Şimdi Ara

İnanmak, inandırmak

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
95
Cevap
0
Favori
3.073
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
Öne Çıkar
0 oy
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Forumda zaman zaman açılan bazı konularda önce doğadaki bir olay anlatılıyor, bu olayın karmaşıklığından bahsediliyor. Daha sonra da "böyle bir mükemmel yapı tesadüfen oluşabilir mi?" sorusuyla konu bitiriliyor. Birbirine bu şekilde benzeyen bir sürü konu var. Ben özellikle bu tür konuların arkasında yatan temel düşünceyi ve temel amacı çok merak ediyorum. Böyle bir giriş ve sonuç yapılarak acaba şu tür şeyler mi kastedilmek isteniyor:

    1) Benim dinsel inançlarım var ve dinsel inançlarım olduğunu herkes bilsin istiyorum,
    2) Dinsel inançlarım var ve ayrıca bu tür inançlarımı inanmayan başka insanlara da kabul ettirmek istiyorum. Bu tür "ispatlar" yapıp inanmayan insanları imana getirerek sevap işlemek istiyorum.
    3) Bilim de bir yere kadar, en sonunda mutlaka bilimin açıklayamayacağı birşeyler vardır, işte bakın size bunlardan bir örnek daha gösteriyorum. Bilime o kadar da güvenmeyin ha!
    4) Benim inancım hepinizin felsefesinden ve hayat tarzından daha önde ve güçlüdür. Bakın bunun bir ispatını daha yapıyorum. Ben inanmakla çok iyi birşey yapıyorum, hepiniz bunu anlayın bir kez daha!

    Açıkçası ben böyle açılan her konuda bu tür niyetlerin (en azından bir kısmının) olduğunu düşünüyorum. Forum ortamında acaba kendi inançlarımızı kabul ettirmek midir amacımız? Birbirimizin düşüncelerini değiştirmeye çalışmak ve sonsuz ikna çabalarımızı sürdürmek midir amaç?

    Ayrıca gönlünün derinliklerine sinmiş bir Tanrı aşkı olan bir insan böyle konular açmaya neden gerek duyar? Zaten böyle bir insan alçakgönüllü ve örnek bir insan oluşuyla çevresindeki insanları etkilemez mi? İnançlı bir insan zaten örnek bir insan olarak çevresinde propagandasını yapmaz mı? Neden sürekli bilimsel ve felsefî olarak ne anlama geldiğini bile bilmedikleri "tesadüf", "olasılık" gibi kavramların kuyusunu kazarak zafer kazanacaklarını düşünür bu insanlar?



    _____________________________




  • ben de şunu merak ediyorum. Yaşamlarında rastgeleliği ve tesadüfü savunan arkadaşların acaba rastgeleliği ve tesadüfe ne kadar yer veriyorlar. Örnek olarak bir sınava girdiklerinde acaba tercihlerini rastgele mi yapıyorlar. Bölümlerini tesadüfen mi seçiyorlar da yeryüzünde açıklayamadıkları düzeni "rastgele" ye sarılarak açıklamaya çalışıyorlar.

    aslında mfizin sorularında gözardı edilen bir nokta var. sorular elbette sorulmalı ancak verilen cevaplar tatmin edici ve inandırıcı olmadığı müddetçe ve soruları cevaplandıranlar da kendi cevaplarınan inanmadıkları ama inanıyor gibi yaptıkları müddetçe bu tartışmalar devam edicektir.
    _____________________________
  • Yaşamında "rastgeliliği ve tesadüflüğü" savunmak ne demektir? Böyle birşey var mıdır? Benim anlamadığım nokta şu, iki şeyden birini seçmek gerekiyor sanki:

    Tesadüf ya da Yaratıcı

    Böyle birşey yok. "Tesadüf ve rastgele" bilimsel olarak da felsefî olarak da çok daha fazla ve çeşitli şeyi ima edebilir. Yani bıçakla kesilmiş gibi böyle bir ayrım yok. "Tesadüf" tamamen istatistiksel bir anlam içerebilir ve aslında belki de bir nedeni olan şeyleri de ifade etmek için kullanılabilir. Gazların istatistik mekaniğinde teker teker moleküllerin hareketi gibi. Yani "tesadüf" denilince Yaratıcıyı inkâr ediyor olmamız gerekmez.
    _____________________________
  • geçen islam esaslı kanalların birinde belgesel vardı.iki lafın arsında "her aklı başında insan şüphesiz bu mükemmel oluşumu tesadüf esaslı evrim teorisinin deil yaradanının varlıgını işaret etigini kabul eder" tarzında cümleler kuruluyordu.ben inançsızım ama bunun nedeni bilimsel olmamasından deil,yinede belgeseli komedi filmi izler gibi seyrettim.düşünün yabancı bir şirket tarfındn çekilen ve hiçte bu amacı gütmiyen belgeselin kendi repliklerini kulanmak yerine islami dublaj yapılıyor.aynı zihniyein heydiyi müslüman yaptıgınada tanık olduk gerçi.

