Şimdi Ara

İnsanlığın evrimini süpernovalar başlatmış olabilir

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
51
Cevap
1
Favori
887
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İnsanlığın evrimini süpernovalar başlatmış olabilir
     
    Milyonlarca yıl önce, güçlü süpernovalardan oluşan bir grubun Dünya'yı yüksek derecelerde radyasyono maruz bıraktığı düşünülüyor. Bilim adamları kozmik derecelere ulaşan bu radyasyonun insanlığın evrimini başlatmış olabileceğini düşünüyor.

    Bilim adamlarının bu teorisi kesin olarak ispatlanması zor bir düşünce ancak araştırmada ortaya konan savlar Mart ayında çevrimiçi olarak paylaşılmıştı ve the Journal of Geology dergisinde de yayımlanmıştı. Yeni düşünce iki ayaklı primatların yani insanların atalarının dünya yaşamında nasıl baskın hale geldiğine ve diğer canlıları nasıl kontrol altına alıp kendi medeniyetlerini kurduğuna ışık tutabilir.

    Süpernovaların oluşum mekanizması

     İnsanlığın evrimini süpernovalar başlatmış olabilir

    Süpernovalar ise çok yüksek miktarlarda enerji yayan yıldız patlamaları olarak tanımlanıyor. Genellikle birkaç hafta sürüyorlar ve bu sırada içinde bulundukları gökadanın aşırı miktarda aydınlanmasına sebep oluyorlar. Bir süpernova patlaması sırasında Güneş’in tüm ömrü boyunca yayacağı kadar enerji salınabiliyor. Süpernova patlamalarından artakalan gaz ve toz bulutlarına ise süpernova kalıntısı adı veriliyor.

    Süpernova patlamaları nadir gerçekleşen olaylar olduğu için (Samanyolu’nda yaklaşık her 50 yılda bir süpernova patlaması olduğu tahmin ediliyor) süpernova patlamalarını gözlemleyebilmek için uzayın çeşitli bölgelerinin sürekli izlenmesi gerekiyor.

    Yeni teorilerin doğruluğu henüz tam olarak kanıtlanmadı

    İnsanlığın evrimini süpernovalar başlatmış olabilir 

    Araştırmaya göre olay örgüsünün oluşum aşamasında yani yaklaşık 8 milyon yıl önce birkaç grup yıldız patlamaya başladı ve bu patlamalar 2.6 milyon yıl önce de doruk noktasına ulaştı. Bu süpernovalardan yayılan radyasyon, Dünya’nın atmosferini iyonlaştırdı ve Afrika ormanlarını kasıp kavuran bir şimşek ve yıldırım fırtınası yaratarak canlanmış geniş çayırlar yarattılar.

    Bu yeni habitatlarda ise iki ayaklı primatlar evrimsel süreç içinde gelişebildi. Ormanların yerini geniş otlaklar aldığında ise, dik duran canlılar avantajı ele geçirdi ve bu sayede ağaçlar arasında yürüyerek gelişimlerini sürdürdü ve avcılar uzun otların üzerinden bakarak avlanmalarını sürdürdüler. Bütün bu etkenler ise iki ayaklı primatların lehine işledi.
     
     
    Yayımlanan bilimsel araştırmalarla kıyaslandığında yeni çalışma oldukça teorik kalıyor ve henüz kanıtlarla desteklenmemiş durumda. Araştırma ekibi kozmik radyasyonun yıldırımlara yol açtığı varsayımını öne sürüyor lakin bu varsayım henüz kanıtlanmış durumda değil. Eğer kozmik radyasyonlar ile yıldırım ve şimşek patlamaları arasındaki ilişkinin yanlış olduğu kanıtlanırsa tüm teorinin çökeceği düşünülüyor.







  • Suyu ısıtırsın, belli bir dereceye gelince kaynar. Sebebini işlersin sonucu elde edersin. Hiç şaşmaz. Bu da sonucun kendiliğinden olduğu algısını oluşturur. Bu, Yaratıcıya inansan da aynı işler inanmasan da. Birçok olayı sebeplere bağlayabilince hayatın akışı bunun üzerine kurulur. Tabiri caizse sebepler yaratıcı olur. O yüzden insan bunun en dibine inmek ister yani evrenin ya da canlıların var olmasına da uyarlamak ister. Mutlaka bunu yapmalıdır, değilse hayatı manasını kaybedecektir. Ne kadar deli saçması da olsa, ne kadar zorlama da olsa bir sebep bulmalıdır, bir yerden başlamalıdır, o yüzden bu teorilere sarılır. Darwin de ona tutunacağı bir dal vermiştir
  • Evrimciler lütfen teori/hipotez üretmesin. Yada haberi yapilmasin cerez niyetine.
    "x + Evrim = olabilir" bana kalsa her seye uyarlanabilir, onlarin kafasina göre. Hatta birak, her seyi evrime baglayacaklar. Fizik, astoloji, kimya vesayre her seyi evrime baglayacaklar. Bilim cürüdü gercek "evrim" :P



