Şimdi Ara

Nişasta bazlı şeker nedir? Zararları nelerdir? Kotası neden düşürüldü?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
101
Cevap
5
Favori
5.486
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
27 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj

  • Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi kararının ardından nişasta bazlı şekerin daha fazla kullanım alanı bulacağı, şeker pancarından veya şeker kamışından elde edilen şekerin de yerine geçeceği konuşuluyordu. Akademik açıdan zararları kanıtlanan ve pek çok ülke tarafından üretimi yasaklanan nişasta bazlı şeker üretiminin ülkemizde de kısıtlanması için yeni bir adım atılıyor.

     


    Geçtiğimiz yılın Mart ayında nişasta bazlı şeker kotası yüzde 10’dan yüzde 5’e düşürülmüştü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün yaptığı açıklamayla bu kotanın bir kez daha düşürüleceğini duyurdu. Erdoğan, "Nişasta bazlı şeker kotasını yüzde 2,5'a indirerek oldukça düşük bir seviyeye çekiyoruz" dedi. Konuyla ilgili değişikliğinin Şubat ayında yasallaşması bekleniyor. Türkiye, değişikliğin ardından şeker ihtiyacının en fazla yüzde 2.5'lik bölümünü nişasta bazlı şekerden karşılayabilecek. Bu sayede şeker ihtiyacımızın pancar şekerinden karşılanması amaçlanıyor.


    Nişasta bazlı şeker nedir?


    Nişasta bazlı şeker ya da kısa adıyla NBŞ (İngilizce: HFCS), mısır nişastasının kimyasal işlemlerden geçirilmesiyle elde edilen bir şeker türüdür. Üç farklı şeker molekülü vardır: Glikoz, galaktoz ve fruktoz. Fruktoz, meyve şekeri olarak da adlandırılır ve doğada bolca bulunur. Nişasta bazlı şeker üretilirken nişasta parçalanarak glikoza, ardından glikoz da fruktoza dönüştürür. Nişasta bazlı şekerde bol miktarda fruktoz bulunmaktadır. Örneğin sofra şekeri olarak adlandırdığımız beyaz şekerde yüzde 50 glikoz yüzde 50 fruktoz bulunurken nişasta bazlı şekerde yüzde 90 oranında fruktoz bulunabiliyor. Fruktoz, meyvelerden tüketilmediği sürece vücut için zararlıdır.




     


    Fruktoz sadece karaciğer için gereklidir. Vücudun başka yerinde kullanılmaz. Karaciğer, ihtiyaç fazlası fruktoz ile karşılaştığında devreye pankreas giriyor. Pankreas, aşırı miktarda insülin hormonu üreterek karaciğeri kurtarmaya çalışıyor. İnsülin ise bir enerji depolama hormonudur. Şekeri depolamak üzere yağa dönüştürür. Yüksek miktarda insülin beynin tokluk sinyali almasını bloke edebilir. Bu sayede beyin, acıktığını zanneder ve yemek yese bile tokluk sinyalini almakta zorlanır. Şeker hastalığı ve şişmanlık başta olmak üzere kanserden kalp hastalıklarına ve karaciğer yetmezliğine kadar birçok kronik hastalıkları yol açıyor.


     

    Glikoz, kana karışarak vücudun tüm hücrelerinde kullanılırken fruktoz sadece karaciğerde kullanılmaktadır. Karaciğer için sadece 15 gram fruktoz yeterlidir. Bunun fazlası obeziteye, yağlanmaya ve devamında pankreas kanseri gibi hastalıklara yol açar. 


     

    Nişasta bazlı şeker, nelerde bulunur?


    NBŞ, diğer tatlandırıcı türlerine göre uygun maliyetlidir ve açlık hissi uyandırır. Ürünlerin raf ömrünü de uzatmaktadır. Bu nedenle maliyet odaklı üreticiler tarafından kullanılmak istenmektedir. NBŞ, doğrudan tüketilmemekte daha çok şekerli ürünlerde kullanılmaktadır.

