Şimdi Ara

körelmiş organların sırrı nedir?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
52
Cevap
0
Favori
4.132
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
Öne Çıkar
0 oy
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Tarihi Süreç:

    1893 yılında Alaman anatomist Robert Wiedersheim, 86 maddeden oluşan bir körelmiş organlar listesi hazırlamıştır. Bu tarihten önce de insan vücudunda işlevsiz organlar olduğu düşünülüyordu. Charles Darwin de söz konusu organların evrimsel gelişim süreci içerisinde işlevsiz kalarak köreldiğini söylemiş ve bu organları ortaya attığı Evrim Teorisi'nin kanıtlarından biri olarak görmüştür.Günümüzde bu listelerde yer alan organlardan bazıları bir tartışma konusu olmaktan çıkmıştır. Mesela hipofiz, tiroid ve timus bezlerinin görevleri kesin olarak anlaşılmış durumdadır. Listede yer alan diğer organlar hakkında da 100 yıl öncesine göre çok daha fazla bilgiye sahibiz. Ancak bazı insanlar, 100 yıldır süregelen tüm bilimsel çalışmaları görmezliğe gelerek, 100 yıl öncesinin iddialarını hiç değiştirmeksizin günümüze taşımaya çalışmaktadır.Şimdi tartışma konusu yapılan organları sırasıyla inceleyelim:

    Apandis:

    Histolojik yapısı incelendiğinde ihtiva ettiği bol miktardaki lenf nodülleri hemen dikkati çekmektedir.
    Son derece zengin bir kanlanmaya da sahip olan bu organın, "barsak-ilişkili lenfoid doku sistemi(GALT)"nin bir elemanı olarak işlev gördüğü anlaşılmıştır. Son çalışmalar apandisin aynı zamanda hormonal bir merkez olduğunu ve barsak homeostazının sağlanmasına da katkı sağladığını ortaya koymuştur. Apandisin ameliyatla çıkarıldığı durumlarda bazı hastalıkların görülme riskinin arttığı konusunda da son 40 yıla ait pek çok yayımlanmış bilimsel makale mevcuttur. Ancak henüz bu konuda genel bir mutabakata varılabilmiş değildir.

    Kuyruk Sokumu Kemiği:

    Pelvis tabanının sağlam bir şekilde döşenebilmesi için ilgili kasların orta hatta tutunabileceği
    bir kemiğe ihtiyaç olduğu açıktır. Ayrıca bu kemik sabit bir destek noktası teşkil ederek fekal kontinansın
    sağlanmasına da katkıda bulunmaktadır. Sıkça iddia edildiği gibi bazı insanların kuyruklu doğduğu da doğru değildir.Kemik ve kıkırdak gibi temel kuyruk elemanlarından yoksun olan söz konusu yapı, çok nadir görülen bir doğumsal anomalidir.

    Vücut Kılları:

    Başımızı soğuktan ve güneş ışınlarından koruyan saçlar, terin göze inmesini engelleyen kaşlar,
    göze gelen bir travmayı önceden fark ederek göz kapaklarını kapatan refleks mekanizmayı başlatan kirpikler, yabancı partiküller için bir filtre görevi gören burun ve kulak kılları vücudumuzdaki özelleşmiş kıllardır. Cinsel kimliğin kazanılmasında ve kişiliğin gelişiminde önemli rol oynayan seksüel kıllar da vardır. Ayrıca tüm vücuda yayılmış vücut kılları, köklerini saran zengin sinir ağı sayesinde bir dokunma reseptörü olarak görev yapmakta ve cisimlerin vücutla ilk temasını ve hareketini saptamaktadır.

    Köpek Dişleri:

    Ağzımızdaki dişlerin şekilleri ve yüzey özellikleri yapacakları göreve en uygun bir biçimde tasarlanmıştır.
    Kesici dişer, düz ve keskin yüzeyleriyle adeta makasın iki ağzı gibi davranarak besinleri keser. Sivri yüzeyli olan köpek dişeri, sert gıdaların parçalanmasında görev alır. Girintili-çıkıntılı geniş yüzeyleriyle azı dişleri de besinleri öğütür.

    Kulak Kası:

    Sesin hangi yönden geldiğinin belirlenmesinde kulak kepçesinin özel şeklinin de rolü vardır. Bu şeklin
    oluşmasında ve korunmasında kulağın iç ve dış kasları rol almaktadır.

