Golf 7 Rodaj ve yeni alınan araçta dikkat edilmesi gerekenler

Admin

Haber Editörü

353 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Orijinalden alıntı: alos2000

Arkadaşlar
1.2 TSİ DSG comfort aracımı
Cumartesi teslim almıştım.
4 gündür Bayrampaşa- Beşiktaş arası yolu
temden- maslak - levent üzerinden yapıyorum.

araç çok güzel harika konforlu
çok memnunum
ancak önceki kullandığım Citroen C3 dizelde yakıp ortalamam 6 yı mümkün değil bulmazdı.
neyse
şimdi çok aşırı sakin kullansam da benzin ortalama 7.5 in altına düşmüyor.
yaklaşık 30km yol için. 1saat en az

araçlar farklı karşılaştırmak doğru olmaz tabi

ancak bu tüketimi düşürmek için önerileriniz var mı?
klima kapalı
camlar kapalı
start stop aktif (( aktif olmalı mı?))
start stopun çok kısa aralıklarla aracı durdurup gitmek araca zara verir mi?
saygılarımla,

Değerli Hocam;
Öncelikle hayırlı olsun...
Kullanma alışkanlıklarımız ister istemez daha önceki araçlardan kalan tecrübelerimizle sabitleniyor.
Biz bunu sağdan direksiyonlu bir ülkeye gittiğimizde yaşadıklarımıza veya iki parmak yazmaya alışan birinin on parmak klavyeye geçişine benzetiyorum...
Aslına bakılırsa;
6 ileri şanzıman;
Gaza basmadan aracı kaldırmak;
1750 devri geçmeden vites değiştirmek.
Cruise Control kullanmak.
Start stop kullanmak,
Auto Hold devreye sokmadan fren yapmak ve onu etkin olarak kullanmak.
Lastik basınçlarını sık sık kontrol etmek.
ve daha da uzatılabilecek bu liste Golf'üm olduktan sonra tanıştığım şeyler.
5850 km.'ye geldi 1 yaşını geride bıraktı ama halen yeni şeyler öğrenmeye devam ediyorum hakkında...
5000 km. ye kadar aracın parçalarının da alışmasına da kendinize de sizin araca alışmanız için fırsat tanıyacak kadar sabırlı olmalı.
Ben başka forumlarda durum nedir bilmiyorum ama burada 200 km. civarında daha az yakıt tüketebilen şimdiye kadar görmedim.
Kendimce dikkat ettiğim şeyler var.
Bunlar benim için alışkanlığa dönüştüğünden standart bir sürücüyü kahredecek kadar sabır gerektiren şeyler.
İlk olarak Cruise Control'ünüz varsa efektif biçimde kullanmayı öğrenmeyi denemeli...
Yoksa ayağınızın gaza basışına gittikçe dikkat ederek kullanmaya alışmak için de zaman gerekli.
Kimi zaman ben ayağımı gaza basıyorum sanıyorum ama meğer ki basmadığımı anlıyorum o kadar hafif basmayı öğrenmek gerek...
Auto Hold'u devreye skmadan duraklamayı/durmayı gerekince devreye alacak hassasiyette kademeli olan fren pedalını kas hafızamıza yerleştirene kadar illa ki zaman geçer. Yoksa frenden kurtamak için boşuna gaza basarsınız.
Start stop 10 saniyeden daha kısa süre sonra aracı çalıştıracaksa devreye sokmamalı ve gerekirse düğmesinden kapatmalı.(debriyajda ayağınızı tutarak kavramayı yıpratmamanız için tavsiye etmem.)
Trafik ışıklarını uzaktan görüyorsunuz yetişemeyeceğiniz belli ise bir an önce oraya gidip sert frenle durarak start stoptan ve fren enerjisi geri kazanımından faydalanmalı.
Eğer kurtaracaksa uzaktan ayağınızı gazdan çekip boşa atıp süzülmesini sağlayıp durmadan hızınızı mümkün olduğunca koruyarak yakıt tasarrufu etmeyi...
Start stop araca kesinlikle zarar vermez. Kendine özgü yağlama sistemi ve marş motoru var.
Sadece 2-3 saatlik yolculuk bitiminde park ederken start stopu düğmesinden kapatmalı ve 2-3 dakika rölantide çalışmasına müsaade ettikten sonra stop edin yeterli.
Bu liste uzatılabilir.