     
    Şekerli hemen hemen her şeyde NBŞ bulunabilir. Türkiye’de market raflarında gördüğümüz ürünlerin hemen hemen hepsinde bulunuyor. Ürün içeriğinde mısır şurubu, meyve fruktozu, kristalin fruktoz, glikoşurup gibi isimlerle yer alır. Türkiye’nin aksine AB üyesi ülkelerde ciddi kısıtlamalar olduğu için Avrupa’da NBŞ ile tatlandırılan ürün sayısı azdır. 

     

     

    Meyvedeki fruktoz tehlikeli midir?


    Fruktoz’u doğal olarak tükettiğimizde yani meyve yediğimizde fruktozun negatif etkilerini azaltmak için gerekli olan lifi de meyvelerden almış oluruz. Bu yüzden meyve yemek, ihtiyaç fazlası fruktoz tüketimi açısından endişe uyandırmaz.


     

    Nişasta bazlı şekerin zararları nelerdir?


    Nişasta bazlı şekerin yoğun olarak tüketilmesi sonucu karaciğer yağlanması, pankreas kanseri, fibrozis, siroz, insülin hastalıkları, eklem iltihabı, hipertansiyon, koroner kalp hastalıkları ve türevi hastalıkların meydana gelebileceği bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştı. En yaygın görülen zararı obezite ve diyabete yol açmasıdır.


     




    Yurt dışında nişasta bazlı şeker


    Türkiye’de bugüne kadar nişasta bazlı şeker kotası yüzde 10’du. Bakanlar Kurulu kararı ile bu oran zaman zaman yüzde 15’e yükseltiliyordu. NBŞ kotasının yüksek olması ve pancar şekeri üretiminin maliyetli olması nedeniyle ülkemizde pancar şekeri üretimi yapan fabrikalar maddi açıdan sıkıntı çekiyor.

     




     


    Ülkemizde yıllık 265 bin ton NBŞ üretimi gerçekleştiriyor. AB üyesi 23 ülke ile kıyaslandığında en yüksek NBŞ üretimi Türkiye’de. AB ülkeleri toplamında NBŞ üretimi yaklaşık 1 milyon ton. Türkiye bunun neredeyse yüzde 25’lik kısmını tek başına üstleniyor. Fransa, hiç NBŞ üretmezken almanlar sadece 56 bin tonluk üretim yapıyor.

     

    PANKOBİRLİK verilerine göre 2016-2017 NBŞ ve pancar şekeri üretimi




    Ülke

    NBŞ üretimi (ton)

    Türkiye

    265000

    Macaristan

    250566

    Belçika

    114580

    Bulgaristan

    89198

    Slovakya

    68095

    Almanya

    56638

    İspanya

    53810

    Polonya

    42861

    İtalya

    32493

    Portekiz

    12500

    Çek Cumhuriyeti

    0

    Danimarka

    0

    Fransa

    0

    Litvanya

    0

    Hırvatistan

    0

    Hollanda

    0

    Avusturya

    0

    Romanya

    0

    Finlandiya

    0

    İsveç

    0

    Ukrayna

    0

    AB TOPLAM

    985441




     

    Kaynaklar:

    https://academic.oup.com/ajcn/article/79/4/537/4690128

    https://academic.oup.com/ajcn/article/51/6/963/4695307

    https://academic.oup.com/ajcn/article/88/6/1716S/4617107

    https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0091305710000614

    http://www.nutritionjrnl.com/article/S0899-9007(06)00392-3/fulltext

    http://www.pankobirlik.com.tr/ 

     

     








  • Yazıyı hazırlayan arkadaşı tebrik ederim. DH'de son zamanlarda emek verilen yazılar bulmak zor.

