Şimdi Ara

Bir gök taşında ilk defa Dünya’da var olmayan protein bulundu

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
14
Cevap
1
Favori
434
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj


  • Bilim insanları, 1990 yılında Cezayir’de bulunan Acfer 086 adı verilen bir gök taşında daha önce örneğine rastlanmamış bir protein keşfetti. Hemolithin adı verilen proteinin Dünya ve  benzeri yaşama elverişli gezegenlerde yaşamın oluşmasına olanak sağlayabileceği ifade edildi.



    Çoğunluğunu glisin adlı amino asitin oluşturduğu proteinin demir, oksijen ve lityum atomlarıyla kaplandığını tespit eden bilim insanları, söz konusu maddelerin Dünya üzerinde ayrı ayrı bulunduğunu ancak hemolithini oluşturan düzende ilk defa bulunduğunu belirtti.



    Söz konusu proteinin uzay ortamında nasıl oluştuğu konusunda kesin bir bilgiye sahip olmayan Harvard, PLEX kurumu ve Bruker Scientific’te görevli araştırmacılar, bu konuda tahmin yürütmekten de uzak değil. Nitekim bilim insanlarına göre proteinin oluşumu, glisinin uzaydaki toz partikülleri üzerinde birikmesiyle başlamış olabilir. Takip eden süreçte sıcak moleküler bulutlarla (yoğunluğu ve boyutu özellikle moleküler hidrojen (H2) olmak üzere, moleküllerin oluşumuna olanak tanıyan bir çeşit yıldızlararası buluttur) etkileşime giren bu partiküller için uygun ortamın meydana gelmiş olma ihtimali bulunuyor. İlk etapta polimer zincirleri oluşturan bu amino asitler, akabinde ise proteinleri meydana getirmiş olabilir.



    Ayrıca Bkz.Evrenin bilinen en büyük patlaması keşfedildi "Uzay-zamanı parçaladı"



    Hemolithinin tespiti ise yaşamın yapıtaşlarının uzayda oluşmaya başladığı ve sonrasında Dünya ve muhtemelen diğer gezegenlere gök taşları vasıtasıyla ulaştırıldığı tezini kuvvetlendiren önemli bir delil olarak görülüyor. Geçmişte birçok gök taşında proteinleri oluşturan amino asitler ve diğer maddelerin bulunduğunu ifade eden bilim insanları, yaşam için önem taşıyan ve protein meydana getirecek dizilimine sahip karmaşık bir yapıyla daha önce gök taşlarında karşılaşmadıklarının altını çizmiş.



    Tek başına yaşamı oluşturma ihtimali yok



    Araştırmacılar dikkat çektiği bir diğer konu ise Hemolithinin tek başına dünya dışı yaşam için kanıt oluşturamayacağı hususu. Ancak söz konusu proteinin Dünya ve benzeri gezegenlerde hayatı nasıl başlattığı ile ilgili ipucu verme ihtimali bulunuyor. Zira proteinin ucundaki atom gruplarının ışık fotonlarını emerek suyu, hidrojen ve oksijene ayıran bir tür demir oksit oluşturduğu biliniyor.



    Araştırmada görev alan Julie McGeoch Hemolithinin keşfi kapsamında yaptığı açıklamada, “Suyu atomlarına ayırabilecek kuvvetli bir adaydan bahsediyoruz. Bu ise kimyanın ihtiyaç duyacağı ilk enerji kaynaklarından biri. Güneşine olan uzaklığı ve sahip olduğu kütleleriyle Dünya’ya benzeyen gezegenlerde ise bu süreç biyokimyaya doğru yönleniyor. Söz konusu tezin Evren’deki diğer gezegenler için de geçerli olabileceğini söyleyebiliriz.” ifadelerini kullanmış.  








  • Merak edenler Abiyogenez Kuramını araştırabilir. Çok bilinen Miller Deneyi vardır ama onun üzerinden çok zaman geçti, çok daha gelişmiş ve doğru deneyler yapıldı fakat yine de deneyin sonuçları oldukça nettir: eksik yapılmış tahminlere rağmen, bu ilkel atmosfer koşullarındaki gazların doğal süreçlerin taklit edilmesi sonucu girdikleri tepkimelerle, canlılığın yapısına katılan 20 aminoasit (ve hatta yapımıza doğrudan katılmayan diğer aminoasitler) üretilebilmiştir Artık daha net biliyoruz ki ilkel atmosfer içerisinde karbondioksit (CO2), azot (N2), hidrojen sülfit (H2S) ve sülfür dioksit (SO2) de bulunmalıdır. Bu gazların bulunduğu koşullarda tekrar edilen deneyler, Miller ve Urey'in deneyinden bile isabetli sonuçlar vermiş, canlılığın yapısına katılan neredeyse tüm organik moleküllerin doğal süreçlerle inorganik moleküllerden oluşabileceği ispatlanmıştır. Bu aminoasitlerin proteine dönüşümü daha karmaşık bir mesele ama onunla ilgili de yüzlerce çalışma var merak edenler için.
  • O proteinin var olmasi icin uygun kosullara sahip bir baska gezegen varmis veya canlilarin var oldugu ama patlamis bir gezegen de geriye kalmis olabilir .