Asla mecbur kalmadıkça ESC'yi kapatmayın.
Devreden çıkartırsanız en kısa zamanda ve en uygun yerde tekrar devreye alın.
Çünkü;
Önden çekiş ve arkadan itiş farkı....
Yazıklanacak bir şey yok aslında...
Gece ile gündüz kadar farklıdır yüksek hızlarda verdikleri tepkiler.
120 km/s hıza kadar önden çekişli araçlar son derece güvenli ve stabildirler.
Deyim yerindeyse acemiler için ve aracın sınırlarını bilmeyenler ya da bilmek için hiçbir gayreti olmayacaklar için idealdirler.
Arkadan itişli araçlar huysuz aygırlara benzer hele hele kullanıcısını yadırgar, korkusunu hissederse bir de üstüne orada fazla fazla beygir varsa sizi üstünden atmak için virajı bile beklemez, ilk gaza gereğinden bir kaç milimetre fazla bastığınız için dümdüz yolda düpedüz savururur ve "alllah allah bu düz yolda nasıl kaza yaparlar anlamam" diye bahsedilen talihsiz kişi olursunuz. Çünkü torque steer; en az arka tamponunuza hafifçe dokunulsa dahi yoldan çıkmanıza neden olacak fiziksel momentlerle aynı soydan gelen oversteer'in atası, babasıdır; anneleri kafadan kayma understeer ile izdivacı sonrası hem anaya hem babaya benzeyen en hain ve acımasız evladıdır.
Ne ESP ve XDS ne de diğerleri sizi kurtarmaya yetmeyebilir...
yaklaşık beygir güçlerinde ve hatta sizden 5 10 beygir zayıf da olsa motoru, sizin aracınızdan 5 yaş da büyük olsa sonuç değişmeyecektir....
Transmisyonu arkadan itişli araçlar özellikle virajlı yollarda ve pilotaj arasında ciddi farklar yoksa kesinlikle geride bırakır önden çekişli araçları...
Pilotajımız iyinin üstünde, hatta ileri sürüş tekniklerine vakıf olan bir üstünlükte olsa bile yine de fizik kurallarını alt edebileceğimiz anlamına gelmeyecektir.
arkadan itişli araç viraja gelirken hill and toe manevrasıyla önce motor devrini yükseltirken frenajla girilen viraj öncesinde ağırlık transferini doğru zamanda yaptığında aracın gücünü aktardığı arka lastikler virajın dışına doğru savrulmaya başlar.... İşte o an zamanlaması doğru yapılmış kontra ile önce lastiklerin tutunmasını sonra aracın ağırlığıyla lastiklerin tam tutunmasının gerçekleştiği doğrusal çizgiyi tam virajın iç orta noktasında tutturduğumuzda başlangıçta sizin aleyhinize olan fizik ve doğanın diğer güçleri bir anda sizin tarafınız geçerek sürüklenmeyi (drift) bir zevk, kontrollü olarak ağırlık transferi ile maksimum hızda virajı almamızı sağlayan bir hale getirecektir.
Bir diğer deyişle;
Arkadan itişli araçlar yüksek performans araçlarında özellikle tercih edilen aktarma sistemidir; ki, hızınızı azaltmadan virajı almanız mümkün olmayacak denli yüksekse ve araç sürüklenecek ya da kayacaksa işte bunu kontrollü olarak yapmanızı ve hızını azaltmadan araçla sağ salim virajdan çıkmanızı sağlayacak olan camiada “oversteer” dedikleri olay gerçekleşir ve sonucunda arka tekerlekler virajın dışına doğru kaymaya başladığında kontra yapılmamışsa virajın iç kısmına doğru spin atacağız demektir. Eğer bilgisiz ve çaresizce aracın kaydığı yana doğru direksiyon hareketi devam eder veya frene ya da debriyaja dokunursak, değişen ağırlık dengeleriyle aracın kontrolden çıkmasıyla sonlanacak bir hatanın ilk hamlesi olacak; yani bu hayatta yapacağımız mutlaka ilk hata değilse bile eğer yeterince hızlıysak son hata olacaktır.