    Dikkat çekilmesi gereken nokta ise: "Türkiye’de market raflarında gördüğümüz ürünlerin hemen hemen hepsinde bulunuyor." önceden nasıl %10 oluyor anlamak güç. Kelime oyunlarıyla halk kandırılıyor mu? Amaaan boşver ohal bahane torba yasa şahane...
    "Türkiye’nin aksine AB üyesi ülkelerde ciddi kısıtlamalar olduğu için Avrupa’da NBŞ ile tatlandırılan ürün sayısı azdır."
    "AB üyesi 23 ülke ile kıyaslandığında en yüksek NBŞ üretimi Türkiye’de"
    Şu iki cümle her şeyi özetler nitelikte.
    Mümkün olduğunca yemeyin, yedirmeyin. Hatta eğer mümkünse sağlıklı yaşayabileceğiniz ülkelere göç etmeyi aklınızda bulundurun.
    Öncelikle bu konuda emeği geçen herkese teşekkürler ediyorum.

    Yapay bir topluma bu olayı anlatmak zor.
    Özellikle ölümüne fast food u savunanlarda buna dahil.
    Tamamen kimyasallaştık.
    Son ağaç kesildiğinde son nehir kuruduğunda son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak.
    Çevreye duyarlı olmayan bir milletten hayır gelmez.
    İlerde glikozlu beton kemirirler artık.
    16 yaşında her türlü içerisinde fruktoz, sakkaroz, glikoz içeren zımbırtıları hayatımdan çıkardım. Kısaca marketlerin çikolata bisküvi içeren reyonlarından eti form ve altınbaşak odunsu bisküvi hariç birşey almadım. Bugün 7 yıl oldu şekeri hayatımdan çıkaralı.

    Ne değişti söyliyim mi size ?

    Dün tüm üst vücut ultrasonuna girdim doktor spiker gibi anlattı organlarımı önündeki ekrana bakarken çünkü hepsi harika dedi karaciğer, dalak aklınıza ne gelirse. Ekstra birşey yapmadım sadece şekeri çıkardım hayattan.

    Neden hayattan çıkardığımı soranlar için sadece basit bir mantık insanlık 10.000 yıldır tarım yapıyor. Ondan önce aldığı tek şeker basit meyve şekeri olan fruktoz. Son 100 yıldır fruktoz şruplarını herşeye katıyorlar, glikozu herşeye katıyorlar evrim konusunu biraz anlayan biyolojiden biraz anlayan bu kadar şekerin insanı zehirlediğini içten içe yok ettiğini anlaması lazım. Ama ben tek bir insan görmedim marketlerde aldığı ürünün içindekiler kısmını okuyan.
    Gözüm yaşardı böyle makale tadında yazılar görmez olmuştuk, teşekkürler.

    Gerçi siz de haklısınız, bunu okuyacak kişi sayısı çok az, internette eski bir DH editörü olduğunu iddia eden adamın yazdığı doğruysa o paraya ben de bu kadar emek vermezdim açıkçası.

    Neyse umarım diğer editörler de bundan ders çıkarır da tek bir kaynağı çevirip bırakmak yerine böyle içerikler üretir.

    Not: 2. fotoğraf yanlış hatırlamıyorsam Gıda A.Ş. (Food Inc.) adlı belgeselden, kesinlikle tavsiye ederim.
  • Pankreas kanseri vakaları gittikçe artmaya başlayacaktır eğer bunun önüne geçilmezse. Ve korkarım ki pankreas kanserinin tedavisi de neredeyse mümkün değil. Umarım akp, her konudaki beceriksizliğini bari en azndan bu konuda göstermez ve halkını öldürme gafletine düşmez.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yarin, obur gun artik bir yemek tarifi de bekleriz bu siteden :)

  • Haber, genel olarak güzel ve olması gerektiği gibi hazırlanmış; örnekler ve kaynakları ile birlikte. Standart olarak bütün haberlerin bu şekilde olması dileğiyle.