    amaca gelince bana bu bir rant işi gibi gelmeye başladı.aynı kanalın reklam aralarında dini cd kitap tanıtımı bol bol yapılıyor.zaten bu tür inançların siyasete girdiginede tanık olduk.amaç hedef kitleyi çogaltmak.hertürlü masum hane duyguyu inanışı ticarete dökmekte üstüne yok insan oglunun
    _____________________________
    "Umutlarının yarısını bana vericeksin!"
    Umutlarımın bir kısmının ırzına dünya geçti.
    Arta kalan kısmını evlatlıktan reddettim.

    umutlarının yarısını bana vericeksin!
    bende cenete gitsinler diye
    acımasızca şehit düşürüp
    üstünede birde keyif sigarası yakacagım
  • 1) Benim ateistsel inançlarım var ve ben öyle sıradan insanlar gibi tanrıya falan inanmam, bunu herkes bilsin istiyorum,

    2) Yapılan açıklamaların hepsi "tamam" da, ama en sonunda "Tanrıyı götermeniz" lazım yoksa olmaz ha. Evrimin açıklayamayacağı hiçbirşey yoktur. Bilim=Evrim teorisidir'dir, bunu da unutmayın ha!

    3) Benim fikirlerim hepinizin felsefesinden ve hayat tarzından daha önde ve güçlüdür. Bakın bunun bir ispatını daha yapıyorum. Tanrı nerede? Nerede göremiyorum ben?Ben inanmamakla çok iyi ve zekice birşey yapıyorum, hepiniz bunu anlayın bir kez daha!

    Bu tür insanlar da var sanırım...
    _____________________________
    "Bazen herkesi kandırabilirsiniz, bazılarını her zaman kandırabilirsiniz, ama her zaman herkesi kandıramazsınız."
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mfiz

    Yaşamında "rastgeliliği ve tesadüflüğü" savunmak ne demektir? Böyle birşey var mıdır? Benim anlamadığım nokta şu, iki şeyden birini seçmek gerekiyor sanki:

    Tesadüf ya da Yaratıcı

    Böyle birşey yok. "Tesadüf ve rastgele" bilimsel olarak da felsefî olarak da çok daha fazla ve çeşitli şeyi ima edebilir. Yani bıçakla kesilmiş gibi böyle bir ayrım yok. "Tesadüf" tamamen istatistiksel bir anlam içerebilir ve aslında belki de bir nedeni olan şeyleri de ifade etmek için kullanılabilir. Gazların istatistik mekaniğinde teker teker moleküllerin hareketi gibi. Yani "tesadüf" denilince Yaratıcıyı inkâr ediyor olmamız gerekmez.


    bu senin kişisel düşüncel olabilir. ama tesadüfün de yeri vardır. Teasadüf insanın bilmemesinden kaynaklanır. Tesadüf ile açıklanacak durum vardır. Açıklanmayacak durum vardır. Bir şıklı sınavda yüz soruda 20 doğruyu tesadüfen bulursun ama 100 de 100 yapınca bu durumu rastgele ve tesadüf ile açıklandığında ortalık gerilmekedir.
    _____________________________




  • benim tartışmalara katılma sebebim:

    tartışma keyfi...

    o kadar.
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: hiç

    bu senin kişisel düşüncel olabilir. ama tesadüfün de yeri vardır. Teasadüf insanın bilmemesinden kaynaklanır. Tesadüf ile açıklanacak durum vardır. Açıklanmayacak durum vardır. Bir şıklı sınavda yüz soruda 20 doğruyu tesadüfen bulursun ama 100 de 100 yapınca bu durumu rastgele ve tesadüf ile açıklandığında ortalık gerilmekedir.