Bir de bu durum ideal viraj çizgisini aracın ağırlık dağılımını kontrollü biçimde değiştirebileceğimiz ve insanların en büyük korkularından biri ile alay edercesine yeni zamanlarda drift denen çılgınlığa kucak açacaktır. Peki bu yöntemi önden çekişli bir araçla uygulamak mümkün müdür? Kısaca; hayır. Çünkü bu bizim kafadan kayma dediğimiz direksiyonel hareket yapan tekerleklerin bir de üstüne vazifeymiş gibi gücü aktarma ya da çekişi sağlama işgüzarlığının doğal bir sonucudur.
Ancaaak; 120 km/sve üstü hızların üstü, sadece aklı başında kişilerin ve arkadan itişli bir aracın direksiyonunda oturmaları halinde ve bu kişinin ileri sürüş tekniklerinin teorik ya da pratik deneyimine sahip olması halinde ve de aracını yalnızca uygun yol koşullarında sürdüğü durumlarda geçerlidir.... Burada bir kendi içinde çelişen oksimoronun nadide güzellikteki örneklerinden bu sözcüğü kullandım; ama sorun bir kez niye kullandım.... Çünkü hangi aklı başında kişi 120 km/s üstü hızlarda viraja girer sözünün yanıtının "hiçbiri" olduğunu bildiğimden...
Eee tevkkeli dememiş mi bin düşünüp bir söyleyen, dinleyene de zoru kolay eyleyen atalarımız ...
Göz ola dağların ardını göre.... Akıl olaaa başa gele....
Eren hocama söz verdiğim hız sevdamın katili de kendisidir ve size tanıştırmalıyım onu.... oversteer'i takdimimdir...
Size sözümü de yerine getirmiş olayım Eren Hocam....@fcsrn
İşte o bahsini ettiğim fırsat ya da vesile doğdu nihayet....
İzmir'den Antalya'ya yolculuğumda Denizli yolunda benim Ferrari sandığım ancak ruhsatında kamyonet yazan aracımla girdiğim her zaman 120 km/s ile virajda, kapışırken şeytana uyduğum beyaz bir sedan tarafından geçilmemi sindiremeyip ayağımın altındaki itidal olsun diye bıraktığım o gaz pedalının döşemeye yaslanmasıyla sona ermiştir gençliğim... O anda yalan yanlış bildiğim sürüş teknikleriyle, 30'umun başlarında ayağımı yere basamayacağımı anladım bu akılla.... İhtiyarlık, ihtiyari olarak davranmayı bilmenin kişileştirilmiş, cisimleştirilmiş halidir, anladım ki ben çoook gencim daha.... Her yaşlı ihtiyar değildir elbet ama her genç ölen pişman ölür desem ne fayda.... işte bu; o derin virajın sonunuda sellektör yaparak gelen kamyon da hayatımın bir film tadında ve ışık hızında aklımdan gelip geçmesinin eseri olarak kalan sözdür. Ayaklarımı yere sağ salim bastım belki ama antalyadan araca binen adamdan 30 yaş daha yaşlıydım artık tüm hayatım gözlerimin önünden geçerken o otuz yılı yeniden yaşadığım için ve ihtiyar bir adamdı artık gençliğinin ve hız sevdasının katili olan o viraja dönüp bakan...
İleri sürücülük teknikleri değil atom fiziği de biliyor olsanız fizikteki temel yasalara karşı gelmenin imkanı yoktur. Kontrol altına alınabilirlerse de tıpkı bir kurdun çiğ eti görene kan kokusunu alana kadar evcilleştirilmesine benzer biçimde geçici olarak kontrol altında tutulurlar.
Fakat durdurulamaz noktaya geldiklerinde ne merkezkaç ne atalet ne de benzeri hareketle ilgili temel ilkelerin cesaretle ve tecrübeyle tamamen ortadan kaldırılamayacağını, en usta drift ve oversteercilerin dahi kaza yaptıklarını unutmamalı.
Understeer'e ise ustalığın para etmediği, talihin çaresiz kalarak boyun eğdiği noktadır. ESP ve bağlı elektronik sistemler gücü ve frene de müdahale ederek en uygun biçimde dağıtırlar ve kazasız belasız virajdan çıkmanızı sağlar bu isimsiz kahramanlar... Ama ağırlık transferi dengesiz yapılmış bir araçta hiçbir elektronik sistem işe yaramaz.
Siz siz olun ESC, ESP ve benzerlerini kapatayım da biraz drifting yapayım yani yanlayayım demeyin dostlar... Aman