    Yirmi Yaş Dişleri:

    Erişkin insanların pek çoğunda çeneler yeterli büyüklüğe ulaşamadığından, yirmilik dişlerin çıkmasında
    problemler yaşanmaktadır. Çenelerin yeterli büyüklüğe ulaşamamasının nedeni, yumuşatılmış besinlerin beslenmedeki oranının artması ve bu nedenle çenelerin daha az kullanıldığı bir beslenme alışkanlığının benimsenmiş olmasıdır. Bu çevresel bir etkidir ve genetik bir farklılaşma olmadığına göre evrimle bir ilişkisi de yoktur.

    Plica Semilunaris (Gözdeki Yarımay Çıkıntısı):

    Konjonktivanın katlanmasıyla oluşan bu yapının, ihtiva ettiği lenfoid doku ve sekretuar(salgı yapıcı) elemanlar sayesinde gözün korunmasında özel bir öneme sahip olduğu anlaşılmıştır. Gözün mediyalinde yerleşmiş olması da bu açıdan bakıldığında amaca uygundur.


    Köprücük Kası (M.subclavius):

    Bu kas, köprücük kemiği ve ilk kaburga arasında yerleşmiş olup, buradan geçen damar-sinir paketini
    korumaktadır.

    Dizkapağı Kemiği (Patella):

    Bu kemik dört başlı uyluk kasının kaval kemiğine yapıştığı yerdeki açıyı artırarak, ilgili kasın
    döndürücü etkisini artırmakta ve kirişin ekleme sürtünmesini de önlemektedir.


    Plantaris Kası:

    Uzun tendonu ve kas iğciklerinden zengin gövdesiyle proprioseptif duyunun sağlanmasında görev almakta ve gastrokinemus kasıyla koordineli çalışarak bacak hareketlerinin düzenli ve amaca uygun bir biçimde gerçekleştirilebilmesine yardımcı olmaktadır.

    Paranazal Sinüsler:

    Temel görevleri, sürekli ve belli bir yönde hareket eden mukozal salgılar üreterek solunum havasını
    temizlemek, nemlendirmek ve ısıtmaktır. Ayrıca bu boşluklar organizmaya başka avantajlar da sağlamaktadır.

    Avuçiçi Kası (M.palmaris longus):

    Bu kas, deri altı yağ dokusunu derin fasya ile birbirine bağlayarak avuçiçinde güçlü bir aponevroz teşkil eder.

    Palmaris Brevis Kası:

    El hareketlerinde herhangi bir işlevi yoktur ama hipotenar kabartıyı belirginleştirerek ve bu bölgedeki deriyi de kırıştırarak elin kavrama yeteneğini artırır.

    Beşinci Ayak Parmağı:

    Ayaklarımız üzerinde durduğumuzda yükün önemli bir kısmı baş parmaklarımızca karşılanır ve
    diğer parmakların fazlaca bir önemi yoktur. Ancak yürümeye başladığımızda, bir ayağımızı yerden kaldırmamızla birlikte yükün tamamı yerdeki diğer ayağın üzerine biner. Bu sırada vücut ilave yükü karşılamak için bazı pozisyon değişikliklerine gider. Bunlardan biri de yerdeki ayağı inversiyona getirerek yükü dış kısımlara doğru yaymaktır. İşte serçe parmaklarımız, hareketler sırasında ayağın dış kısmına binen ilave yükleri karşılayabilecek bir tasarıma sahiptir.

    Vomeronazal Organ:

    Yakın zamana değin, fetusta belirdiği fakat daha sonra ortadan kalktığı zannediliyordu. Ancak
    son yıllardaki bilimsel çalışmalar erişkin insanlarda da bu yapının varlığını ve işler halde olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu organın anne ve bebek arasındaki duygusal bağlantıdan cinsel tercihlere kadar pek çok olayı bilincimiz dışında fakat çok kuvvetli bir biçimde yönlendirdiği tahmin edilmektedir.

    Sünnet Derisi (Prepusyum):

    Sünnet derisi buraya kadar saydığımız yapılardan daha farklı bir konumdadır. Çünkü bu
    yapının varlığı erkekte üriner enfeksiyonların, cinsel yolla bulaşan hastalıkların ve penis kanserinin görülme riskini önemli ölçüde artırmakta ve bu yapıyı taşıyan erkeklerin eşlerinde de serviks kanseri daha sık görülmektedir. Hayata sünnet derisiyle devam etmenin sakıncalı olduğu açıktır ancak yine de hayata sünnet derisiyle gelmenin bazı faydaları olabilir. Mesela bu yapı ürettiği yağdan zengin bir madde sayesinde penis başını anne rahmindeki sıvı ortama karşı kimyasal olarak koruyor ve mekanik olarak da bir ambalaj teşkil ediyor olabilir. Bu mekanik koruyuculuk belki de erken bebeklik döneminde de devam ettiği söylenmektedir. Sünnet olmak, tırnak kesmek ve traş olmak gibi dış müdahaleye ihtiyaç duyan nadir bedensel özelliklerimizden biridir.

