Şimdi Ara

Atmosferdeki karbondioksit miktarı insanlık tarihindeki en yüksek seviyeye ulaştı

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
12
Cevap
0
Favori
314
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj

  • Gezegendeki en zararlı sera gazlarından biri olan karbondioksit (CO2) konsantrasyonu, geçen ay rekor seviyelere ulaştı. Hawaii'deki Mauna Loa gözlem evinde yapılan son ölçümlere göre atmosferdeki gazın yoğunluğu Nisan ayında milyonda 410.31 parçacığa (ppm) yükseldi.

     

    Ayrıca Bkz.MIT'den harita ve şerit işaretlerine gerek duymayan sürücüsüz otomobil teknolojisi
    Bu seviye insanlık tarihi boyunca hiç bu kadar yüksek olmamıştı. Kaliforniya'nın San Diego şehrindeki Scripps Okyanusbilim (Oşinografi) Enstitüsü'nden yapılan bir basın açıklamasına göre, atmosferdeki milyon parçacık içindeki karbondioksit yoğunluğu son 800.000 yıldaki en yüksek seviyeye ulaşmış durumda.

     


    Küresel ısınmayı önleme hedeflerini olumsuz etkiliyor


    Sanayi Devrimi'nin başlangıcından önce CO2 seviyeleri dalgalanmış fakat 300 ppm'i geçmemişti. Ancak, son birkaç yüzyılda, eğilim sadece yukarı doğru hareket ediyordu. Gözlemevi, 1958 yılında dünyanın atmosferindeki karbondioksit yoğunluğunu izlemek için sürekli ölçümlere başladığında (Keeling Eğrisi olarak bilinir) bu değer 315 ppm seviyelerinde idi.

     

    O zamandan bu yana özellikle de 2013'te 400 ppm çizgisinin geçilmesiyle birlikte yaklaşık yüzde 30'luk bir artış yaşanmış durumda. Karbondioksit oranında yaşanan hızlı artış küresel ısınmayı önleme hedeflerine ulaşılmasını da zorlaştırıyor. Scripps CO2 programını yöneten jeokimya uzmanı Ralph F. Keeling "Fosil yakıtları yakmaya devam ediyoruz. Karbondioksit havada birikmeyi sürdürüyor. Aslında bu kadar basit" dedi.







  • Fosil yakıtlara veda edecek insanlık önümüzdeki 50 yılda. Geriye doğru düşer sanırım. dünya sanılandan daha hızlı kendini tamir etme özelliğine sahip. Yeter ki biz ona süre verelim. Acayip bir makina dünya. Kendi içindeki dengeleri çok hızlı eşitliyor. Dünyadan tüm insanlık gitse, 200 yıl sonra geri dönse. Dünyanın kendine format atıp sıfırladığını görür.

  • Dünyanın gerçek gündemi aslında bu olmalıyken insanların sahte gündemler içinde boğdurulması üzücü doğrusu.
  • 800 bin yıl önceki kayıtlara nereden ulaşılmış? O grafik hangi kaynağa göre çizilmiş?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Nevfel kullanıcısına yanıt
    Bu bilgiler biraz araştırırsan rahat ulaşabileceğin bilgiler. Araştırarak ulaşırsan daha iyi özümsersin.
  • a.f.y. kullanıcısına yanıt
    Valla Matrix'teki Ajan Smith e hak vermemek elde değil. Adam tüm memelileri inceledim, tüm memeliler etraflarındaki doğal yaşama ayak uydurup, onun bir parçası oluyor ama bir tek siz memeli türüne uymuyorsunuz. Etrafınızdaki doğal kaynakları tüketip, bitme noktasına geldiğinde yayılıp, kaynaklarını tüketecek başka yerlere dağılıyorsunuz. Bu yaklaşımda hareket eden bir canlı daha var ki buna virüs diyoruz. Dünya üzerinde kanser virüsü gibi davranıyorsunuz diyordu. Düşününce adam haklı yahu.
  • İşte bu yüzden nükleer yakıtlı santraller çok önemli. Füzyon reaktörleri yapılabilirse insanlık tarihinin en büyük devrimi olacaktır.
    Ayrıca fosil yakıt kullanan araçlar ve kömür santralleri mümkün olduğunca azaltılmalı.
    İngiltere son günlerde kömür santrali kullanmamada sürekli kendi rekorunu egale ediyor, 40 saat aralıksız kullanmıyor 1 gün bile sürmeyen aradan sonra 55 saat süreyle tekrar kullanmıyor bunu sürekli yapar hale geldiler. Tabi kömürü azaltırken doğalgaza yükleniyor olsa da çok doğru bir iş yapıyorlar çünkü hem CO2 hem NOx açısından kömür doğalgaza göre çok daha kirli.
    https://www.eia.gov/tools/faqs/faq.php?id=73&t=11https://www.cmu.edu/epp/news/2016/is-replacing-coal-with-natural-gas-actually-good-for-the-climate.html