Golf 7 Rodaj ve yeni alınan araçta dikkat edilmesi gerekenler

Orijinalden alıntı: TiFoSi_BJK

yaklaşık 700 kmlik uzun yolu 8,5 litre civarında bir ortalama ile tamamladım! ortalama hız dağ tırmanışı hariç 120 km üstünde.
yolun en zevkli kısmı ise ts850lerin kusursuzca çalıştığı dağ tırmanışı idi.
kartalkaya yolunu bilenler için dağ yoluna saptıktan 300m kadar sonra kar başladı, 3. veya 4. viraja girmiş kar üstünde limitleri zorlar iken önümüzde duran ulusoya ait otobüsler ve saygılı şoförleri yüzünden 15-20 dakika beklemek durumunda kaldık! bu duraklama sonrası uzun bir konvoy bizi bekliyordu, otobüsler ve daha ilerde kalıp zincir takan arabaları (pek çok kaliteli suv da bunlara dahil) dağ yolunda birer birer ayıklayarak, istanbul maltepeden kartalkaya zirvesine bu bekleme dahil 3 saatte ulaştım.
çıkarken yolda alakasız yerlerde zincir takanları gördükçe ilk başta bu insanlar zincirsiz buralara kadar nasıl çıktılar diye düşünürken otelin otoparkında gerçeği gördüm.
otoparkta bizim ekibin dışındaki arabaların nerdeyse %80inde zincir vardı ve bu zincirli arabaların %70i aynı zamanda kış lastiği kullanıyordu.
işin acısı ya bu insanlar karda araba kullanma konusunda tecrübesiz ya da fazla temkinli gidiyorlar.
ben buz üstünde tırmanışta yer yer 100km/saat hızı geçtim, inişte gördüğüm maksimum hız 70 i geçmedi frenlemede sıkıntı yaşamamak açısından.
otelin otoparkında incelediğim zincirli kış lastikli araçlar arasında goodyear ug performans takılı golf dikkatimi çekti. zincirli diğer bilindik lastikler arasında bridgestone lular epey ciddi sayıda idi.

zaten düşük profilli(fiyatlı) sözde f/p lastiklerinin tamamı zincir takmak zorunda kalmış idi(lassa petlas ve ilk defa gördüğüm bir sürü abidik gubidik marka)

belki benim aşırı güvenim belki lastiklerin performansı tırmanışta belki 100 tane araba sollamışımdır bunların arasında quattro a6 da var range rover sportta var.(bunlar zincirsiz kış lastiği ile çıkmayı başaranlar)
inerken fazla trafik yoktu ama yine de 20ye yakın araba sollamışımdır. hatta otelden benden 15 dakika kadar önce ayrılan bir dusterı da 20km gibi bir mesafede geçerek solladım =) (tam süreyi yol bilgisayarından biliyorum o gidince direk motoru çalıştırıp onun çıktığı yere çekmiştim arabayı yükleme için)

sonuca gelecek olursam ts850 tercihim geçen sene zaten bir kaç kez istanbul şartlarında test etmiş yeterli bulmuştum, şimdi kesinlikle tavsiye edilir olarak değiştiriyorum.
bu arada iyiki h sınıfı almışım otoyol kullanımının büyük çoğunluğu 170-200 bandında gerçekleşti, su tahliyesi zayıf diyenler olmuştu desenden dolayı titreşim yapıyor diyenler de, bi zahmet balans yaptırsınlar lastiklerine en ufak titreşim hissetmedim

Orijinalden alıntı: SILVERSHADOW

Emir Hocam;
Sizde de gizli kalmış bir uzun yazma yeteneği olduğunu gördüm.
İnanın ki yolculuğunuzu gözlerimin önünde canlandıran akıcı bir anlatıma sahip bu yazıyı bitmesin diye yavaş okumaya çalıştıysam da bir solukta okumuşum. Sonra bir daha bir daha....Bir hayli de bilgi edindim bu arada elbette.
Ellerinize sağlık.
Kar ve buzda özellikle dikkat ettiğiniz şeyler oldu mu?
Çoğu otomatik şanzımanda mevcut olan kar ve buzlu zeminde kullanmak için "Kış Modu" var mıdır?
Kış Lastiklerine İzmir'de ihtiyaç yoksa da ihtiyaç olduğunda ne alacağım konusunda fikir sahibiydim ama daha da emin oldum.