    Transvers Torasik Kaslar:

    Ekspiratuar fonksiyonlarının yanı sıra, sternumun stabilitesinin sağlanmasında da işlev görmektedirler.

    Erkek Memeleri:

    Sadece kadınlarda işlev görseler bile, memelerin erkeklerde de bulunması genetik bir zorunluluktur. Çünkü
    otozomal genler hem erkek hem de kadınlarda aynıdır.



    YORUMLARINIZI BEKLİYORUM........







  • Burada kendi ağzınızla evrime deliller göstermiş oldunuz. Körelmekte olan organlara son ana kadar "zorlama ile " fonksiyon yükleyebilirsiniz. İşin gerçeği bu organların çoğu ameliyatla çıkarılarak kişi hiç bir eksiklik duymadan normal bir hayat sürebilmektedir.

    Burada kulak kasından bahsedilmiş. Çok ilginç bir durum var. Bakınız kulak kası hakkında ne yazılmış.

    quote:

    Sesin hangi yönden geldiğinin belirlenmesinde kulak kepçesinin özel şeklinin de rolü vardır. Bu şeklin
    oluşmasında ve korunmasında kulağın iç ve dış kasları rol almaktadır.


    Burada muhtemelen çeviri ve algılama hatası yüzünden düşülen ilginç bir durum var. Sesin hangi yönden geldiğini sabit kulak ile belirleyemezsiniz. Kulak kepçesinin hareket etmesi gerekir. Kulak kepçesinin şeklini veren ise kıkırdak dokudur, kaslar değildir. Nitekim bir memeli hayvanı mesela köpeği izlerseniz sesin yönünü belirlemek için kulaklarını hereket ettirdiğini görürsünüz. Olayın iç yüzü için şu linke bir göz atın.

     körelmiş organların sırrı nedir?


    http://en.wikipedia.org/wiki/Auriculares_muscles

    In other animals these muscles serve to swivel the auricula to point in the direction of interesting sounds; in humans all they can manage is a feeble wiggle.

    Kısaca diyor ki "Bu kaslar hayvanlarda sesin yönünü belirlemek için kulak kepçesini döndürmeye yarar, insanlar ise kulak oynatma hareketi yapabilirler."

    Kulaklarını oynatan insanlara dikkat etmişsinzdir. Aslında kaslar aynı kaslar, hereket aynı hareket. Hayvanat bahçesinde bir maymunu izleme imkanınız olursa onun da küçük hareketler ile kulaklarını oynattığını farkedebilirsiniz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaotika -- 1 Ocak 2007; 0:52:41 >
    _____________________________




  • Körelmiş organların kıyıda köşede kalan fonksiyonları sıralandıktan sonra kenu "sünnet derisi" olunca her nedense birden söylem değiştirilmiş.

    Sünnet Derisi (Prepusyum):

    quote:

    Sünnet derisi buraya kadar saydığımız yapılardan daha farklı bir konumdadır. Çünkü bu
    yapının varlığı erkekte üriner enfeksiyonların, cinsel yolla bulaşan hastalıkların ve penis kanserinin görülme riskini önemli ölçüde artırmakta ve bu yapıyı taşıyan erkeklerin eşlerinde de serviks kanseri daha sık görülmektedir. Hayata sünnet derisiyle devam etmenin sakıncalı olduğu açıktır ancak yine de hayata sünnet derisiyle gelmenin bazı faydaları olabilir. Mesela bu yapı ürettiği yağdan zengin bir madde sayesinde penis başını anne rahmindeki sıvı ortama karşı kimyasal olarak koruyor ve mekanik olarak da bir ambalaj teşkil ediyor olabilir. Bu mekanik koruyuculuk belki de erken bebeklik döneminde de devam ettiği söylenmektedir. Sünnet olmak, tırnak kesmek ve traş olmak gibi dış müdahaleye ihtiyaç duyan nadir bedensel özelliklerimizden biridir.


    Oysa sünnet olmanın zararları hakkında bir çok araştırma var. Bunların başında cinsel hazzı azaltması geliyor. Eğer dinde "sünnet olmak günah" olsa idi muhtemelen sünnet derisinin yararlı bir şey olduğu savunulacaktı. Ama ne denmiş:

    quote:

    Sünnet olmak, tırnak kesmek ve traş olmak gibi dış müdahaleye ihtiyaç duyan nadir bedensel özelliklerimizden biridir.