    Bakın ne güzel demişsiniz "tesadüf insanın bilmemesinden kaynaklanır" diye. Muhtemelen bir çok sürece tesadüf dememizin sebebi bilmememiz ama bilmememize rağmen bilimsel olarak bir modelle ifade etmeye çalışmamız. Bir sınavda atarak 100 sorudan 20 soru yapma ihtimali yüksektir ama bir sınavda atarak 100 sorudan 100 soru yapma ihtimali düşüktür. Öte yandan "atmadan" yani bir bilgi birikimiyle yapılırsa sorular yine başka türlü istatistiksel bir dağılım elde ederiz sınava girenler arasında. Ama bu, sınava girenlerin birşey bilmeden sınava girdiklerini göstermez. Sadece sınava girenlerin istatistiksel dağılımla uyumlu sonuç aldıklarını gösterir.
    _____________________________




  • quote:

    Orjinalden alıntı: phizikci

    1) Benim ateistsel inançlarım var ve ben öyle sıradan insanlar gibi tanrıya falan inanmam, bunu herkes bilsin istiyorum,

    2) Yapılan açıklamaların hepsi "tamam" da, ama en sonunda "Tanrıyı götermeniz" lazım yoksa olmaz ha. Evrimin açıklayamayacağı hiçbirşey yoktur. Bilim=Evrim teorisidir'dir, bunu da unutmayın ha!

    3) Benim fikirlerim hepinizin felsefesinden ve hayat tarzından daha önde ve güçlüdür. Bakın bunun bir ispatını daha yapıyorum. Tanrı nerede? Nerede göremiyorum ben?Ben inanmamakla çok iyi ve zekice birşey yapıyorum, hepiniz bunu anlayın bir kez daha!

    Bu tür insanlar da var sanırım...


    Kabul ediyorum. Bu tür insanlar da var. Aslında bu tür davranış bir inancın ya da düşüncenin tekelinde değil. İsterseniz adına "fanatizm" diyelim.
    _____________________________




  • bilimi tesadüflere bel baglamakla itham etmek gülünç deilmi.bu işin size tesadüfi gelmesinin sebebi uzun zamanlı olmasını göze almamamız galiba.matrayelsit deilim bilimi savunmam ama en azından bilimin neyi savundugunu biliyorum.bence bilimi eleştirmeden önce ögrenilmeli
    _____________________________
    "Umutlarının yarısını bana vericeksin!"
    Umutlarımın bir kısmının ırzına dünya geçti.
    Arta kalan kısmını evlatlıktan reddettim.

    umutlarının yarısını bana vericeksin!
    bende cenete gitsinler diye
    acımasızca şehit düşürüp
    üstünede birde keyif sigarası yakacagım
  • tesadüf sonuçları toplamda istatistiksel bir davranış gösterebilir.

    Mesela bir kimyasal reaksiyonda belirli 2 molekülün ne yapacağını bilemezsiniz ama toplamda % kaçının birleşeceğini , % kaçının birleşmeyeceğini , yani denge konumunu hesaplayabilirsiniz. kimse de çıkıp kimya bilimi tesadüflere bel bağlıyor demiyor, değil mi?

    Açalım:

    en başta birer mol X ve Y olsun.

    X + Y <-> XY

    reaksiyonunda mesela, tüm X ve Y ler birleşmez,
    bir noktada dengelenir tepkime.
    % kaçının birleşeceği hesaplanabilir ama Ali isimli X molekülünün ne yapacağı tesadüflere kalmıştır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 6 Ocak 2007; 13:42:42 >
    _____________________________
  • iki tarafada dışardan bakan biri olarak şunu fark ettim inanların hatası inançlarını bilimselleştirmeye çalışmak.bilimsel yollarla kantlabilir olsaydı inanmanın bi anlamı kalmazdı zaten.sürekili bilimselleştirmeye çalışırken gülünç duruma düştüklerinin farkında deiller yada bazı çıkarları için bu durumu pek umursamıyorlar
    _____________________________
    "Umutlarının yarısını bana vericeksin!"
    Umutlarımın bir kısmının ırzına dünya geçti.
    Arta kalan kısmını evlatlıktan reddettim.

    umutlarının yarısını bana vericeksin!
    bende cenete gitsinler diye
    acımasızca şehit düşürüp
    üstünede birde keyif sigarası yakacagım
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kargaşa

    iki tarafada dışardan bakan biri olarak şunu fark ettim inanların hatası inançlarını bilimselleştirmeye çalışmak.bilimsel yollarla kantlabilir olsaydı inanmanın bi anlamı kalmazdı zaten.sürekili bilimselleştirmeye çalışırken gülünç duruma düştüklerinin farkında deiller yada bazı çıkarları için bu durumu pek umursamıyorlar


