıkarlar.
    eve gelince, adam "boğazınıza uydunuz ve İT gibi peşimden geldiniz. hadi gidin yemek felan yok" der
    hazret ve talebeleri ses çıkarmadan döner giderler.
    bir kaç adım giderler ki, adam "gelin gelin evde yemek varmış" der
    hazret ve talebeler tekrar gelirler.
    adam "yahu İTİ kovarsın gider lakin siz gitmiyorsunuz. hadi gidin yok yemek felan" der
    hazret ve talebeler tekrar dönerler ve giderler
    adam bunu bir kaç defa tekrarlar. sonunda pişman olup özür diler.
    "bunca eziyet ettim gık demediniz. bu, büyük bir olgunluk, benimkisi ise cidden eşekliktir. affedin" der

    hazret buna mukabil; "haklısın, şu bizim ettiğimizi bir it de eder. ama, Allah'ın kuluna itten daha fazla tevazu ve sabır yakışır" der.


    C4 sakın siz üzerinize alınmayasınız, burada anlatacağım olay başka.

    Aslıl kibir olan hikayedeki adamın gösterdiği tevazu değil, böyle hikayeler ile ders verildiği gösterilerek kibirlenmektir. İşte kibir budur.

    Ayrıca mütevazi olabilirsiniz ama mütevaziliği övünç kaynağı yapmak, kibirlenmektir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaotika -- 24 Mayıs 2007; 14:52:39 >




  • Bir de şöyle düşünün, hikaye şöyle olsa idi:

    Adam "gel yemek yiyelim" der, eve gelince "yemek yok" der. Sonra tekrar çağırır "aa yemek varmış" der, sonra tekrar "yemek yok" der. En sonunda zat geri dönüp uzaklaşırken adam da kıs kıs güler.

    Peki böyle olsa idi anlatırmıydınız? Hayır anlatmazdınız. Peki ne değişti, olay aynı olay, tevazu aynı tevazu değil mi?. Sadece ev sahibi insafa geliyor o kadar. Ev sahibini insafa getirtmiş olarak kibirlenilmiş oluyor. OYsa ev sahibi insafa gelmeyebilirdi. O zaman kibirlenecek bir şey olmadığı için böyle bir hikaye anlatılmazdı.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Ayrıca mütevazi olabilirsiniz ama mütevaziliği övünç kaynağı yapmak, kibirlenmektir.


    "eskiden kibrim vardı. şimdi onu da yendim. artık mükemmelim."

    esprisi yapılırdı.

    İnsan dengeli olmak durumundadır. Yerine ve konumuna göre tevazu sahibi olmalıdır. Her yeredeki mütevazilik tevazu göstergesi değildir.

    Zaten meziyeti ile övünmek kibrin bir göstergesi olduğu gibi mütevaziliği ile övünmek hem kibir hem çelişkidir.
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.