    İnsanda geri gelmemek üzere bir dokunun çıkarılması şeklindeki kanamalı, dikişli bir ameliyat her nasılsa tırnak kesmek ve traş olmak ile aynı kefeye konmuş, ilginç.

    Ayrıca apandis denen doku da enfeksiyon sonucu büyük dertlere hatta kansere sebep olabildiği için, risk almamak adına en ufak bir şikayette ameliyat ile çıkarılır, oysa buna hiç değinilmemiş.
    _____________________________




  • O ZAMAN TEK BÖBREKLE YAŞAYAN İNSANLARDA EVRİMİN EN BÜYÜK DELİLİ OLMASI GEREK...insan vucudunda fazlalık yoktur.örnek olarak şaçlarımızın pek bi işlevi yoktur ama kimse kel kalmak istemez...
  • Tek böbrekle yaşayan insanların neler çektiğini biliyor musun ?
    _____________________________
  • bide evrim neden haala sürmüyo?? gelişim denen süreç sonsuz olmalı bu tezde



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Chayen -- 1 Ocak 2007; 17:35:06 >
    _____________________________
    çöşş

    ***Linux sx1 gelişiiirr......................................................................................................................................gelişiiirrrr***
  • quote:

    Orjinalden alıntı: fuzbing

    Tek böbrekle yaşayan insanların neler çektiğini biliyor musun ?

    sonuçda bişekilde hayatta kalabiliyorlar benim demek istedigim insanın her organı işe yarar ama cift olanlarından bitanesi olmazsa hayatta kalınabilir ama tam verim alınamaz örnek bi gözüm kör olsa yine görürüm ama bu bana yetmez ....
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    İnsanda kılın amacı?
    21 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Chayen

    peki evrim neden haala sürmüyo?? gelişim denen süreç sonsuz olmalı bu tezde



    zaten evrimcilere göre bu süreç devam etmekte....yani bu bi açmaz ne yok edilebiir nede ispatlanabilir .
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Chayen

    bide evrim neden haala sürmüyo?? gelişim denen süreç sonsuz olmalı bu tezde

    evrim gecirmek senin belli bir sürecten geçip gelişmende
    uyanıp dünyayı tanıyıp acıyla kırbaclanıp sevgiyle okşayıp herşeyin farkına varıp beyninde büyük bir patlama yapma sonucunda evrim gecirirsin
    _____________________________
    Ben Rüzgar; Özgür,Neşeli,Aşık...
    "Bir filozofun eserinin düşünceleri, bir ressamın eserinin tabloları olması gibi bir bilgenin eseri de hayatıdır..."
  • korelmiş organ ne demek yaff
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Körelmiş organların kıyıda köşede kalan fonksiyonları sıralandıktan sonra kenu "sünnet derisi" olunca her nedense birden söylem değiştirilmiş.


    Sünnet derisi adı üstünde sünnet olarak geliyor. Dini farziyeti yok. Ayrıca bu dediğin gibi faydası cinsel organda sürtünmeyi azaltarak hissi korumak.
    Ama diğer konuya gelince yani apandist e sanırım bu konuda fazla bilgin yok. İşte sana faydalarını anlatan bir alıntı...

    Apendiks’in Önemli İşlevleri

    Evrimciler, kalın bağırsağın başlangıcında bulunan apandiksi işlevsiz bir organ olarak göstermektedirler. Nitekim bu doku, eskiden beridir en ünlü "körelmiş organ" iddiasıdır. Oysa bu yargının sadece bilgisizlikten doğduğu anlaşılmış durumdadır. Apendiksin bazı insanlarda iltihaplanıp tehlikeli hale gelebildiği doğrudur; ama bu dokunun sağlıklı insanların tümünde önemli işlevleri vardır.

    Bu gerçek, bilimsel bir makalede, çeşitli temel anatomi kaynakları referans verilerek şöyle açıklanıyor:

    "Apendiksin mikroskobik düzeyde incelenmesi, bunun oldukça önemli oranda lenf dokusu içerdiğini göstermektedir. Benzer lenf dokusu birikimleri (ki bunlara GALT, yani sindirim sistemiyle ilişkili lenf dokuları denir) bağırsak sisteminin diğer alanlarında da görülür. Bunlar, vücudun yutulan maddelerdeki yabancı antijenleri tanıma yeteneğiyle ilgilidirler. Benim kendi araştırmam, özellikle, bağırsağın bağışıklık fonksiyonları üzerine yoğunlaşmıştır.


