Şimdi Ara

Yeni ilaç iletim sistemi geliştirildi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
0
Favori
153
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Yeni ilaç iletim sistemi geliştirildi 
     
    Tümör hücreleri tarafından fagosite edilecek; kemoterapik molekülleri yağ hücrelerinin içinde depolayan yeni ilaç iletim sistemi geliştirildi. Yeni ilaç sistemi yapılan hayvan deneylerinde; kemik, kolon ve pankreatik kanserler üzerinde başarı gösterdi. Yeni sistemin yakın gelecekte insanlar üzerinde de denenmesi bekleniyor.

    Son birkaç yıldır kanser hücrelerinin şekerlerden beslenerek büyüdüğü, bazı türlerinin de yağ hücrelerinden beslendiği biliniyor. Northwestern University kurumundan bir grup araştırmacı bu mekanizmadan yararlanarak üzerinde bağlantı noktaları olan ve kanser hücrelerini öldüren ilaçları saklayabilen yeni bir uzun zincirli yağ asidi molekülü geliştirdi.

    Yeni yağ asidi iki ucunda da eli olan bir zincire benzetiliyor. Zincirin bir eli ilacı yakalarken diğer el ise proteinleri yakalıyor. İlaçlar vücudun içerisinde aynı yağ molekülleri gibi gizleniyor; böylece ilaçlar hücrelerin içerisine penetre oluyor ve vücut ilaçları perifere doğru taşıyabiliyor.

    İlaç taşıma mekanizması Truva atına benziyor

    Yeni ilaç iletim sistemi geliştirildi 

    Yeni tasarlanan yağ asidi molekülü, tıpkı bir otostopçu gibi yağ taşıma proteinlerini kanser hücresine doğru taşıyor. Bu işlemi ise kanser hücrelerinin üzerindeki yağ taşıma reseptörlerine bağlanarak yapıyor.

    Yeni yağ asidi aynı bir Truva atı gibi işlev görüyor. Görünüşte tıpkı bir yağ asidi gibi görünüyor, tümör hücrelerinin reseptörleri Truva atını algıladığı zaman atı fagosite etmeye çalışıyor; böylece ilaç hücrenin içerisine giriyor ve metabolize oluyor. Bu olay sonucunda ise tümör hücreleri ölüyor.


    Yapılan hayvan deneyleri başarılı sonuçlar gösterdi

    Yeni ilaç iletim sistemi geliştirildi 

    Yapılan hayvan deneylerinde, çeşitli kanser türlerini tedavi etmek için kullanılan yaygın bir kemoterapik ajan olan ''paclitaxel'' ajanını taşımak için yeni Truva atı yağ zinciri kullanıldı. Yeni yöntem 3 farklı kanser türünde etkili bir şekilde başarı gösterdi. Yapılan hayvan çalışmaları neticesinde ise ilaç dozunun toksik hale gelmesi için aşılması gereken eşik miktarının yüksek olduğu tespit edildi.

    Yeni molekül şu anda uygulama olarak kullanılan ''paclitaxel'' dozundan 20 kat daha fazla etkin dozda ilaç taşıyabiliyor. Ayrıca yeni taşınan dozun, standart dozlara kıyasla 17 kat daha güvenli olduğu da düşünülüyor.

    Ayrıca Bkz.Yeni implant elektrik akımından yararlanarak kalp dokusunu iyileştiriyor

    Araştırma henüz erken aşamalarda olduğu için yeni geliştirilen yöntemin etkilerinin daha doğru bir biçimde anlaşılması için daha çok çalışma ve daha çok zaman gerekiyor.


    Yeni araştırma Journal of the American Chemical Society dergisinde yayımlandı.








  • Fagocytosis vücudumuzda sadece belirli bazi savunma sistemi hücreleri tarafindan gerceklestirilebilir. (Monosit, Makrofaj, Nötrofil)

    Makalede belirtilen ve özel tasarlanmis yag asidi hücrelere fagositoz ile degil reseptör yardimli difüzyonla giriyor (Fatty acid binding protein- FABP). Ayrica tümör hücrelerine özel bir seciciligi yok, yani normal hücrelere de giriyor. Tümör hücreleri icin ne kadar toksik ise normal hücreler icin de o kadar toksik. Bu ikisini ayirtedebilecek bir metod bulunmadikca bu tedavinin etkinligi az olacaktir. Makaledeki iki ifade zaten bunu cok güzel özetlemis:
    1-Commonly used small-molecule drugs get into tumors – and other cells
    2-They are toxic to tumors but also to humans.

    FABP moleküllerinin 12 cesidi var özellikle karaciger, bagirsak, pankreas, beyin, kalp ve kaslarda yüksek miktarlarda olmakla beraber neredeyse tüm hücrelerimizde bulunuyorlar. En azindan kanserin bulundugu doku tipinde ektili olacak bir tasarim yaparlarsa basarili olabilir.





  • viper kullanıcısına yanıt
    Kanserli hücre ile kansersiz hücre arasındaki farklar hakkında kanserli olanın oksijensiz solunum yaptığı için oksijen barındırmadığını, normal olanın ise bol miktarda oksijen barındırdığını duymuştum. Yine aynı şekilde oksijenin kanserin düşmanı olduğunu, kanser hücrelerinin üremesinin başlangıcında ise çoğu zaman hücrelerin oksijensiz kaldığını da.

    Oksijene duyarlı bir kemoterapi geliştirilmiyor muydu zaten? Umut verici bir gelişmeydi hatta.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • CVenturas kullanıcısına yanıt
    Tüm insan hücrelerinin oksijene ihtiyaci vardir (Kanser hücreleri dahil). Bu yüzden tümör halindeki yapilar ürettikleri proteinlerle vücudun tümörü besleyen kan damari olusturmasini saglarlar (angiogenesis). Tümör merkezindeki hücrelerin cogu oksijen alamadiginda ölür (hypoxia), sadece ufak kismi az oksijenle hayatta kalabilecek sekilde gelisir.

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.