Orijinalden alıntı: TiFoSi_BJK

murat abi,
dsg şanzımanın sürücü tarafından seçilebilen bir kış modu yok, belki kendisi hesaplamalar yapıp belli değişiklikler yapıyordur,
yaklaşık 10 yıldır arabayla dağa çıkarım, heralde bir 40 tırmanışım olmuştur. bu yolların ortalama 40kmsi kar buz üstünde diye sayarsak yaklaşık 1600 km sırf dağ yollarındaki kar buz ile ilişkim olmuş demektir iniş ve çıkış olarak.
karda buzda kendime biraz güvenirim, tabi ki bu güven öyle bir günde oluşmadı.
zaman içinde üstüne koya koya, kullandığım arabanın limitlerini deneye deneye gelişti. mesela ilk dağa çıkışım corsa c 1.3 cdti 70 hp ile olmuştu. güvenlik donanımı olarak sadece abs olan bu araçta zincir ile limitleri bilerek yavaş ama güvenli çıkardım. daha sonrasında corsa d cdti 90 hp (bu araçta esp var ekstra olarak) ile ilk 3 yıl kar paleti marifeti ile dağ yollarını aşındırdım. zincirli günlere göre biraz daha hızlı bir tempo tutturuyor, arka tarafın koptuğu durumlarda espnin müdahil olması ile yolda kalıyordum. ilk ve tek yoldan çıkma vakam kış lastiklerini aldığım ilk tırmanışta başıma geldi. lastiklere aşırı güven (micehlin alpin a4) ile kartepenin virajlı yollarında hız denemesi yaparken sert bir virajın önümüzde olduğunu aklıma getirmem ile fren yapma girişimim sonucu araba kayarak sol taraftan bir kar kütlesine çarptı. ilginçtir benim gibi pimpirikli ve titiz bir adam olarak ben orda durup bakmak yerine sanki bir ralli etabında zaman kaybetmemesi gereken bir pilot gibi gazlamaya devam etmiştim. zirveye çıkana kadar korku içinde olan ben, arabanın hasarsız atlattığını görünce hem şaşırmış hem sevinmiştim bu kazayı.
ondan sonrası hem alpinlerin hem corsanın sınırlarını tam olarak öğrenmemle beraber dağ yollarındaki şovlarım başladı diyebilirim.
sollanmayan suv veya 4 çeker araba kalmadı, karda kullanmak gerçekten bambaşka bir his gerçekten çok seviyorum hatta devamlı bu şartlarda kullanmayı isterim tabi etrafımdaki insanlarında karda kullanma tecrübesi olması durumunda. yoksa istanbulda 1 ay kar yerde kalsın dersek yandık demektir. insanlar işe 2 günde falan giderler heralde.
karda hızlı kullanırken tepkilerin geç olacağını kestirerek aslında 2 sn sonrasının hamlesini yapmanız fayda getirir, yani direksiyonu çevirecekseniz 2 sn önce çevirin değil tabi bu ama normal fren noktanıza o hızla tahmini olarak 2sn varken freni kullanmalı, ayak daha frendeyken lastikler çevrilerek yavaş yavaş yolu kavramasını sağlıyorum ben. niye böyle yaptığıma gelirsek, araba fren yükü altında ön tarafa daha çok ağırlık transfer ettiği için ön lastiklerin tutuşu bir nebze olsun daha iyi olmakta. yine viraj çıkışlarında yol müsaitse iniş olsun veya çıkış olsun gaza erken yüklenerek hem biraz dışa atarım arabayı hemde hazır öndekiler yavaş iken geçebildiğim kadar çok araba geçmeye çalışırım.
tırmanırken araba düz gider ama özellikle yüksek hızlı veya hızlanılmaya çalışılan anlarda direksiyon asla düz değildir. hep arabanın gitmeye çalıştığı yönün aksine döner ki arabayı bir çizgide tutmaya çalışayım.
geçen hafta dizel fluence ile çıkmış inmiş, hemen hemen tc katkısını pek görmemiştik, golfte ağır bir mesai yaptı kendileri, tabi elin altındaki güç epey farklı ve arabadaki insanlar hızlı sürüşe biraz daha katlanır kişilerdi.

Orijinalden alıntı: SILVERSHADOW
Teşekkür ederim tekrar Emir Hocam tüm bu detaylar için;
Ben ilk buz dansı denememi İzmir-Afyon yolu üzerinde şiddetli sis ve tipi altında çevre yolu girişi ilk yapıldığı 2000'lerin başında yaşadım...
Gayet estetik figürler sergiledim şahsen altımdaki her ne kadar Megane 2 olsa da...
Lastik basıncıymış, kış lastiğiymiş henüz bilmediğimiz zamanlardı..
Aramızda bir hayli mesafe olsa da yola çıkan 6-7 köpekten oluşan sürüyü fark etmemle ayağımı gazdan çekip frene koymam arasında araç yük transferi nedeniyle kaymaya başlamıştı bile...
Frene ayağımı dokundurduğum anda arkama sağıma soluma baktım bomboş ve kafadan çarpıp radyatörü parçalamak yerine yanlayarak çarpıp yola devam etmeyi akıl ettim o kısacık zamanda...
Direksiyona hafif bir müdahale yetti.. Sağa doru 90 derece açıyla kayarken kontra için geç olsa da frenden ayağımı çekip gaza hafif basarak arabanın kendini toplamasıyla yolu tekrar kavradığını hissettiğimde
tam tersi istikamette aracın burnu sabit arka kısmı neredeyse 180 derece döndükten sonra istediğim yöne gitmesi için
kontrayı bu kez baştan vererek ve tekrar yanlayarak acemi şansıyla tek bir köpeğe dahi çarpmadan yoluma devam etmiştim..
Sonra ilk yağan yumuşak ağır tonajlı araçların izinde gitmeyi, sollamaya çıkarsam duvara çarpmışçasına savrulabileceğimi...
Sonra sol ayak frenini öğrendim...
Ayağınızı gazdan çektiğiniz anda araçta ağırlık transferi yapmadan hızı azaltmak ve vites düşürürken de ağırlık transferine neden olmamak için heel and toe dedikleri sağ ayağın parmaklarıyla frene basarken topukla hafifçe gaza basmayı...
Ama Golf'teki ESP açıkçası tamamen yabancı olduğum bir teknolojiydi ve tüm bu manevralara gerek kalmadan kontrollü olarak viraj almanızı ve hızınız korumanızı sağlıyor.
Tam acemi sürücüler için ideal ve hayat kurtarıcı.....