    Tavşanlarda yapılan deneyler yeni doğan bireylerde apendiksin ameliyat edilmesinin mukozal bağışıklık gelişimine zarar verdiğini göstermiştir. Tavşan apendiksi üzerine yapılan morfolojik ve fonksiyonel çalışmalar ise, apendiksin, memelilerdeki hava keseciklerine denk olduğunu göstermektedir. Bu kesecikler, kuşlardaki sıvısal bağışıklığın gelişiminde kritik bir rol oynamaktadır.


    Tavşan ve insan apendiksinin mikroskobik ve mikrobağışıksal benzerlikleri, insandaki apendiksin tavşandakine benzer bir görevi olduğunu göstermektedir. İnsan apendiksi özelikle yaşamın erken dönemlerinde çok önemlidir, çünkü doğumdan kısa bir süre sonra büyük gelişim geçirmekte, sonra yaş ilerledikçe gerilemektedir, ta ki sindirim sistemi organlarına, ince bağırsaktaki Peyer plakları gibi diğer bazı kısımlarına benzeyene kadar. Bu yeni çalışmalar, insan apandiksinin, bir zamanlar iddia edildiği gibi zamanla küçülmüş ve faydasını kaybetmiş bir organ olmadığını göstermektedir."
    www.geocities.com/CapeCanaveral/Lab/6562/evolution/designgonebad.html



    Tüm zamanların en ünlü "körelmiş organı" olan apendiksin körelmiş sanılmasının nedeni, Darwin ve taraftarlarının dönemin ilkel bilim düzeyine dayanan dogmatizmleriydi. Dönemin ilkel mikroskopları altında apendiksin lenf dokusu gözükmüyordu; onlar da yapısını anlayamadıkları dokuyu kendi teorileri gereğince "fonksiyonsuz" saymışlar ve körelmiş organlar listesine dahil etmişlerdi.

    Aynı durum, diğer sözde körelmiş organlar için de geçerlidir.

    Daha farklı bilgiler istersen sana bir adres haa burada tüm alıntıların da kaynağı var ve kaynaklarda adı geçen herkes bu konuda dünya çapında sağlam ve uzamn şahısların görüşleri. Yani bir sitede birisi tarafından yazılmıış yazılar değil anlayacağın.
    http://www.netcevap.org/propaganda_korelmisorgan.html
    _____________________________




  • quote:

    Orjinalden alıntı: baar555

    O ZAMAN TEK BÖBREKLE YAŞAYAN İNSANLARDA EVRİMİN EN BÜYÜK DELİLİ OLMASI GEREK...insan vucudunda fazlalık yoktur.örnek olarak şaçlarımızın pek bi işlevi yoktur ama kimse kel kalmak istemez...

    arkadaşım mesela saçlar diyorsun. Saçların çok fazla işlevi olabilir. Mesela gözde kirpiklerin görevi gibi. Ama saçlarla ilgili en basit fayda şudur:

    Vücut Tüyleri ve Erector Pili Kasları:

    Tüylerin tehlike anlarında gerilmesini sağlayan erector pili kaslarının ise, saçların sağlıklı bir şekilde kalmasında önemli bir rol oynadıkları keşfedilmiştir. Saç dökülmesi konusunda önemli bir uzman olan John P. Cole, saçları dökülen insanlarda erector pili kasının zayıflamasına rastlandığını gösteren çalışmalar yapmıştır.(viii) Yani bu kas, sağlıklı saçlar için gereklidir.

    Yani gereksiz ve fazladan bir uzuv yoktur. Belki biz tam anlamıyla işlevini kavrayamıyoruzdur.
    Saygılarımla
    _____________________________




  • @Bbeyi ;

    Yukarıda yapıştırmış olduğun yazının (netcevap bilmem ne) bilimsel kaynaklarla kanıtlamanı istiyorum. (Harun Yahya sitelerinden değil, herhangi bir üniversite sitesi olabilir veya dünyaca kabul görmüş tıp sitelerinden biri olabilir.)

    @baar555 ;
    "Tek böbreğin evrime örnek olması gerek" lafı senden çıktı daha sonrada "sonuçta bir şekilde hayatta kalabilirler" diyorsun. Sence evrimin amacı ne? Veya körelmiş organlar zarar vücuda zarar mı veriyor?
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: fuzbing

    @Bbeyi ;

    Yukarıda yapıştırmış olduğun yazının (netcevap bilmem ne) bilimsel kaynaklarla kanıtlamanı istiyorum. (Harun Yahya sitelerinden değil, herhangi bir üniversite sitesi olabilir veya dünyaca kabul görmüş tıp sitelerinden biri olabilir.)
    i.