    Bu çok doğru bir tespit. Gerçekten de inançları kanıtlama gereği duymayı anlamlı bulmuyorum. İnanılıyorsa zaten inanılıyordur ve bu inancın verdiği özgüvenle hayata çok daha olgun yaklaşılabiliyordur.
    _____________________________
  • quote:

    bazı çıkarları için bu durumu pek umursamıyorlar


    Ne gibi bir çıkar söz konusu acaba (forumlardaki arkadaşlar için yani) ? Konunun saptırlması, mesela yeşil sermayeye çekilip uzatılması sizi haklı kılmaz. Çünkü dinle beraber


    quote:

    bilimi tesadüflere bel baglamakla itham etmek gülünç deilmi .bu işin size tesadüfi gelmesinin sebebi uzun zamanlı olmasını göze almamamız galiba.matrayelsit deilim bilimi savunmam ama en azından bilimin neyi savundugunu biliyorum.bence bilimi eleştirmeden önce ögrenilmeli


    Tesadüf ; hem (+) olumlu, hem (-) olumsuz yönde eşit miktarda ve oranda gerçekleşmelidir. Tesadüfün anlamı budur. Zaman aralığının uzaması veya kısalması tesadüflere olumlu anlamda bir katkı sağlamaz.

    Eğer tek yönlü (doğrudan bir eser-canlı oluşturmak üzere) yani sürekli olumlu, (+) yönde gelişen olaylardan bahsediyorsak, buna artık TESADÜF denemez.
    _____________________________
    "Bazen herkesi kandırabilirsiniz, bazılarını her zaman kandırabilirsiniz, ama her zaman herkesi kandıramazsınız."




  • quote:

    Orjinalden alıntı: phizikci

    Tesadüf ; hem (+) olumlu, hem (-) olumsuz yönde eşit miktarda ve oranda gerçekleşmelidir. Tesadüfün anlamı budur. Zaman aralığının uzaması veya kısalması tesadüflere olumlu anlamda bir katkı sağlamaz.

    Eğer tek yönlü (doğrudan bir eser-canlı oluşturmak üzere) yani sürekli olumlu, (+) yönde gelişen olaylardan bahsediyorsak, buna artık TESADÜF denemez.



    Evrim konusunda belirttiğim son konuda bundan bahseden bir alıntı yaptım PBS'den. Tekrar edeyim: bence sorun "tesadüf kavramından" ne anladığımızın açık olmamasından kaynaklanıyor. Ayrıca zaten evrim konusu varken, burada evrimle ilgili birşey yazmanın da çok anlamı yok (konu evrime kayarsa nasıl olsa kısa bir süre içinde kilitlenir).
    _____________________________




  • bu inanma, inandırma olayı yandaş toplamak gibi bi şey.
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mfiz

    quote:

    Orjinalden alıntı: kargaşa

    iki tarafada dışardan bakan biri olarak şunu fark ettim inanların hatası inançlarını bilimselleştirmeye çalışmak.bilimsel yollarla kantlabilir olsaydı inanmanın bi anlamı kalmazdı zaten.sürekili bilimselleştirmeye çalışırken gülünç duruma düştüklerinin farkında deiller yada bazı çıkarları için bu durumu pek umursamıyorlar


    Bu çok doğru bir tespit. Gerçekten de inançları kanıtlama gereği duymayı anlamlı bulmuyorum. İnanılıyorsa zaten inanılıyordur ve bu inancın verdiği özgüvenle hayata çok daha olgun yaklaşılabiliyordur.


    Aslında bunu yapan insanların kendi içlerinde bir ihtiyaç hissettiklerini düşünmüşümdür hep. Bu ihtiyacın, doğaüstü kavramlara olan inancına destek görmek, bazen bilimden faydalanarak kendi inancının doğruluğunu tasdik ettirmek ve bu konuda daha rahatlamış olmaya çalışmak olduğunu düşünüyorum. Tabii ki bu bütün inananları kapsamıyor.
    _____________________________