    Teşekkürler.

  • Yazıyı hazırlayan arkadaşı tebrik ederim. DH'de son zamanlarda emek verilen yazılar bulmak zor.

    Dikkat çekilmesi gereken nokta ise: "Türkiye’de market raflarında gördüğümüz ürünlerin hemen hemen hepsinde bulunuyor." önceden nasıl %10 oluyor anlamak güç. Kelime oyunlarıyla halk kandırılıyor mu? Amaaan boşver ohal bahane torba yasa şahane...

  • Tamamen yasaklanması gerek.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Şimdi anladım bizi neden gıskandıklarını, çünkü üretimde lidermişiz.
    Allah devletimize zeval vermesin, hep beraber daha ileriye.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • "Türkiye’nin aksine AB üyesi ülkelerde ciddi kısıtlamalar olduğu için Avrupa’da NBŞ ile tatlandırılan ürün sayısı azdır."
    "AB üyesi 23 ülke ile kıyaslandığında en yüksek NBŞ üretimi Türkiye’de"
    Şu iki cümle her şeyi özetler nitelikte.
    Mümkün olduğunca yemeyin, yedirmeyin. Hatta eğer mümkünse sağlıklı yaşayabileceğiniz ülkelere göç etmeyi aklınızda bulundurun.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ozancn

    Yarin, obur gun artik bir yemek tarifi de bekleriz bu siteden :)

    ne alakası var?
    sağlıkla ilgili ve çok çok önemli bir konu. herkesi ilgilendiren ciddi bir durum bu.
  • Yazara teşekkür ederim. Kısa ve anlaşılır açıklamış olayın özetini. Üniversite 2.sınıfta ‘Food Technology’ dersi almıştım. Hocam tütsü peynirden etine kadar her şeyin tadına bakmış gıda mühendisiydi. Mümkün olduğunca rafta bulunan ürünlerden uzak durmak ve alabiliyorsak günlük ve taze ürünleri tercih etmemezi söylemişti. Bir başka hocam ise 2 sene gıda sektöründe çalışmış ve gıda sektörünün reklam-pazarlama ikilisinden oluştuğunu, sanki doğal işlenmemiş gıda üretiyorlar gibi tamamen yalan olduğunu söylemişti. Çok haklı şu anda hiç birimizi farkında değiliz tadını çıkarıyoruz ama yaş ilerledikçe çıkar ortaya.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ProsesMuhendisi -- 16 Mart 2018; 16:45:14 >
    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Gözüm yaşardı böyle makale tadında yazılar görmez olmuştuk, teşekkürler.

    Gerçi siz de haklısınız, bunu okuyacak kişi sayısı çok az, internette eski bir DH editörü olduğunu iddia eden adamın yazdığı doğruysa o paraya ben de bu kadar emek vermezdim açıkçası.

    Neyse umarım diğer editörler de bundan ders çıkarır da tek bir kaynağı çevirip bırakmak yerine böyle içerikler üretir.

    Not: 2. fotoğraf yanlış hatırlamıyorsam Gıda A.Ş. (Food Inc.) adlı belgeselden, kesinlikle tavsiye ederim.

  • Nişasta şekeri kotasına EVET
    İnternet kotasına HAYIR

  • Haber gayet güzel açıklamış sciencedirect kaynağı falan.



    Hepimiz kanser olacağız bu gidişle:)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ozancn kullanıcısına yanıt
    En azından senin gibi boş konuşmuyor.
  • Ortamlarda yüzde 5'e düşürdük dersin ne olacak

    Halkın sağlığını düşünüyorlarsa gerçekten önce hile yapan şirketleri açıklasınlar eskisi gibi, şeker fabrikalarına da dokunmasınlar, yemek firmaları, yiyecek içecek satan yerler sıkı denetlensin.
  • Araştırılmış kaynak gösterilmiş olması güzel ama ben varılan sonucu doğru bulmuyorum. Editleyip sebeplerini yazıcam.