    Charles Darwin, The Origin of Species, III. ed. Chapter 13: Mutual Affinities of Organic Beings: Morphology: Embryology: Rudimentary Organs
    ii. S. R. Scadding, "Do 'Vestigial Organs' Provide Evidence for Evolution?", Evolutionary Theory, Cilt 5, Mayıs 1981, s. 173
    iii.www.geocities.com/CapeCanaveral/Lab/6562/evolution/designgonebad.html
    iv. Leonard M.S., 1992. Removing third molars: a review for the general practitioner. Journal of the American Dental Association, 123(2):77-82
    v. M. Leff, 1993. Hold on to your wisdom teeth. Consumer reports on Health, 5(8):4-85.
    vi. Daily.T 1996. Third molar prophylactic extraction: A review and analysis of the literature. General Dentistry, 44(4):310-320
    vii. " Evidence of Comparative Structure and Function",http://www.ibri.org/Books/Pun_Evolution/Chapter2/2.5.htm#6.
    viii.http://www.hairlosshelp.com/forums/messageview.cfm?catid=32&threadid=32851
    ix. Gray's Anatomy of the Human Body, 20th edition, 2000.
    x. Gray's Anatomy of the Human Body, 20th edition, 2000.

    Herbirinin alınntısı burada istersen sana orjinal metinleri veya kitapları da bulup yollayabilirim. zaten bu yazıya ve içeriğine yani koyduğu kanıtlara yanlış olduığu için gelen bir yanlışlamaya herhangi bir sitede rastlamadım.
    Buyur bulursan veya yanlışlarsan bana da bildir. ben tekrar gözden geçiriirm.
    _____________________________




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Bbeyi

    quote:

    Orjinalden alıntı: fuzbing

    @Bbeyi ;

    Yukarıda yapıştırmış olduğun yazının (netcevap bilmem ne) bilimsel kaynaklarla kanıtlamanı istiyorum. (Harun Yahya sitelerinden değil, herhangi bir üniversite sitesi olabilir veya dünyaca kabul görmüş tıp sitelerinden biri olabilir.)
    i.

    Charles Darwin, The Origin of Species, III. ed. Chapter 13: Mutual Affinities of Organic Beings: Morphology: Embryology: Rudimentary Organs
    ii. S. R. Scadding, "Do 'Vestigial Organs' Provide Evidence for Evolution?", Evolutionary Theory, Cilt 5, Mayıs 1981, s. 173
    iii.www.geocities.com/CapeCanaveral/Lab/6562/evolution/designgonebad.html
    iv. Leonard M.S., 1992. Removing third molars: a review for the general practitioner. Journal of the American Dental Association, 123(2):77-82
    v. M. Leff, 1993. Hold on to your wisdom teeth. Consumer reports on Health, 5(8):4-85.
    vi. Daily.T 1996. Third molar prophylactic extraction: A review and analysis of the literature. General Dentistry, 44(4):310-320
    vii. " Evidence of Comparative Structure and Function",http://www.ibri.org/Books/Pun_Evolution/Chapter2/2.5.htm#6.
    viii.http://www.hairlosshelp.com/forums/messageview.cfm?catid=32&threadid=32851
    ix. Gray's Anatomy of the Human Body, 20th edition, 2000.
    x. Gray's Anatomy of the Human Body, 20th edition, 2000.

    Herbirinin alınntısı burada istersen sana orjinal metinleri veya kitapları da bulup yollayabilirim. zaten bu yazıya ve içeriğine yani koyduğu kanıtlara yanlış olduığu için gelen bir yanlışlamaya herhangi bir sitede rastlamadım.
    Buyur bulursan veya yanlışlarsan bana da bildir. ben tekrar gözden geçiriirm.



    iii. şıkkı oku. Yeterli mi?
    _____________________________




  • Ben bilimsel bir kaynak göster diyorum sen bana o yazının en altında yazan şeyi kopyalıyorsun.

    Eğer yukarıda yazılan yazı hakkında en ufak bir bilgin varsa bana bunu harun yahya kaynaklı olmayan bir siteden kanıtla. Binlerce üniversite sitesi var, yüzlerce bu konuyla ilgili site var çıkar bir tanesinde göster bunları.

    Veya daha net söyleyeyim bana sonu .edu ile biten bir siteden kaynak göster.

    http://www.nyu.edu/projects/fitch/courses/evolution/html/rudimentary_organs.html
    http://arnica.csustan.edu/biol3020/anatomy/anatomy.htm
    http://www.britannica.com/eb/article-49848/evolution

    Bunlar gibi. Bu arada yeni dikkat ettim, kopyala yapıştır yaptığınız kaynak daha Appendix'in Türkçe'sini bilmiyor. Apendiks yazmış.