Klima grubundaki SETUP tuşu

Bu tuş aslında Media ekranı üzerinden Klima ayarları yapacağımız Menüye de kısayol tuşudur.
Ekranın üst alanında güncel klima ayarları gösterilir;
örneğin, sürücü ve ön yolcu tarafında ayarlanan
sıcaklık. +22 °C (+72 °F) ve altındaki sıcaklıklar
mavi oklarla, +22 °C (+72 °F) üzerindeki sıcaklıklar
ise kırmızı oklarla gösterilir.
Fonksiyonu açmak veya kapatmak veya alt menüyü
seçmek için ilgili fonksiyon alanına dokunun.
/Klima profili tuşu ile AUTO modunda fan seviyesi ayarı Hafif, orta ve güçlü arasında seçim yapılabilir.
/OFF Climatronic sisteminin kapatılması.
/ON Climatronic sisteminin açılması.
/Ek kalorifer menüsünün açılması
/Ayarlar anlamına gelen içiçe geçmiş dişliler olarak sembolize edilen tuş
alt menünün
//AUTO modunda fan seviyesi ayarı Hafif, orta ve güçlü arasında seçim yapılabilir
//Ek kaloriferin açılması ve kapatılması için
//Otomatik hava sirkülasyonunun açılması ve kapatılması için
//Alt menünün kapatılması için fonksiyon alanını
kontrol etmenizi sağlar
Bu Composition Color görüntüsü

Bu ise Composition Media

Sürüş yolu göstergesi
sadece Park assist olanların değil park pilot özelliğine sahip araçların bir özelliği.
Ancak Maalesef Highline'larda 5.8" medya ekranı olan araçlarda görebilmek mümkün. 5" lik ekranlarda işlev aynı ama yol gösterilmeden sesli ve sadece ön ve arka kısımlardaki yakınlaşmaları gösteriyor.
Eğer bu ekranınız yoksa da üzülmeyin ekranda görülmese de sesli uyarı özelliği sizi uyarmaya devam ettiğini test ettim.
Fakat Park assist'e sahip olan araçlarla arasında kapsama alanı bakımından fark var.
ama en çok karşılaştığımız marşpiyerlerin park önleyici duba ya da Mantarlara çarpması, geri sağ veya sol manevralarda sağ ya da sol burun kısmının sürtmesini engellemek için bire bir bu özellik.
En büyük korkularımdan birisi de aracımı hareket ettirecekken küçük bir çocuk vaya bir başka canlının manevra alanına girmesi halinde görmenizin imkan ve ihtimali olmadığı hallerde de uyarı vererek kesinlikle işe yarar.
şimdilik aklıma gelen olasılıklar bunlar
Direksiyonu çevrilmiş bırakıp bunu aracı hareket ettirdiğimiz esnada fark etmezsek bu ekran park freni indiği ve gidilen yöndeki vitese takıldığı ve bu yönde bir engel tespit ettiği anda aktive olarak uyarabilir.
Yani aracın genişliğine alışana kadar acemiliğinizi atana kadar ideal. Malum araçtaki ufak tefek sürtme ve çarpmaların çoğu ilk altı ayda gerçekleşiyor.
Kitapçıkta bununla ilgili yazanlar aşağıda....
İkinci fotoğraf Park assist opsiyonlu bir araçta görsel destekli Sürüş yolu göstergesi
İlk paylaştığım fotoğraf ise park pilot opsiyonuna sahip bir araçtaki sürüş yolu göstergesi.
Fotoğraflar için Yasin Hocam sağolsun...

Cruise Control(CC); yani Hız Sabitleyici nasıl kullanılır? CC ile sürüş teknikleri...