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mementopolis -- 29 Mayıs 2019; 0:39:58 >
  • Konuya vakıf değilim, sadece düşüncelerimi söylüyorum. Birden çok şeyin birleşimi bu ortamı hazırlamıştır diye düşünüyorum. Enlemi gereği güneş ışığından dolayı yaşanan kuraklık da bu işin içindedir. Primatlar doğrulduklarında yani iki ayak üzeri dik yürümeye başladıklarında bakış açıları değiştiği ve uzaya daha iyi bakabildikleri için bu gelişimin yaşandığını düşünüyolar. Bu adımlardan bir tanesi.Meydana gelmiş olan o kurak ortamda açık alandann ötürü avlanma stratejileri de oluşmuş veya varsa gelişmiş olabilir. Bir de cehaletimden soruyorum, otlak alanların oluşması veya çoğalması primatları meyvelerden ve et olmayan diğer ormanda bulunan şeylerden uzaklaştırıp eti fazlasıyla bulabileceği bir ortam yarattığı için oluşan ortamdaki potansiyel et sayesinde daha fazla beynimiz ve diğer her yerimiz gelişmiş olamaz mı? Şahsen mantıklı geliyor. Daha fazla ete yönelik sindirim sistemimiz evrim geçirmiş olabilir. Bu bize otobur olanlara göre çok büyük avantaj sağlamıştır belki de.

    Tuğrul bey yazıda bazı yanlışlar yapmışsınız.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi madmahmutd -- 28 Mayıs 2019; 22:18:5 >




  • Burası karisacak vaziyet alın.

  • >> It’s a provocative hypothesis that would be difficult to prove conclusively.

    Bu bir bilimsel teori değil, sadece bir hipotez. Teori haline gelebilmesi için Newton'un kütleçekim teorisi veya Darwin'in evrim teorisi nde olduğu gibi bol miktarda bağımsız deneylerle ispatlanması gelişmesi gerekir.

  • cehaletin yüceltildiği şu günlerde şu tip haberleri görmek beni çok mutlu ediyor. benim gibi düşünen bir çok arkadaş olduğunu da biliyorum. editör arkadaşa ayrıca teşekkür ederim. bilimsiz teknoloji olmaz.

  • Dünyayı tanrının yaratması mı mantıksız yoksa yoktan muazzam şans silsilesi ile bugüne gelmemiz mi daha mantıksız? Öyle teori üretiyorlar ki yok olmaz da diyemiyorsun.

  • Ramazan, supernova, iki ayaklı primat, evrim, Charles Darwin... 5 benzemez.

  • Suyu ısıtırsın, belli bir dereceye gelince kaynar. Sebebini işlersin sonucu elde edersin. Hiç şaşmaz. Bu da sonucun kendiliğinden olduğu algısını oluşturur. Bu, Yaratıcıya inansan da aynı işler inanmasan da. Birçok olayı sebeplere bağlayabilince hayatın akışı bunun üzerine kurulur. Tabiri caizse sebepler yaratıcı olur. O yüzden insan bunun en dibine inmek ister yani evrenin ya da canlıların var olmasına da uyarlamak ister. Mutlaka bunu yapmalıdır, değilse hayatı manasını kaybedecektir. Ne kadar deli saçması da olsa, ne kadar zorlama da olsa bir sebep bulmalıdır, bir yerden başlamalıdır, o yüzden bu teorilere sarılır. Darwin de ona tutunacağı bir dal vermiştir
  • Bu haftanin evrim haberini de okumus olduk..

  • kakarikikiri K kullanıcısına yanıt
    Güzel yorumlarınız için ben teşekkür ederim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi SigismundScholomoFreud -- 29 Mayıs 2019; 0:41:28 >
  • Başımıza taş yağacak..

  • Silindi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kankam1030 -- 18 Aralık 2020; 20:35:36 >
  • Bakara Suresi - 65-66 . Ayetler

  • Yaratma kuvvetini Allah'a vermektense ne kadar olmaz varsa hepsini kullanıyorlar artık. Bu gidişle bizim İslamcıların Aptallarını da geçecekler. Biri sorgusuz İlsam der her türlü saçmalığı yapar. Diğeride sorgular her türlü saçmalığı yapar. Orta yolda uzlaşmak neden bu kadar zor?
  • Yav he he, adam senaryo yazmış, bilim (!) insanları da bu zırvalıkları dinliyor. Bir de kendisi gibi olanları bu mecralar üzerinde görenler zil takıp seviniyor "yalnız değilmişim" düşüncesiyle.

  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.