  • Bence kavramları,açıklamaya çalıştığımız,tartıştığımız şeyleri doğru bir şeklide yerliyerine koyamıyoruz.
    Bütün süregelen tartışmalar bundan kaynaklanıyor gibi geliyor bana,ben evrimi farklı algılıyorum,ali mehmet evrimi daha farklı algılıyor,ben bilim olarak gözlemlemeye çalışıyorum,ali mehmet inancı doğrultusunda konuya yaklaşım getirmeye çalşıyor.
    Şu bir gerçek ki,evrim-bilim tartışmaların da iki düzlem var,evrim ve bilimi örnek veriyorum,çünkü hemen hemen bütün tartışılan konuların niteliği bu düzlemde ve sonunda kitlenmesi bile bu yüzden gerçekleşiyor,
    Biri bilim düzleminde yapılan tartışmalar.Ha biz bunu burda yapabiliyormuyuz,hayır yapamıyoruz,çünkü evrimi temel bir bakış açısıyla benimseyen bilim adamları,evrimin mekanizmalarını bulmaya,açıklamaya,daha derinden kavramaya çalışıyorlarken,yeni bulguları değerlendirmek,ortaya tezler atmak ve sunmak,kuramlar geliştirmek,ve tartışmak durumundalar.
    Bu bilimin yolu,ama bizlerin burda böyle bir yolu seçip uyguluyor olabilmemiz,hem tartıştığımız konularda yeterli bilgi ve donanıma sahip olmamaız,hem de yeterli derecede bilimsel kaynak gösterebilmemiz,tartışmaları kısır döngü ve mahalle kavgasından çıkarmak adına gerekli gibi görünüyor.

    Gözlem,deney,ve bulguları yorumlamak,daha gelişmiş,daha doğru kurama ulaşmak,bilimin yoludur.
    Bu anlamda aslında mevcut yeterli bilgi ve kaynak da var,işte genetik biliminin ortaya koydukları,ve sunduğu yeni perspektifler,fosilbilim alanında ulaşılan yeni yeni bulgular,bunlar var aslında.
    Ama sorun bilim düzleminda yapılan bu tartışmalarda,evrim kuramı veya evrim perspektifinin tartışılamaz olması gibi geliyor,bu kuram ve perspektif ışığında ancak bilimsel çalışma yapılabilir.Biz bunu istediğimiz tartışa duralım,bu kuram hep inancın ve Tanrının kaşısında alternatif bir yaratım süreci ve gücü gibi algılanacak ve hep aynı kısır döngüsel olayın içine gireceğiz.

    değişimin evrenselliği benimsenmeden,ne biyoloji,ne kimya,ne astronomi,ne de jeoloji yapılabilir,kısaca bilim yapılamaz.Evrim de değişimin tam da bu noktada oturduğu bir kuram olarak karşımız da duruyor,çünkü değişimi,değişmeyi,evrimi,sadelikten kompleklsiğe,çeşitliliğe uzanan bir süreç bu.

    çok basit,aynı ırmakda iki kez yıkanılmaz,değişmeyen tek şey değişimin kendisidir,bunun karşısında ise,
    var olan bütün olgular,doğadaki bütün olgular,bir anda,şimdi oldukları gibi ve mükemmel bir formda ve düzende,yaratılmışsa ve değişmeden günümüze kadar gelmişse,bilim yapmaya da gerek yoktur,olguları bilimin yöntemiyle açıklamaya da gerek yoktur.
    değişimi açıklamak,bilimin yöntemidir,bunu sorgulamak,arştırmakdır,eğer bunu kabul etmek olsaydı,bilim yapmaya da gerek kalırmıydı,değişim yoksa,o zaman açıklanacak bir durum da yok demekdir.bu yolla ancak iman edilir,bilim yapılmaz.
    Mesele bu,ya iman edicez,ya bilim yapıcaz,bilimin yöntemlerini,sorgulamasını ortaya koyacağız.çünkü bilim değişimin,dönüşümün yasalarını bulmak,bunları sürekleleştirmek ise,bizler devamlı aynı sorun ve tartışma odağında kalmaya ve yaşamaya devam edeceğiz demektir.
    _____________________________
    Tanrı karşıma dikilse,bir elimde gerçekler var,diğer elimde gerçeklere götüren yol var dese,gerçekler sende kalsın,bana gerçeklere götüren yolu ver derdim.




  • @rashamon
    iman etmek le bitmez.onunda gelişmesi gerekir,kemale doğru gitmesi gerekir.
    _____________________________
  • @driver,peki sence sorun ne,yani süregiden bu tartışmalarda,tarafların birbirleriyle ne alıp veremediği var,mesele aslında gayet basit değil mi,inanç,
    inanırsın veya inanmazsın.

    Amaç ne,zor olan ne,bir insanın hayatını inandığı gibi yaşaması,bu kadar zor olmamalı bunu anlıyabilmek.
    _____________________________
    Tanrı karşıma dikilse,bir elimde gerçekler var,diğer elimde gerçeklere götüren yol var dese,gerçekler sende kalsın,bana gerçeklere götüren yolu ver derdim.
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.