    Söyleyeceklerim genel olarak insanların bahsettiği gerekçeler üzerinden olucak yoksa bunlardan bağımsız olarak kullanılan mısırın gdolu olmasından dolayı sükroz şekeri tercih etmek isteyebilirim. Bu benim kendi kanıta dayalı olmayan düşüncem olur. İlk olarak şurdan başlamak lazım zararlarından bahsedilen fruktoz sükrozda da %50 oranınında bulunur. Glikoz şurubunda %90a kadar bulunuyor demek markaların reklamlarında kullandığı %90a kadar indirim söyleminden farklı değil. Neyse yazmak lazım. %90 fruktoz oranı çok çok nadirken yiyeceklerde kullanılan %42lik oranda içeceklerde kullanılan %55 cocacola da %65lik kullanılıyor diyebiliriz kabaca. Neden bu glikozların fruktozunun arttırıldığına gelirsek fruktoz 1 aynı miktarda daha tatlı 2 içeceklerde daha fazla çözünebilir 3 daha ucuz. Ucuzluğu da mısırdan kaynaklanıyor. Böyle bakınca mantıklı olan Cocacolaya yaklaşmamak şekerli içeceklerden uzak durmak. Ülke politikası için glukoz şurubuna mesafeli durmanın gerekçesi ne olabilir dersek de çiftçiyi korumak mantıklı bir sebep olabilir. Sağlık açısından genelleme yaparak ama glikoz şurubu kötü sükroz iyi demek mantıklı değil ama bence.

    Peki genel sağlık açısından glikoz şurubu kötü diyen yazının kaynaklarını inceleyelim o zaman kendi başına demiyor bunu sonuçta bir yerlerden alıyor.

    1.Kaynak academic.oup.com/ajcn/article/79/4/537/4690128
    Kaynağın söylediği şu eskiden glikoz şurubu kullanımı azdı obezite azdı şimdi glikoz şurubu kullanımı çok obezite de çok. Argümanı mantıklı buluyorsanız bir şey diyemem bana göre bir değeri yok. İngilizcede sebebi daha rahat açıklanıyor kalıbı var çünkü. "Correlation does not imply causation"

    2.Kaynak academic.oup.com/ajcn/article/51/6/963/4695307
    Bu çalışmada aspartam kullanımı ile glukoz şurubu kıyaslanmış. Sükrozla bir alakası yok. Aspartamda fruktoz bulunmaz evet aspartama göre daha fazla kilo aldırdığı sonucu mantıklı olabilir. Buarada aspartamın çok ciddi zararları olduğuna yönelik çalışmalar vardı ayrıntılı bakmadım karşı görüş varmı diye ama riski baya yüksek bir madde olduğu söylenebilir.

    3.Kaynak academic.oup.com/ajcn/article/88/6/1716S/4617107
    Bu kaynak zaten tamamen benim anlatmak istediğim şeyi anlatmış. Makalenin konusu da zaten glikoz şuruplarının bahsedildiği gibi sükrozdan daha zararlı olmadığı. Bunu da çok güzel anlatmış.

    4.Kaynakwww.sciencedirect.com/science/article/pii/S0091305710000614
    Bu kaynağın hayvanlar üzerinde çalışma yapması onları izlemesi vesaire güzel. Çıkan sonuç da gerçekten glukoz şurubunun daha fazla kilo aldırdığını gösteriyor. Ama bu çalışmanın yöntemlerine yönelik ciddi eleştiriler vardı Erkek ve Dişi hayvanların dengeli dağılmadığı baştaki ve sondaki kilo farkına değil sadece sondaki kiloya bakıldığı gibi. Ayrıntılı vakit harcamadım bilemiyecem o yüzden ne kadar doğru ne kadar yanlış.