İnceliklerini zamanla ve üstadlarımdan öğrendim ve bu ilkeleri uyguladığım sürece tüketim değerleri düşük ama en önemlisi lüzumsuz yere aracınızı da yormamış olursunuz.
Cruise Control(CC) ile sürüş ayrı bir sanat dalı olarak okullarda okutulacak denli incelikli bir mesele...
*Gaz kesmeden düşük hızda da olsa yol alınacak hızlarda her fırsatta kullanmalı.
*On/Off veya CNL veya boş vites veya frene basılınca CC devreden otomatikman çıkınca hafızadaki son hız silinmez ve RES tuşuna basılarak tekrar devreye alınabilir.
* Eğer ciddi bir yavaşlama olduysa CC'yi devreden çıkartarak gaza yüklenmesini önlemelidir.
*Yokuşa yaklaşırken CC'yi devreden çıkartıp - gaz kesmeden - kademeli olarak azaltmak tamamen aracın sahip olduğu ivmesini de kullanarak rampayı çıkmak...
Çünkü CC yokuşlarda gaza yüklenince değer artışına neden oluyor.
*Yokuş inerken eğer meyil dikse uygun olan en yüksek viteste meyil az ise boş viteste inerek CC'yi devreden çıkartmak.
*sıkışık trafikte, ilerideki trafiğin durduğunu görerek CC'yi son ana kadar devrede tutmamak..."
*uzun hafif meyilli rampalarda cc kapatılmalı araba yer çekimi eşliğinde rampayı inmeli boş yere gaz vermemeli:)
*+ tuşunu kullanmak hele hele 2-3 kez basarak sürekli gaza yüklenmekle aynı sonuçları doğurduğundan çok fazla tercih edilmemeli.
Bunun yerine
"RES tuşu ile yumuşak biçimde hızınızı arttırarak 'ayağınızın altında yumurta varmış gibi...'gaza basmanızı simüle ederek hızınız arttırmak" benim keşfim...

Konu resmim elbette Yasin Üstadımdan...

HGS Etiketini Nereye Yapıştırmalı?

Siyah noktalı alan iletişim penceresi olarak anılıyor ve bu kısma kesinlikle bir şey yapıştırılmamalı.
Yoksa kapıları açarken veya kapatırken ya da alarm varsa devreye alırken sorunlar yaşayabilirsiniz.
Bu siyah kısmın sürücünün görüşünü kapatmayacak şekilde sağ alt kısmına da yapıştırabilirsiniz
içten bakınca siyah bölgenin sağ üst kısmına da...
Her iki şekilde de araç geçişinde okuma anlamında sorun yaratmayacaktır.

Orijinalden alıntı: mtyk

Arkadaşlar merhaba. Bende geçtiğimiz Cumartesi 1.6 tdi comfortline dsg aracımı teslim alarak aranıza katılmış bulunuyorum. Maalesef hafta sonu işlerin yoğunluğundan ne doğru düzgün arabayı kullanma fırsatı buldum, ne de adam akıllı bir fotoğraf çekebildim. İşe de sabah servisle geldim, şu an aklım Golf'de kaldı. Çok kısa bir süre kullanma fırsatı bulsamda, hakkaten araba her ayrıntısında farkını hissettiriyor.
Sizlere sormak istediğim bir soru var. Belki daha önceden sorulmuş olabilir, kusuruma bakmayın. Daha önce start/stop'lu araç kullanmadım hiç. Kontağı kapatmadan önce arabayı kısa bir süre rölantide bekletmek gerekir diye biliyorum. Golf'de aracı durdurup vitesi "P" ye aldığımda direk start/stop devreye girip arabayı stop ettiriyor. Ben mi yanlış bir şey yapıyorum, yoksa normalimi bu şekilde?

Değerli Hocam.
Hayırlı uğurlu olsun..
Sondan başlayayım.
Start Stop hakkında detaylar:
30-40 dk minimum maximum trafikte kaldınız park ettiniz araçtan indiniz sol ön Lastiğin ordan pıs pıs diye ses geliyor nedenini bilen varmı.
Turbo nun yağlanmasına devam etmeye yarayan elektrikli pompanın sesidir o.
Start stop nedeniyle veya uzun süre yol aldıktan düşük devirde bir süre çalıştırarak yüksek devirde çalışan turbo türbininin yataklarının yağsız kalarak zarar görmesini engellemek işlevine sahiptir.
Siz yine de birkaç saatlik uzun yoldan gelince yine de 5 dk kadar start stop u kapatıp rölantide çalıştırın diyor kılavuz kitapçıkta.
Start stop alışık olduğumuz kömürlü marş motoru mantığına sahip değil.
Start stop çok ciddi teknolojilerden biri bana kalırsa.
Çünkü her biri diğerine bağlı pek çok teknolojik geliştirmeyle sağlıklı çalışabilir.
İlk olarak bu sistem geleneksel marş sistemi gibi değil.
İlk başta araçlarımız turbolu ve turbonun rölanti devrinde mil yatakları yağlanır. Siz veya start stop aniden yüksek devirlerden sonra kapatması halinde yağlanma gerçekleşmeyeceğinden kısa sürede arıza kaçınılmaz olduğundan motordan bağımsız bir yağlama sistemine sahip.
Dolayısıyla start stop motora, turboya zarar vermeyecek yapıya kavuşturulmuştur.
Kılavuz kitaçıkta böyle bir ibare yok ama Volkswagenim.com adresinde bir aralar yakıt tasarrufu önerileri arasında 10 saniyeyi geçmeyecekse start stop'un efektif olmayabileceğini çünkü ilk çalıştırma sırasında yapılan yakıt takviyesi nedeniyle kısa süreli pik yaptığı ancak her çalıştırmanın 10 saniyelik yakıt tüketimine eşdeğer olduğunu aktarmışlardı.
Bu durum DSG için daha etkin olmak kaydıyla geçerlidir. Şöyle ki; DSG siz dururken ayağınız frendeyken veya auto hold aktifken boştadır ama yarım debriyaj gibi yük altındadır.
Tam anlamıyla siz N veya P viteslerine aldığınızda tam anlamıyla boş viteste ve yüksüz çalışır.
Aracı hareket halinde kesinlikle N'ye almayın ama duraklamanız gerekirse N'de tutarak vites kutunuzu korumuş olursunuz.
Sürekli dur kalk trafikte vites kutusuna P'ye ve N'ye alarak müdahale yerinde midir ? bilmem ama kılavuzda yazıyorsa yapmaktan kaçınmamalı.
Durma ve park etme esnasında da vites kutusunu yükten kurtarmak için P'deyken stop etmeli.