    Appendix'in Türkçe'si Apendis ya da Ek bağırsaktır. Birde böyle insanlar kalkıp sizi kandırıyor sizde inanıyorsunuz helal olsun ne diyim.
    _____________________________




  • Bakın şimdi, sizin bir yerden al yapıştır diye isimlendiğiniz siteler sürekli göz önünde olan siteler ama buradakikaynaklar asla yalanlanamamıştır. Zaten bu olsa şu ana kadar dilinize dolardınız ya neyse. Şimdi o sitenin verdiği kaynaüı açsaydınız ve okuma zahmetini gösterseydiniz bu soruyu bana sorma ihtiyazcı duymazdınız ama neyse ben size yardım edeyim.
    O sitede alıntı yapılan kiş Dr. Moore diye bir bilim adamı. Şimdi bana nerede .edu lu site diyeceksiniz. Ama illede bunu vermek zorunda değili mki zira tğm bilim adamları ünivaersitelerde görev yapmıyorlar aynen sn. Moore da olduğu gibi. Kim diye merak ettiyseniz size cevabı:


    Dr. Moore was a former President of the Canadian Association of Anatomists, and of the American Association of Clinical Anatomists. He was honoured by the Canadian Association of Anatomists with the prestigious J.C.B. Grant Award and in 1994 he received the Honoured Member Award of the American Association of Clinical Anatomists "for outstanding contributions to the field of clinical anatomy."


    "For the past three years, I have worked with the Embryology Committee of King cAbdulazîz University in Jeddah, Saudi Arabia, helping them to interpret the many statements in the Qur'ân and Sunnah referring to human reproduction and prenatal development. At first I was astonished by the accuracy of the statements that were recorded in the 7th century AD, before the science of embryology was established. Although I was aware of the glorious history of Muslim scientists in the 10th century AD, and some of their contributions to Medicine, I knew nothing about the religious facts and beliefs contained in the Qur'ân and Sunnah."[2]

    At a conference in Cairo he presented a research paper and stated:

    "It has been a great pleasure for me to help clarify statements in the Qur'ân about human development. It is clear to me that these statements must have come to Muhammad from God, or Allah, because most of this knowledge was not discovered until many centuries later. This proves to me that Muhammad must have been a messenger of God, or Allah." [1]

    Professor Moore also stated that:

    "...Because the staging of human embryos is complex, owing to the continuous process of change during development, it is proposed that a new system of classification could be developed using the terms mentioned in the Qur'ân and Sunnah. The proposed system is simple, comprehensive, and conforms with present embryological knowledge.

    "The intensive studies of the Qur'ân and Hadîth in the last four years have revealed a system of classifying human embryos that is amazing since it was recorded in the seventh century A.D... the descriptions in the Qur'ân cannot be based on scientific knowledge in the seventh century..."

    ABOUT THE AUTHOR

    Professor Emeritus, Department of Anatomy and Cell Biology, University of Toronto. Distinguished embryologist and the author of several medical textbooks, including Clinically Oriented Anatomy (3rd Edition) and The Developing Human (5th Edition, with T.V.N. Persaud).

    Anladınız mı kim olduğunu bu ifadeleri kullanan Prof Dr. Moore un? Yeterli mi? baylar cesur ve dürüst olun. Bilipte bilmemezlikten geliyorsunuz! Bir adresin üzerine tıklayıp ne dediğini okuyun, daha sonra AOl de YAhoo da veya Google da bu adam kimmiş diye bir araştırn. bu adamla ilgil 40 tan fazla bilgi çıkıyor.

    Başka isteğiniz varmı? Sağolsun Harun Yahya tüm bu kaynakları toplayıp çok net bir site oluşturmuş ta bizi fazla uğraştırmıyor. şu ana kadar yüzümü kara çıkarmadılar ne dedilerse doğru çıktıda.

    Saygılarımla
    _____________________________




  • http://www.articlesfactory.com/search/creation+islam/

    İstersen bir dakikalık araştırma ile internette bulursun ama senden beklemediğim için ben sana adreside vereyim. Bunuda beğenmezsin ya neyse. İstersen o kurumların internet sitelerine girde gerçekten almışmı almamışmı burada bahsedilen onur ödüllerini bir araştır. Bu kadarda "lokma piş ağzıma düş"çü olma lütfen. Hazıra dağ dayanmaz da birazda araştırmacı ol lütfen. hani şu bizim YÖK.ü Prof. lar varya aşırtmacı , öğrencilerinden araştırmalarını isteyip, sonra yine dönem ödevi olarak bunların tercümelerini öğrencilerine yaptırıp sonrada bu tercümeleri Doç ve ya Prof luk çalışmalarında veya kitaplarında aynen kullanarak referans göstermeksizin kendi yazısı imiş gibi kullanan ve bizleri dünya ya rezil edenler varya aman böyle olma. Hem kendinaraştır hemde bu kaynaklarını bizimlede paylaş. Lütfeeennnn bizi kaynaklarından mahrum etme.
    _____________________________




  • Ben ne yazarsam yazayım siz hala anlamayacaksınız. O yüzden ilk yazıyı tek tek inceliyorum,

    quote:

    Apendiksin bazı insanlarda iltihaplanıp tehlikeli hale gelebildiği doğrudur; ama bu dokunun sağlıklı insanların tümünde önemli işlevleri vardır.