    5.Kaynak nutritionjrnl.com/article/S0899-9007(06)00392-3/fulltext
    İlginçtir bu kaynak da 3. konu gibi konusu ve vardığı sonuç itibariyle sükroz ve glukoz şurubu kullanımının birbirinden farkı olmadığını söylüyor.

    6.Kaynak pankobirlik.com.tr/
    Pancar kooperatifi heralde istatistiksel amaçlı kaynak olarak kullanıldı. Bir argümanları varsa da ben daha tarafsız olucağını düşündüğüm şöyle bir kaynak gördüm.
    gidamo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=1258&tipi=17&sube=0
    Tarafları dinleyebiliyorsak da şunu gördüm nestle.com.tr/sss/saglik-ve-beslenme/glikoz-surubu-nedir-urunlerinizde-glikoz-surubu-kullaniyor-musunuz-glikoz-surubu-zararli-midir

    Sonuç olarak glikoz şurubu belkide daha zararlı gerçekten veya zararlı olmasa da kardeşim biz üreticimizi korumak istiyoruz diyerek Avrupa gibi kısıtlayabilirsin ama bence bu argümanlar zararlı olduğunu söylemek için yetersiz. Sadece haberde kullanılan kaynaklara baktığımızda bile bir fark olmadığı görüşü daha ağır basıyor. Şunu da ekleyim ama sonuç olarak glikoz şurubu içeceklere daha çok oranda çözdürülebiliyor ve yüksek fruktoz oranlı versyonları da kullanılabiir firmalar tarafından. Bunun bariz örneği şekerle dolu olan CocaCola böyle örneklerden tabiki uzak durmak lazım ama çikolata yiyip aa benim çikolatamda glukoz şurubu yok pancar şekeri var sağlıklı besleniyorum diye düşünmeniz de bi o kadar size zarar verebilicek bir düşünce.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi orientem -- 16 Mart 2018; 18:40:37 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Infinitum

    Gözüm yaşardı böyle makale tadında yazılar görmez olmuştuk, teşekkürler.

    Gerçi siz de haklısınız, bunu okuyacak kişi sayısı çok az, internette eski bir DH editörü olduğunu iddia eden adamın yazdığı doğruysa o paraya ben de bu kadar emek vermezdim açıkçası.

    Neyse umarım diğer editörler de bundan ders çıkarır da tek bir kaynağı çevirip bırakmak yerine böyle içerikler üretir.

    Not: 2. fotoğraf yanlış hatırlamıyorsam Gıda A.Ş. (Food Inc.) adlı belgeselden, kesinlikle tavsiye ederim.

    Evet food.inc filminde NBŞ ile ilgili bilgilerin verildiği sekanstan alıntı
  • classf2re kullanıcısına yanıt
    Aynen hocam birçok üründe var ve kandırmaca şöyle oluyor: %100 doğal yazıyorlar mısırdan üretilen tatlandırıcılar için. İçindekiler kısmına baksın herkes çikolata bisküvi neyse aynen öyle yazar.

  • Durum çok ciddi, kanserde patlamanın sebebi beslenme ile ilgili, glikoz-fruktoz gibi yapay tatlandırıcılar ve muadil katkılar (kıyma yerine soya kıyması ve diğer soya bazlı katkılar)

    Sakızdan tatlıya kadar her yerde glikoz-fruktoz kullanılıyor ve arkasındaki lobinin unilever-coca cola olduğu söyleniyor. Değil kota, sıfırlanması lazım.
    Mümkün olduğunda az şeker kullanın çayınızda kahvenizde, şerbetli tatlıları da evinizde yaparsanız tüketin; dışardan almamaya özen gösterin çünkü hiç gerçek şeker yok, glikoz-fruktoz dolu hazır şerbeti ısıtıp içine koyuyorlar.
  • https://youtu.be/yBckjjL1VV0



    Şiddetle izlemenizi tavsiye ederim.

  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.