    Hersey olabilir ama hicbirsey de sayilmaz.

  • Merak edenler Abiyogenez Kuramını araştırabilir. Çok bilinen Miller Deneyi vardır ama onun üzerinden çok zaman geçti, çok daha gelişmiş ve doğru deneyler yapıldı fakat yine de deneyin sonuçları oldukça nettir: eksik yapılmış tahminlere rağmen, bu ilkel atmosfer koşullarındaki gazların doğal süreçlerin taklit edilmesi sonucu girdikleri tepkimelerle, canlılığın yapısına katılan 20 aminoasit (ve hatta yapımıza doğrudan katılmayan diğer aminoasitler) üretilebilmiştir Artık daha net biliyoruz ki ilkel atmosfer içerisinde karbondioksit (CO2), azot (N2), hidrojen sülfit (H2S) ve sülfür dioksit (SO2) de bulunmalıdır. Bu gazların bulunduğu koşullarda tekrar edilen deneyler, Miller ve Urey'in deneyinden bile isabetli sonuçlar vermiş, canlılığın yapısına katılan neredeyse tüm organik moleküllerin doğal süreçlerle inorganik moleküllerden oluşabileceği ispatlanmıştır. Bu aminoasitlerin proteine dönüşümü daha karmaşık bir mesele ama onunla ilgili de yüzlerce çalışma var merak edenler için.





  • Dünyada bile gözle görülmeyen mikrobiyolojik canlılar varken uzayda gözle görülebilir ve iki kol iki bacaklı uzaylı aramak saçmalık. Tabii ki böylesine büyük bir evren ve galakside belki de bir çok gök taşı ve gezegenini içinde varlığı sürdüren gözlegörülemeyen canlılar yaşıyordur. Sorun biz onları bulduğumuzda onların bizlerle ne yapacağı. Zira onlar bizi bulduktan sonra geriye dönüş çok içimizde yaşayacak ve bütün dünyayı ele geçireceklerdir. Çok da evreni kaşımayıp yerimizde oturup dünyamızın değerini bilsek en doğrusunu yapmış oluruz bence.

  • Sen sen ne anlatıyon?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sen sen ne anlatıyon?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yersen

  • yoh, olur mu oyhle.
    çamurdan geldik.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-B6C467102

    Merak edenler Abiyogenez Kuramını araştırabilir. Çok bilinen Miller Deneyi vardır ama onun üzerinden çok zaman geçti, çok daha gelişmiş ve doğru deneyler yapıldı fakat yine de deneyin sonuçları oldukça nettir: eksik yapılmış tahminlere rağmen, bu ilkel atmosfer koşullarındaki gazların doğal süreçlerin taklit edilmesi sonucu girdikleri tepkimelerle, canlılığın yapısına katılan 20 aminoasit (ve hatta yapımıza doğrudan katılmayan diğer aminoasitler) üretilebilmiştir Artık daha net biliyoruz ki ilkel atmosfer içerisinde karbondioksit (CO2), azot (N2), hidrojen sülfit (H2S) ve sülfür dioksit (SO2) de bulunmalıdır. Bu gazların bulunduğu koşullarda tekrar edilen deneyler, Miller ve Urey'in deneyinden bile isabetli sonuçlar vermiş, canlılığın yapısına katılan neredeyse tüm organik moleküllerin doğal süreçlerle inorganik moleküllerden oluşabileceği ispatlanmıştır. Bu aminoasitlerin proteine dönüşümü daha karmaşık bir mesele ama onunla ilgili de yüzlerce çalışma var merak edenler için.
    Urey deneyi yanlıştı (1953 olanı) ancak sonradan eksikler kapatildi ve Dünyadaki canlılığın gerçekten cansızlıktan gelebileceği gösterildi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Aklıma prometheus filmi geldi 😁

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Bizim de uzayla daha fazla ilgilenmemiz lazım
  • Uzayda daha bilmediğimiz neler vardır kim bilir
  • proteini bırakın kardeşim.yeterince davarımız var.camiyi ne zaman yapacaz..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.