Nvidia’nın Ray Tracing ve DLSS teknolojisi nedir? Avantajları ve diğerleri haberimizde

 

Nvidia’nın yeni RTX ailesini tanıtmasının üzerinden aylar geçti. O gün bu gündür donanım dünyasında yeni ekran kartı modelleri ile birlikte gelen Ray Tracing teknolojisi ve onun artıları eksileri konuşuluyor. Peki nedir bu Ray Tracing?

  

 

 

Oysa Ray Tracing ile birlikte bu hesaplama işlemleri BVH Algoritması ile GPU içerisindeki bu iş için ayrılmış bulunan RT çekirdekleriyle gerçekleştiriliyor. Oldukça karmaşık bir yapıya sahip bu algoritma ışık kaynağının cinsi, ışınların çarpacağı yüzeyin cinsi çarpma açısı ve objeler arası uzaklık gibi bir çok etkeni hesaba katarak gerçek hayattaki gördüğümüz yansımaları taklit ediyor.

 

 

 

Sadece ışık yansımaları da değil üstelik, gölgelerde de gelişmelere gebe bir teknoloji ışın izleme. Öte yandan bu işlem izlediğimiz animasyon filmlerinde de kullanılmakta. Tabi bu içeriklerdeki ışın işleme için piksel başına bir ışın ve hatta daha fazlası kullanılıyor. Öyle ki 90 dakikalık 60 FPS bir film için yaklaşık 324 000 görselin işlenmesiyle elde ediliyor. Dolayısıyla sonuç oldukça detaylı ve keskin oluyor. Bu da saatlerce süren bir işlem süresi manasına geliyor.

 

 

Turing GPU’suyla gelen bir diğer dikkat çekici konu ise RT çekirdekleriyle gelişmiş Cuda çekirdekleri yetmediğinde devreye giren Tensor birimleri. Makine öğrenme hesaplamalarını hızlandıran bu ünite 114 GigaFLOPS’luk FP16 hesaplama kapasitesine sahip ki bu GTX 1080 Ti’ın 14.2 GigaFLOPS’luk gücünden misli misli daha fazla.

 

 

Bu aşamada Nvidia’nın yine yeni modellerle birlikte kullanıma sunduğu DLSS teknolojisinden faydalanılıyor. Çizilecek objelerin önce düşük çözünürlükte köşe yumuşatmasız bir şekilde çizildiği bu teknikle elde edilen sonuç daha sonra Tensor çekirdekleri üzerinde çalıştırılan derin öğrenme ağları sayesinde yüksek çözünürlük ve köşe yumuşatmalı hale yükseltiliyor. Tabi bu yöntem aynı zamanda gürültü önleme amaçlı da kullanılabiliyor.

 

Cars 3 ve Coco yapımlarında bu teknolojiden faydalanan Pixar bu sayede yıllarca sürebilecek bir render süresinden kurtulmuş oldu. Bunun oyunlardaki faydası ise özellikle de düşük performanslı sistemlerde görülecek. RTX 2080 Ti’daki 10 GR/s yerine 1-2 GR/s’lık performansa sahip bir kartta düşük çözünürlüklere düşülmesi gerektiğinde ödün verilen keskinlik konusu bu sayede çözülerek halen kullanıcı memnun edecek bir deneyim sunulabilir.

 

 

Artık daha somut konulardan konuşalım, teknik detayları geride bıraktık. Şu an için piyasada Ray Tracing ve DLSS destekli oyun sayısı bir hayli az. Çokça bilinen yapımlara baktığımızda Battlefield V, Shadow of the Tomb Raider ve Metro Exodus’u görüyoruz. Ayrıca Assetto Corsa, Atomic Heart, Enlisted, Control, Justice, Mechwarrior 5: Mercenaries da mevcut. 

 

Battlefield’da patlama sahnelerinde etraftaki araçların ve binaların camlarında ben buradayım diyen Ray Tracing yerdeki sularda ve oyunun tanıtım videosundan hatırlayacağınız bir karakterin gözündeki yansımayla da bir hayli heyecan uyandırıcı görünüyor. Ek olarak oyuna geçtiğimiz günlerde DLSS desteğinin eklendiğini de belirtelim.

 

 

Shadow of the Tomb Raider’da da yine yansımalar etkileyici bir başlık ancak burada yukarıda da bahsettiğimiz üzere ışın izlemenin gölgelerdeki katkısı daha bir ön planda duruyor. Gerçeğe daha yakın etkileşimlere ve iyileştirilmiş kontrasta sahip gölgeler oyunun tanıtım videosunu izleyenlerin dikkatini mutlaka çekmiştir. Neon lambaların önünde dans edenlerin yere düşen hatlarından titreşen ateşin oluşturduğu gölgelerin de eşzamanlı olarak dalgalanmasına kadar yapımcının eklediği detaylar kaydadeğer.