'Güvenlik' etiketiyle pazarlanan servisler aslında ne kadar güvenli?

 

Günümüzde sık kullandığımız pek çok çevrimiçi servisin güvenli bir iletişim sunmasını ve kişisel verilerimizi saklamasını istiyoruz. Genelde, en azından görüldüğü kadarıyla, firmalar bu güvenlik seviyesini bize sağlıyor. Peki bu güvenlik seviyesi sadece bize mi yarıyor?

Paris'te yaşanan elim terör saldırısı sonrasında teröristlerin birbiri ile nasıl iletişim kurdukları merak konusu olmuş ve PS4 konsolunu kullandıkları gündeme gelmişti. Şimdi ise uçtan uca şifrelemesi ile bilinen mesajlaşma uygulaması Telegram'ı kullandıkları konuşuluyor. 

Telegram yaptığı açıklamada; Paris ve Beyrut saldırılarılarının sorumlusu IŞİD'in kullandığı tespit edilen 78 kanalın kapatıldığı belirtildi. IŞİD bu kanalları propaganda amacı ile kullanıyordu. 

Aslında IŞİD militanlarının Telegram'ı kullandığı uzun süredir biliniyordu zira geliştirici Pavel Durov, Eylül ayındaki bir röportajda bu gerçeğin farkında olduklarını ancak kullanıcılarının gizliliklerini ön planda tuttuklarını belirtmişti. Durov ayrıca iletişimi izleseler bile IŞİD'in bu kez farklı bir platforma geçiş yapacağını, bunun önünün alınamayacağını ve bundan dolayı da sorumlu tutulamayacaklarını sözlerine eklemişti. 

Bu durumda ortaya bir ikilem çıkıyor. Çevrimiçi servislerde kullanıcının özel hayatına saygı mı gösterilecek veya herhangi bir şüphede iletişim izleme altına mı alınacak? İlk şıkkı tercih edenler bu tür terör faaliyetlerinin önünün açılması konusuna ne diyecekler? İkinci şıkkı tercih edenler bir gün yanlış anlama nedeniyle şüpheli duruma düşüp tüm mahremiyeti izlendiğinde ne yapacak? Sanırız bu sorular epey bir kamuoyunu meşgul edecek.