Start stop devreye girmeme koşulları....
*Işığı yanar durumdaysa deaktiftir
* bilgi ekranında devreye girmeme nedeni yazmaktadır.
*Motor yeteri sıcaklığa ulasmadiysa
*havalandırma ortam sıcaklığına göre yüksek yada düşükse ve açıksa
*araç aşırı eğimli bir pozisyondaysa
*vites konunun yanındaki butondan kapatıldığında
*debriyaj pedalına basılıyorsa (manuel araçlar için)
* araç çok yavaş da olsa kayıyorsa yani tamamen durmadıysa
* araçta buğu çözme açıksa
* emniyet kemeri takılı değilse
* kaput veya kapı açıksa
*Otomatik şanzımanlı araçlarda: Ön tekerlekler çok fazla çevrilmiş olmamalıdır.
*Park yardım sistemi (Park Assist) devrede olmamalıdır.
*ACC varsa ve aktifse sistemin kontrolü ACC tarafından devralınacağı belirtilmektedir.

Bir döneme damga vuran unutulan amortisör takozları
GTI veya R teslim edilirken mutlaka kontrol etmelisiniz çünkü orijinal body kitli, spor süspansiyonlu ya da DCC'li araçlarda olma olasılığı yüksek...
Aracın transport aşamasında salınımdan dolayı zarar görmesini engellemek amacıyla süspansiyon hareketini kısıtlama mantığına dayalı olarak fabrika montajı sonunda takılan ve teslimat esnasında unutulan amortisör takozları..

*İlk fotoğraftaki gibi lastik körüğü yukarı kaldırmak gerek anladığım kadarıyla.
*Aracın ön amotisörlerine uygulananlar dıştan bakılınca görülmüyor.. Çünkü amotisör körüğünün içerisinde.
Ancak arkadakiler sonderece açık ve net süspansiyon yaylarının üzerine takılan esnemesini önleyen parçalar.
Burada ilk kez fark ettiğim bir modeli daha var arka amotisörlerin üzrindeki süspansiyon yaylarını tutan...
Bu fotoğrafı indirip dikkatle inceler misiniz?

Fabrikadan araç teslim edilirken bayiye amortisörlere takoz koyuyor çoğu firma tırda inip binerken araç esnemesin diye. Normalde farklı takoz modelleri gördüm ama vwdekini yani amortisör milinin etrafına sarılanı ve dışarıdan kesinlikle farkedilmeyenini ilk defa görüyorum.

Bence araçlarınızı kontrol etmenizde fayda var. Linkteki fotoğraflara bakarsanız zaten anlıcaksınız. Firmalar butip şeyleri araç üzerinde unutmakta çok ünlüler aracınızda takozlar halen sökülmemiş olabilir

Bu da sakıncalar doğurabilir. Yurtdışında baya bir insanın farklı markalarda başına gelmiş.

http://forums.vwvortex.com/showthread.php?6994418-Strut-pucks-on-2015-Volkswagen-MK7-gti

< Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >

TiFoSi_BJK

Yarbay

13960 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

SILVERSHADOW

kullanıcısına yanıt

forzaGilles

Yüzbaşı

701 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Golf 7 Rodaj ve yeni alınan araçta dikkat edilmesi gerekenler

Benzer içerikler