  • meshutx kullanıcısına yanıt
    Hocam Lockheed Martin 100 ne kapasitede kulübe büyüklügunde füzyon santralleri kuracakti ne oldu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Atmosferdeki karbondioksit miktarının artmasının yarattığı sera etkisi ve küresel ısınma konuları 2007 li yıllarda en popüler zamanlarında Türkiye'de ne yazık ki bazı akademisyenler, devlet yetkilileri tarafından ti ye alınıyordu. Halihazırda ABD başkanı Trump'ın söylemlerine benzer söylemler duyuyorduk. Ülkenin gelişmesini istemeyen dış güçlerin oyunu felan...

    Artık görüyorum ki genel bir kabul var.

    Ama hala bu bilgilerin henüz ulaşamadığı bağzı insanlar Ankara'da yaşanan seli 500 yılda bir gerçekleşecek doğa olayı olarak tanımlıyorlar. Ne yazık ki bu tip olaylar 500 yılda bir değil her yıl birkaç kez yaşanıyor. Ülke olarak hızlı bir şekilde çarpık kentleşmeyi durdurmalı, insanımızın can ve mal kaybını önlemek için alt yapı yatırımlarına önem vermeliyiz. Kader, fıtrat anlayışını bırakarak.
    http://www.bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/karbon-salimi-ve-kuresel-isinma-arasindaki-iliski-sanildigi-kadar-karmasik-degil





  • meshutx kullanıcısına yanıt
    Valla yağmurdan kaçarken de doluya tutulmamalı. Tamam fosil kullanan araçlar, kömür santralleri vs kapatılmalı ama, rüzgar, güneş gibi daha güvenli enerji üretimlerine yönelilirse daha iyi olur bence. Bir 10-20 sene önceki gibi değil, verimlilikleri epey arttı bunların. Bildiğim kadarıyla Usa da 40 yıldır nükleer santral yapılmıyor. Japonyadaki sızıntı, Çernobildeki durum ortada. Radyasyona dayanıklı değil ne yazık ki insan vücudu. Amerikanın, yahudilerin göz diktiği Bop topraklarındayız. En ufak kazada, buradan taa italyaya kadar radyasyon yayılımı demek olur. İstanbul daki 15 milyon falan zaten maymuna döner. Ha derseniz ki askeri amaçlarla fayda sağlayabilir, araştırma yaparız. Valla bildiğim kadarıyla Rusya geliyor, Rusya kuruyor, Rusya işletiyor. Yani bize ne kadar ne araştırmasına fayda sağlar bilemiyorum. Moskova da maşallah epey uzakta. Yani gıcıklığına az sızdıralım bile deseler, atom bombasından daha fazla zarar verir. Ki bunda kimse kimseyi suçlayamazda. Kusursuz cinayet. Ben o kadar elin yabancılarına güvenemiyorum.

    Bu çernobilin radyasyon yayılımı;

    https://www.youtube.com/watch?v=MU4_bJT8W3Y




  • Spider_hip kullanıcısına yanıt
    Elbette nükleer olsun derken güneş ve rüzgara karşı olmak saçma olurdu, aktif şekilde hepsi kullanılmalı.
    Radyasyon tehlikesi her zaman var olacak maalesef ancak sürekli bahsi geçen kömür emisyonlarını doğaya salarken nükleer atıkları kontrollüce saklayabiliyor olmak güzel.
    Ülkemize kurulan santral tabi keşke ülkemizin bilimi ve teknolojisiyle yapılabilseydi. Rusyaya kWh elektrik başına ödeyeceğimiz parayı görüp çıldırmamak elde değil.
    Amerika elindeki santralleri ciddi şekilde kullanmaya devam ediyormuş, 2030-2040 civarlarına kadar kullanmayı öngörüyorlar bunları.
    https://www.eia.gov/nuclear/spent_fuel/ussnftab2.php
    https://www.wikiwand.com/en/Vogtle_Electric_Generating_Plant
    Yeni inşa ettikleri de varmış. Dünya bu işten vazgeçmiyor bence bizim de kontrollüce ve mümkünse hızlıca bu alana kendi teknolojilerimizi geliştirerek dalmamız lazım.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.