    İlk cümle zaten yazının nasıl uydurulma olduğunu gösteriliyor neyse bakalım önemli işlevlere.

    quote:

    "Apendiksin mikroskobik düzeyde incelenmesi, bunun oldukça önemli oranda lenf dokusu içerdiğini göstermektedir. Benzer lenf dokusu birikimleri (ki bunlara GALT, yani sindirim sistemiyle ilişkili lenf dokuları denir) bağırsak sisteminin diğer alanlarında da görülür. Bunlar, vücudun yutulan maddelerdeki yabancı antijenleri tanıma yeteneğiyle ilgilidirler. Benim kendi araştırmam, özellikle, bağırsağın bağışıklık fonksiyonları üzerine yoğunlaşmıştır.

    Lenf dokusunun bu özelliğinin olması bunun apendisin vücuda getirdiği bir özellik olduğu söylenemez. Bunun için bana bir bilimsel kaynak göstermeniz lazım zaten harun yahyanın yazdıklarının yarısı uydurma.

    quote:

    Tavşanlarda yapılan deneyler yeni doğan bireylerde apendiksin ameliyat edilmesinin mukozal bağışıklık gelişimine zarar verdiğini göstermiştir. Tavşan apendiksi üzerine yapılan morfolojik ve fonksiyonel çalışmalar ise, apendiksin, memelilerdeki hava keseciklerine denk olduğunu göstermektedir. Bu kesecikler, kuşlardaki sıvısal bağışıklığın gelişiminde kritik bir rol oynamaktadır.

    Sanıyorum ki biz insan apandisiyle ilgileniyoruz. Kuşların doktora gidip apandisimden şikayetçiyim aldıralım diyeceğini zannetmiyorum.

    quote:

    Tavşan ve insan apendiksinin mikroskobik ve mikrobağışıksal benzerlikleri, insandaki apendiksin tavşandakine benzer bir görevi olduğunu göstermektedir.

    sadece komik tavşanla insanın sindirim sistemini karşılaştırabiliyorlar.

    quote:

    Tüm zamanların en ünlü "körelmiş organı" olan apendiksin körelmiş sanılmasının nedeni, Darwin ve taraftarlarının dönemin ilkel bilim düzeyine dayanan dogmatizmleriydi. Dönemin ilkel mikroskopları altında apendiksin lenf dokusu gözükmüyordu; onlar da yapısını anlayamadıkları dokuyu kendi teorileri gereğince "fonksiyonsuz" saymışlar ve körelmiş organlar listesine dahil etmişlerdi.

    Doğmayı kendine ilke edinmiş insanların darwin'i doğmacılıkla suçlaması çok ironik. Yukarıda da belirttiğim gibi apandiste lenf dokusunun olup olmaması birşeyi etkilemez. Bu yüzden size websitesi soruyordum. Çünkü apandisin bağışıklık sisteminde rol oynar demenin bir manası yok. Bunu düzgün bir siteden yararlarıyla birlikte gösterirseniz o zaman mantıklı olur.

    Geçen gene hy'nin bir yazısını okumuştum. 20lik dişlerin aslında fonksiyonunu kaybetmediğini fiziksel sindirimde çok önemli bir işlevinin olduğunu anlatıyordu. Bir dişçiye sorun bakalım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi fuzbing -- 2 Ocak 2007; 15:20:21 >
    _____________________________




  • Otçul hayvanlarda apendiksin yerinde bulunan kör bağırsağın insan ve etçil hayvanlara göre çok daha fazla geliştiğini ve bitkilerin sindiriminde görev aldığını biliyoruz. İnsanlarda ise şu ana kadar kayda değer bir faydası saptanamamıştır. İçinde lenfoid dokunun olduğu doğrudur. Fakat bu insana faydadan çok zarar getirmektedir. Bu lenf dokusunun büyümesi ile apendiksi tıkaması, apandisitin en sık sebebidir.
    _____________________________
    Hayatta öyle yüce idealler vardır ki bu yolda mağlub olmak bile zafer sayılır.
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.